Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⟩ orousbsucuu iki kankamin 4lü date'ine zorla cagırılıp en erken gelmenin üstüne baristanin bana cektigi fotograf
13.274 beğenme 7.111 yorum
@youcancallmeyourwife: sungho ve jaehyun degilse bende giant mountainim @park.yeppi: yo degil
@myeongmyeong_: dakiklik duygunu sikm
@park.yeppi: baristanin insta @giant_mountain: @freshboy29woon @freshboy29woon: ben su kaynatamıyom
🐈⬛ & 🐶 🦊
jaehyun: ben ciktim COJ GUZEL OLDUM LA
sungho: yeni mi çıktın aq 5 dakikaya ordayım ben
taesan: amına koyim internetim yoktu barista kafenin sifresini verdi sagolsun benden kucuk aq cok tatli cocuktu SİZ YENİ Mİ CİKTİNİZ 40 DK OLDU LAN
jaehyun: TAMAM GELİYORUM DUR.
✩°｡﹒🪐﹒
Gerçekten de 40 dakikadan fazladır bekliyordu. Şimdiye kadar iki ice tea bir de oreolu milkshake içmişti bile. Pencereden dışarıyı izlerken My Chemical Romance dinliyordu, tek bir airpod'u ile. Üç kişinin kafeye doğru geldiğini görünce kapıya doğru baktı ve kısa boylu sarışın çocuğun Jaehyun'un her gün bahsettiği "minik civcivi" Riwoo olduğunu düşündü. Öyleydi de büyük ihtimal. Çünkü hemen ona yaklaşmıştı ve gülümseyip eğilmişti.
"Taesan, değil mi?" Diye gülümsedi ve oturmak için sordu işaretle. İzin verdiği an cam kenarına geçti. Ve diğer arkadaşı da, Woonhak o'ydu sanırsa. Baya da uzun bir boyu vardı, Riwoo onun yanında liseye yeni başlamış bir çocuk gibi duruyordu. Bir kez daha etrafına baktığında bir kişinin eksik olduğunu hissetti. Ama zaten bu normalde 4lü bir buluşmaydı, aklına gelmişti.
Derken, kapıdan koşarak hızla gelen Jaehyun ve arkasından iç çekip derin nefes verip ellerini beline koyan, bir çok annesi gibi yorulmuş Sungho vardı. Jaehyun heyecanla Taesan'ın olduğu kısma, cam kenarına ve Riwoo'nun karşısına geçti. Sungho ise ikisinin ortasına geçip Jaehyun'a gözlerini devirdi.
"Hyung!!! Gerçekte çok daha yakışıklısın!" Woonhak gülümseyerek kolunu masaya koydu ve çenesini elinin üstüne koyarak Sungho'yu izledi, aynı şekilde Sungho da öyle yaparak, Woonhak'ın saçlarını karıştırdı.
"Tanrım. . . Burada olmak zorunda mıydım gerçekten?" Diye geçirdi aklından iki çiftin arasında yapayalnız hissederken. Böyle olacağını biliyordu. Ama Jaehyun yüzünden zorla gelmişti.
İç çekti ve onların masasına gelen şapkalı çocuğa dik dik bakındı. Woonhak'a bir şey fısıldamıştı. Woonhak ise oturmasını işaret etmişti. O da öyle yaptı, Taesan'ın tam karşısındaydı. Ama şapkasını yüzüne kadar indirmişti ki hiç görünmüyordu.
"Ah şey... Hyung! Taesan hyung. Biraz yalnız kaldın özür dileriz ama..."
Woonhak konuşmasını bitirmeden milkshakeinden içtikten sonra Jaehyun gülerek konuştu. "Ah be, Leehan olsaydı keşke."
Bir anda Riwoo duraksayarak öksürdü ve bir şey demeden kafa salladı.
"Ben en iyisi bi kafeyi gezeyim, çok sıkıcısınız." Taesan birden ayağa kalktı ve ellerini cebine koyduktan sonra yavaşça merdivenlerden çıktı. Yukarısı ise küçük bir kütüphane gibiydi, etrafa bakındıktan sonra hemen fantastik romanların olduğu kısma gitti ve birkaç kitap incelemeye başladı. Kitabın arkasında yazan konuyu okuduktan sonra sayfaları karıştırmaya çok odaklanmıştı. Arkasından kendine yaklaşan kişiyi fark etmemişti bile. Ve o anda kitabı kapatıp arkasına baktı.
