Yalnızım. Uzun bir süredir. Aslında bir bakıma kendimi bildim bileli. Hep yalnızdım. Kendimi acınası göstermek için demiyorum ama hep kendi başıma, kendimi kendim büyütmek zorunda kaldım. Bu biraz üzücü ve biraz da trajedik. Anne sevgisi gördüm ve baba sevgisi de... Ama ilgiyi asla alamadım. Beni sevdiler ama uzaktan. Gerçekte ne hissettiğimi sormadılar, neden ağladığımı veya neden güldüğümü. Tek dertleri mutlu bir aile profili çizmekti. Yanlarında kendimi hep uyumsuz hissettim. Babam hep işe giderdi ve uzun bir süre eve dönmezdi. Annem evden çalışırdı ve sadece yemek saatleri beraberdik. Bütün gün tek başıma odamda oyuncaklarımla oynayıp durdum. Ama bir kere de gelip benimle beraber oynamadılar. Hep ama hep meşguldüler. Meşgul, meşgul, meşgul! Sadece ama sadece uyuma zamanım gelince bana arada sarılıp iyi geceler derlerdi. Bana hiç kötü davranmadılar. Aslında yakınma hakkım olmadığını biliyorum. Ama bazen okuldayken kendimi herkese karşı yabancı hissediyorum. Sınıf arkadaşlarım aileleri ile ne yaptıklarını konuşuyor, doyasıya anlatacakları anıları var. Bende ise sadece 5 yaşımda beraber gittiğimiz o lunapark anısı var. Onun dışında doğru düzgün hiç beraber olamıyoruz.
Eskiden, ben çok daha küçükken benimle daha ilgililerdi. Annem her zaman gülüyordu ve babam beni kucağına alıyordu. Ama her şey ben 5 yaşına geldiğimde bozuldu. Bir gün annemle babam çok büyük bir kavga etti. Neden ettiklerini hiç anlamadım, şimdi bile anlamıyorum. Ama o zaman bir şeyler bozuldu. Annem daha sessizleşti babam ise daha az eve uğramaya başladı ve beraber dışarıya artık çok az çıkmaya başladık. İkisi birbirlerine kırgındı, hissediyordum. Beni seviyorlardı, hala eskisi gibi beni seviyorlardı ama sanki pes etmişler gibi benimle ilgilenmeyi bıraktılar. Genelde tek başıma bazen de bakıcımla beraberdim. Ve hep tek olduğumdan sessizleştim. İçime kapandım. Ve düşünceler kafamın içine doluşmaya başladı. Yalnız kaldıkça daha çok, daha çok düşünmeye başladım. Ve bir gün artık anladım. Ben yaşıtlarımdan çok daha önce olgunlaştım ve en kötüsü sessizliğim yüzünden artık arkadaşım diyebileceğim kimse yoktu. Etrafıma baktıkça yalnızlığım somut bir hal aldı. Yalnızlık gibi soyut bir kavramın somutlaşabileceğini o zaman net bir şekilde anlamıştım. Ve sustum. Sustum. Sustum. Sustum. İçime attım. Attım. Attım. Ağlamadım, bağırmadım ve gülümsemedim. Somurtkan biri oldum.
Sonra bir gün telefon çaldı. Ben kitap okuyordum. Bir aslan ve fare ile alakalıydı. O sırada telefonu açan annemin keskin bir şekilde "Ne dediniz!" dediğini duymuştum. Kitabı kafamdan kaldırdığımda annemin dudaklarını ısırdığını ve elini sıktığını görmüştüm. Ters bir şey olduğu açıkça belliydi. Ama görmek istemedim. Benimle ilgilenmeyen ailemle artık ben de ilgilenmiyordum. Bu yüzden kitaba tekrar döndüm. Okumaya devam ettim. Bir süre sonra ise annem hışımla yanıma geldi.
"Anneciğim, ben kısa süreliğine dışarı çıkıyorum. Bakıcı abla ile uslu bir şekilde dur. Tamam mı?" Kafamı tekrardan kitaptan kaldırdığımda annemin göz pınarlarındaki gözyaşlarını gördüm. İçimi bir sıkıntı kapladı. Anneme sarılmak ve ne olduğunu sormak istedim. Onu bu kadar telaşa sokup üzen şeyin ne olduğunu sormak istedim. Ama yapmadım. Zaten yapamazdım. Çünkü hiç doğru düzgün sarılmamıştık ve nedendir bilinmez bu soruları bana hiç sormamıştı. O yüzden sadece ses çıkarmadan kafamı salladım.
Annem yağmurluğunu ve botlarını giyip dışarı çıktı. Yavaş bir şekilde kanepeden kalkıp salonun penceresine ilerledim. Annem çoktan arabaya binmişti. Ve çok geçmeden kırmızı arabayı çalıştırıp uzaklaştı. 'Acaba,' dedim kendi kendime, 'acaba bu kötü olay beni de etkilecek mi?' Yavaş adımlarla oturduğum kanepeye tekrardan oturdum. Kitap okuyasım yoktu. Bu yüzden kanepeye uzanıp gözlerimi kapattım. Zihnimi esir alan düşüncülerden kurtulmak için gözlerimi kapattım. Sakin ve mutlu olduğum bir dünyaya yelken açmak için gözlerimi kapattım. Ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılgan Bağlar
FantasyHayatım hep bir curcuna içinde geçti. İyisiyle de kötüsüyle de. Eskiden saftım ve bu karmakarışık kader bağlarının beni bir çıkmaza soktuğunu düşünmüştüm. Kördüğümle birbirlerine bağlanmış bu bağları çözmeye ne enerjim ne de yeteneğim vardı. Lakin h...