Rei, uçurumun kenarında tutunduğu daldan kaymaya başladı. Bir an paniğe kapıldı ve boşluğa düşeceğini düşündü. "Gene mi düşücem ya?" diye içinden geçirdi. O anda, Aang son anda ona uzandı ve kolundan yakaladı.
"Tuttum seni!" diye bağırdı Aang, onu yukarı çekmeye çalışırken.
Bao da hemen yardıma koştu. "Evde görüşeceğiz Rei, 5 Night House'da," dedi kararlı bir sesle.
Rei, hala Aang'in güçlü kollarında asılı dururken şaşkınlıkla baktı. "Ne oldu?"
Aang derin bir nefes aldı. "Sence? Kayboluyorsun ve en son bize haber geliyor."
Rei iç çekerek başını salladı. "Tamam, bir dahakine ilk size mesaj çekerim."
Dae, olan biteni anlamaya çalışırken kaşlarını çattı. "?? Dalga mı geçti ben anlamadım."
Bao, Dae'nin omzuna hafifçe vurdu. "Boşver. Rei durum ciddi, iyi misin? Guvei korkudan 911'i aradı."
Rei kendini toparlamaya çalışarak başını salladı. "Dedim ya, iyiyim. Guvei ile konuşur hallederim, programın gerisinde kalmam."
Aang'in yüzü ciddileşti. "Sorun koreografi değil Rei, sende bir sıkıntı var ve anlatmıyorsun."
Rei, gözlerini kaçırarak iç çekti. "Sadece bir geçiş dönemi işte."
Aang sabırsızca bakarak kaşlarını çattı. "Senin geçiş dönemleri sıkıntılı, onu ne yapacağız?"
Rei derin bir nefes alarak başını salladı. "Ben odadayım, biraz uzanacağım."
Aang, ona bakarak sert bir şekilde konuştu. "Geri dönünce olanları anlatacaksın ama."
Rei, yorgun bir şekilde başını salladı. "Tamam."
Rei, odaya girer
Odada yalnız kalınca, Rei yavaşça yatağa oturdu ve derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp içindeki karanlığı hissediyordu. Sessizce mırıldandı. "Lee, başaramadım. Üzgünüm. Seni yin&yang'dan çıkaracaktım ama Zephyr olmadan yapamam. O da hangi boyutta bilinmez."
Rei'nin zihni, kardeşi Lee'ye dair anılarla doluydu. Lee, onunla birlikte büyümüş ve her zaman onun yanında olmuştu. Ancak Lee, bir gün gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu ve Rei o günden beri onu bulmak için çabalıyordu. Zephyr adında mistik bir varlık, Lee'yi başka bir boyuta sürüklemişti. Rei, kardeşini kurtarabilmek için Zephyr'in izini sürmeye çalışıyordu, ancak bu yolculuk onu hem fiziksel hem de zihinsel olarak yıpratmıştı.
Yorgun gözlerle tavanı izlerken, içindeki umut ışığını kaybetmemeye çalıştı. Aang ve diğerleri, onun için endişeleniyordu ve bu, ona güç veriyordu. Rei, içindeki karanlığı yenmek ve kardeşini kurtarmak için tekrar ayağa kalkmak zorunda olduğunu biliyordu.
Gece ilerlerken, Rei yavaşça ayağa kalktı ve pencereden dışarı baktı. Yıldızlar, karanlık gökyüzünde parlıyordu. Derin bir nefes alarak, içindeki gücü toplamaya çalıştı. Kardeşini bulmak ve onu geri getirmek için mücadele etmeye kararlıydı.
Sabah olduğunda, arkadaşları Rei'yi tekrar kontrol etmek için odasına geldiler. Rei, yorgun ama kararlı bir şekilde onlara baktı.
"Aang, Bao, Dae, Kang," dedi. "Sizlere her şeyi anlatacağım. Lee'yi kurtarmak için ne yapmamız gerektiğini de. Birlikte başarabiliriz."
Aang : biri iyi bir gece uykusu çekmiş sanki
rei : kardeşimi yin&yang'dan çıkaracağım sonu ölüm olsa bile
------------*-----------------*-----------------*----------------------*---------------*-----------*----------*----------*--*
fic angsttır iyi şanslar

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİN& YANG: KAYBOLUŞ
Science FictionLEE DEN UÇRUMDAN ATLADIĞI GÜN KUTSANMIŞTIK YİN&YANG KIRILMA NOKTASINA GELMİŞTİ LEE: al işte babası gibi atladı uçurumdan