İki günlük haftasonu tatilimin son günüydü. Kompozisyon ödevim bittiği için rahattım. Bu nedenle yataktan pek kalkasım yoktu.
Yanımda duran Seungmin i elime aldım ve incelemeye başladım. Bir gariplik seziyordum hala nedense. Evirdim , çevirdim. Sıradan bir bebek gibiydi. Zaten ne bekliyordum ki?
Şu sıralar kendime pek iyi bakmamıştım anlaşılan. Delirmiş gibi yine kendime gülerek bebeği biraz havaya attım ve geri tuttum. Ve birkez daha. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum , sadece eğlenceliydi işte. Ve birkez daha.
Yüzüme düşen kağıt ile afallarken bu sefer bebeği tutamadım ve üzerime düştü. Yüzümden kağıdı alırken şaşkınlığım üzerimdeydi. Bu bebeğin üzerinden çıkmış olan kağıdın aynısıydı. Eskimiş olan.
İyide ben bunu çalışma masama koymuştum. Sahiden ona bakmayı dahi unutmuştum. Derin bir nefes alarak ayaklandım. Umarım bu ikinci bir kağıttır yoksa ben bu yer değiştirmeler yüzünden ciddi manada kafayı yiyecektim.
Kendimi telkin ederek masamın önüne geldim ve göz gezdirdim. Diğer kağıt hala elimdeydi. Göremeyince sakinleşmeye çalışarak elimle aramaya başladım.
Kitapları kaydırdım, kalemliğin içini boşalttım ve çekmeceleri aradım. Yerlere göz attım. İkinci bir kağıt yoktu ve ben cidden iyi olduğumdan emin değildim. Sinirlenerek kitapların altlarına bir kez daha baktım. Yoktu işte yoktu! Bu işte ya bir terslik vardı ya da ben kafayı yiyordum. Sinirle gözüm seğirirken elimdeki kitabı yatağa fırlattım. Bebeğin tam üzerine. Her şey onun suçuydu. Ondan sonra bu olaylar yaşanmaya başlamıştı.
Yere çökerken elimi saçlarıma attım. Aklıma mukayet olamıyordum. Bu tür olaylardan deli gibi korkardım. Bana musallat olmuş olamazlardı öyle değilmi. Kendime gelmek için saç diplerimi çekiştirirken gözlerimden yaşlar akıyordu.
"Senin yüzünden hepsi , Senin yüzünden! SENİN!"
Bir anda hırsla göz yaşlarımı sildim ve ayaklandım. Yere düşmüş olan kağıdı kavrayarak hızla ayaklarımı yere vurarak bebeğide kaptığım gibi satıcı teyzenin tezgahına ilerledim. Bunu geri iaade edecektim. Fakat gördüğüm boş sokak ile kendi kendime alaylı bir 'hah!' sesi çıkardım.
Cidden bana bu aptal şeyi sattıktan sonra ortadan kaybolmuştu. Yapacak birşey olmadığı için geri evin yolunu tuttum. Çöpe atacaktım. Ancak o kağıtta ne yazdığını henüz bilmiyordum. Giderken kağıdı aldım ve açtım. Günümüz alfabesi ile yazmıyordu. Değişik şekiller vardı. Yine alaylı bir ses çıktı ağzımdan.
Bu kesinlikle bir büyü gibi bir şeydi. Yolda ilerlerken mahallenin marketine çevirdim rotamı. Hızla reyonlarda ilerleyip bir çakmak aldım ve kasaya ilerledim. Çalışan çakmağı okuttuğunda ancak aklıma gelmişti. Sahi halen geceliklerimleydim ve üzerime tek kuruş para almamıştım. Arkamda bekleyen ahjussiye dönerken konuştum.
"Afedersiniz yanıma para almayı unutmuşum. Benim için bunu ödeyebilirmisiniz?"
Çok bekletmeden parayı uzatınca ona teşekkür edip parayı ödedim ve hızla oradan çıktım. Apartmanın önüne geldiğimde sokakta duran çöpün yanına gittim. Bebeği kenara bırakırken kağıdı çıkarttım. Bu tür büyü yada dua gibi şeyleri annem ben daha küçükken atmanın yanlış olduğunu söylerdi bu yüzden kendiside yakardı. Onun gibi yaparak çakmağı ateşledim.
Kağıdın kenarından tutarak diğer kenarını ateşe verdim. Ardından onu çöpe yolladım. Rahatladığım için derin bir nefes aldım. Bu çakmağı artık kullanmazdım. Onuda sinirle yere fırlattım.
Tam rahatladım derken ise koluma değen ten ve duyduğum ses ile sinirlerim geri gelmişti.
"Sinirli gözüküyorsun güzellik, istersen sinirini alabilirim ha? Ne dersin?"
•
Selam...
Çoğu kişi gibi umuyorum ki erişim engeli bir an önce kaldırılır.
Elimizden birşey gelmediği için gerçekten üzgünüm , umarım kimse pes etmez ve yardımlar ve hasthagler ile bir an önce açılır.
Herkes gibi VPN kullanıyorum fakat bununlada bir yere kadar .
İnsanların hevesi kaçıyor resmen,
Neyse...
Kurgu nasıl gidiyor, fikirleriniz benim için önemli .
Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın
Öpüldünüzzzz 🎐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Close To You || Kim Seungmin
FanfictionBir öğrenci olan Kang Mi Cha , aldığı oyuncak bebeğin bir elf olacağını nereden bilebilirdi ki?