8. Bölüm - Sorgu

17 5 130
                                    

Bir süre daha kampüste takıldık. Donghyun ortalıkta yoktu, Yuma'ya sormak adına ona döndüğümde zaten bana baktığını fark etmemle ufak bir şaşkınlık yaşadım.

- Donghyun nerede? ~ Ae Sook
- Gelir birazdan, amfide dosyasını unutmuş. ~ Yuma
Her zamanki gibi samimi bir şekilde cevap vermişti ama sanki bir şey onu sinir etmiş gibiydi. Çok fazla sorgulamadım ve kızlara döndüm. 

Ara ara gözüm Yuma'ya kayıyordu, göz göze gelmeye devam ediyorduk. Rahatsız olmaya başladığım için tamamen odağımı değiştirmek üzereyken Donghyun'u gördüm.

- Yah, Keum Donghyun! Nerede kaldın? ~ Ae Sook
- Dosyalarımı unutmuşum, geldim. Çok beklemediniz umarım? ~ Donghyun
- Olur mu öyle şey Keum Donghyun-shi, hiç sorun değil. ~ Balam

Göz mü kırptı o? Sağ gözüm seyirmeye başladı.
- Ah sen öyle diyorsan... ~ Donghyun
Haneul unnie, Balam'a bir dirsek geçirdi. Hızla kafamı Donghyun'a çevirdim ve "Ne diyorsun lan?!" bakışımı attım.

Herkes neye uğradığını şaşırmıştı. Harua öylece bakakalmıştı.
- Harua, iyi misin? ~ K
- Hah, iyiyim hyung. Hadi gidelim. ~ Harua
- E hadi iyi günler herkese, hadi sağlıcakla... ~ Maki

Maki'nin olaya müdahalesiyle birlikte herkes dağıldı. Yol boyunca Donghyun göz hapsimdeydi. Balam ise sessizleşmişti. Yuin ve Saebyeok sessiz sessiz kıkırdıyordu, kaotik ikili iş başında.

Kızlar eve girdiğinde, durdum ve Donghyun'u kendi dairelerine iterek içeri girdim.
- Yah, Keum Donghyun! Ne yapıyorsun sen?! ~ Ae Sook
- Ne yaptım ya? ~ Donghyun
- Balam ile flört ettin? ~ Yuma

Duraksayarak Yuma'ya baktım. Tamam, bunu beklemiyordum işte.
- Yah! Görmüyor musun? Ne kadar sinirli, niye hatırlatıyorsun ki? ~ Donghyun
- Bütün yol boyunca Balam'a bakmak yerine kuzenine baksaydın seni göz hapsinde tuttuğunu fark ederdin. Yani zaten unutması gibi durum yoktu ortada. ~ Yuma

Yutkundum, Donghyun'u göz hapsinde tuttuğumu bildiğini söyleyebilmesi için sürekli bana bakması gerekir. Ne yani bütün yol boyunca bana mı baktı? Takıldığım tek nokta bu evet. Hafif bir şaşkınlıkla Yuma'ya baktım ama Donghyun'a odaklanmıştı.

- İyi de, canım güvende değil benim! Niye beni korumak yerine onu savunuyorsun? ~ Donghyun
Umursamaz bir ifade takındım yüzüme ama içten içe meraktan çatlıyordum.

- Seninle her flört etmeye kalkana karşılık verdiğin sürece canın zaten güvende olmayacak. Ayrıca kuzenin haklı. ~ Yuma
Donghyun bıkkın bir nefes verdi ve gözlerini devirdi.
- Ah flört etmenin nesi yanlış? Ben, senin gibi hayatımı kitaplarla geçirmektense insanlarla ilişkilerimi güçlendirerek geçirmeyi tercih ediyorum. Zevkler ve renkler tartışılmaz nasıl olsa? ~ Donghyun

- Nesi yanlış sana söyleyeyim. Abilik yapacağını söylediğin bir kıza yürümek yanlış mesela? Evet ilk o başlattı ama Balam zaten herkesle flörtleşen biri ve eminim ki şu an yan dairede kızlar tarafından azarlanıyor. Eğer bir daha ona ya da kardeşim dediğin herhangi birine o şekilde davranırsan seni lime lime ederim! Anladın mı?! ~ Ae Sook

Donghyun yüzünü buruşturdu ve kendini geri çekti.
- Ah çok sıkıcısınız! Eğlenmeye bile izin vermiyorsunuz! ~ Donghyun
Kafamı yana yatırdım ve histerik bir nefes verdim. Yumruklarımı sıkarken kafamı geriye attım.
- Hah, Tanrım! Hâlâ eğlence diyor, hâlâ eğlence diyor! SENİ GEBERTMEMİ Mİ İSTİYORSUN?! ~ Ae Sook

Tam Donghyun'un üstüne atlayacakken kolumu tutan elle hızla geri çekildim.
- Hey, sakin ol! Derin nefes al ve ver. Kendi kuzenini öldürmeyeceksin herhalde? ~ Yuma
- Saçmalamaya devam ederse tam olarak onu yapacağım, evet. ~ Ae Sook
- Hey hey hey, sakin ol şampiyon. Şimdi sakince eve gidiyorsun ve gittiğinde de Balam'a kızmıyorsun. Anlaştık mı? Bana söz ver. ~ Yuma

Derin bir nefes verdim.
- Ah, tamam. Söz veriyorum. ~ Ae Sook
- Güzel, kuzeninle ben ilgileneceğim merak etme. Sen yeter ki sakin kal. ~ Yuma
Yavaşça kolumu bıraktı. Kolumu bıraktığında boşluğa düşmüş gibi hissettim.
- Peki, iyi günler size. ~ Ae Sook

Çıkmadan önce Donghyun'a sinirli bakışlarımı atmak için döndüm ama Yuma'ya garip garip baktığını görünce bir gariplik sezdim ve sessizce çıkmaya karar verdim. Hemen bizim daireye girmek istemiyordum. Önce bir kendime gelmem gerekiyordu, kısa bir yürüyüş iyi gelebilirdi.

Açıkçası Balam ve Donghyun'a neden bu kadar aşırı tepki verdiğimi bende bilmiyorum, onları öyle görmek bir anda sinirlerimi zıplattı. Donghyun'un kendini savunmaya çalışması hâlâ çok saçma geliyordu.

Peki ya, Yuma neden beni izledi? Neden bana destek oldu? Neden kolumu tutup beni sakinleştirmeye çalıştı? Asıl önemli soru şu, beni nasıl bu kadar çabuk sakinleştirebildi? Sadece kolumu tutması ve gözlerimin içine bakması bile beni sakinleştirmeye yetti.

Daha önce pek çok kişi beni o şekilde sakinleştirmeye çalıştı, hiçbiri işe yaramadı. Biri hariç. Annem beni bu şekilde sakinleştirirdi. Beni böyle sakinleştirebilen tek kişiydi o. Gözlerine baktığımda bana güvenle bakan gözleri bütün öfkemin kaybolmasına yeterdi. Çünkü bilirdim, ne olursa olsun beni tüm kalbiyle seven belki de tek kişiydi o ve onu üzmek en son isteyeceğim şey bile olamazdı.

Düşüncelerimde kaybolurken benden habersiz ayaklarım parka gelmişti bile. Yavaş yavaş banka oturdum ve arkama yaslandım. Derin derin nefes alarak temiz havayı içime çektim. Yanıma oturan birini hissetmemle ona döndüm.
- Kahve ister misin? Dertleşmeye birebir diyorlar. ~ Nicholas
Bir eliyle bana uzattığı soğuk latteye şaşkınlıkla baktım.

Yeni bölüm...

Ehem bol kaos diyince de yine ben djkskskdkls

Evet bu bölüm ileride olacaklar için önemli bir bölümdü, bu şekilde minik bir spoiler vereyim ehehehe

Donghyun ve Balam biraz ortalığı karıştırdı, bakalım neler olacak jdksoxksodo

Bölümü nasıl buldunuz? Teorilerinizi bekliyorum, efenim

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum <333

Summer Reality / Wang YixiangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin