yorumlarınızı okumak ve
oy verdiğinizi görmek istiyorum!!🌊🌊🌊🌊
bir insan bir başkasını sevdiğini nasıl anlayabiliyordu? daha önce birilerinden gerçekten hoşlandığım ya da sevdiğim olmuş muydu, bana kalırsa hayır olmamıştı. hiçbir zaman kişisel hayatımı daha öne koymamıştım, önemli olan tek şey kariyerimdi. sürekli daha iyisi olabilmek için çabalamıştım.
bu zamana kadar kiminle bir ilişki yaşadıysam da, hepsi vaktimi hoş geçirmek için olan öylesine ilişkilerdi. hiçbir zaman duygularımı ön planda tutup, kalbimle hareket etmezdim. kendimi bildim bileli hayatımda ince bir çizgiye sahiptim ve o çizgiyi kalbimden geçmeyen hiç kimsenin geçmesine izin vermemiştim.
düşünmeye çalışıyordum.
hissettiğim şey, kötü zamanımda bana destek olan barış alper'e duyduğum saygıdan ve beni yalnız bırakmadığından ötürü ona karşı duyduğum minnetle alakalı olabilir miydi? onunla aramızda özel bir bağ ve iletişim şekli vardı bu yüzden kerem'i onunla görmek beni etkilemişti.
evet.
kesinlikle bu yüzdendi.
çok değil birkaç dakika bile geçmeden onay vermedim bu düşünceme.
birine olan minnetinden dolayı, onu bir başkasıyla gülüşürken görünce kıskanmamam gerekirdi. evet kıskanabilirdim lâkin bu şekilde değil. artı olarak, onun yakınındayken kalbimin hızla çarpmaması gerekirdi. çarpıyordu. öyle bir çarpıyordu ki yerinden çıkacakmış gibi hissettiriyordu.
en ufak bir teması midemin yanmasını sağlamamalıydı. yakıyordu. barış alper yılmaz'ın bana olan ufacık bir teması, dokunduğu tenimin cayır cayır yanmasını sağlıyordu.
evet.
korktuğum başıma gelmişti.
barış alper yılmaz'ın son zamanlarda bana olan karmaşık tavırları yüzünden benden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünürken, ben ondan hoşlanmaya başlamıştım.
tam bir salaktım çünkü.
hissetmemem gereken şeyler hissediyordum. kendime itiraf etmek istememem yüzünden içimdeki savaşlar kısa bir süre boyunca durulmasa da, artık kabullenmek zorundaydım. zorundaydım çünkü bu hisler daha da ilerlemeden, her şeyi bitirmeliydim içimde.
olamazdık ki.
beni seviyordu evet, ben o sevgiyi bana bakan gözlerinde bile rahatça görebiliyordum.
ama bu, o tarz bir sevgi değildi.
her şeyden önemlisi, cinsel kimliği hakkında en ufak bir bilgiye sahip değildim, bilmiyordum. barış gibi açık görüşlü ve anlayışlı bir insanın homofobik olmayacağı konusunda emindim lâkin...eşcinsellik bambaşka bir mevzuydu.
ki, bu olay benim içinde yeniydi.
mesele eşcinselliğe sıcak bakıp bakmıyor oluşum da değildi, hiçbir sorunum yoktu, saygım tamdı. sadece, bugüne dek hemcinsim olup da beni etkileyen hiç kimse çıkmamıştı karşıma.
ama barış alper, koluma olan tek bir teması, gözlerinin gözlerimle en ufak buluşması, yüzüme bakıp kocaman gülümsemesiyle bile beni etkilemeyi başarabiliyordu.
yine de kulağa imkansız geliyordu.
ben onun sadece arkadaşı olabilirdim.
barış alper'in etrafında bana ihtiyaç yoktu. ama benim barış alper'e ihtiyacım vardı. o herkes tarafından saygı görüyor ve seviliyordu ancak ben...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
dibine kadar | semih & barış a.
Fanfictionbarış alper, semih'i, hiç kimsenin daha önce anlamadığı kadar iyi anlamıştı. bu kitaptaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. tamamen hayal ürünüdür.