Sonunda hareket etme eylemi aklıma geldi ve telaşla sırtımı ona doğru döndüm. Utançla yanıyordum, resmen göğsüme gözlerini dikmişti ve adem elması sayısız kez oynamıştı. Bir an olsun üzerime atlayacağını düşündüm ve galiba atlamasını sorun etmezdim fakat kızım, sütünden paylaşmak ister miydi, işte orası muallaktaydı.
Sırtımı ona döndüğüm esnada kızım yeniden göğsümü emmeye başladı ve çıkardığı sesler ortamı hiç iyi yerlere götürmüyordu.
"Peki," Hırıltılı sesi kulağıma ulaştığında gözlerimi kısıp derin bir nefes aldım. "Kızın uyuyana kadar kalırım, eğer bu bir yardım olacaksa tabii." Sesi çok kısık ve hırıltılıydı. Zar zor konuşuyordu sanki.
"Yardım olur!" dediğimde sesim yüksek çıkmıştı ve kızım yeniden göğsümden ayrılıp ıslak bir sesi ortama yaymıştı. Bay Kim'in boğazını temizleyip ayaklarını yere sürtmesiyle kızıma kaşlarımı çatıp baktım. Ah Yuna'm... Babanı nasıl bir durumun içine çektiğinin farkında bile değilsin.
Yatağın kenarı çöktüğünde, başımı çevirdim ve Bay Kim'in katran karası gözlerini görünce yanaklarımı dişlerim arasına çektim. Patronum, gece gece odamda, vücuduma aç gibi bakmış, gözünü karartmış bir şekilde beni izliyordu. O karartıya kapılmamak için yeniden bebeğime döndüm.
"Nasıl bir yardımım oluyor, pek anlamadım Jeon," Yanı başımda konuşup yatakta hareket etti. Çok garip bir andı.
"Sanki sesinizi duyunca sustu." Bebeğime bakarak sessizce konuştum. Gerçekten buna inanmıştım. Odaya geldiği an bile ağlaması yavaşlamıştı. Belki de hissediyordu. Sesi, beni de güvende hissettiriyorken onun duymaya muhtaç olduğu ikinci sevgi dolu sesi belki de onda bulmuştu.
"Bakabilir miyim?" Başını eğerek bana baktı. Aramızda bir kişilik bir mesafe vardı ve hırkamla kızımı kapattığımdan onu göremiyordu. Kızımı kapatmak değildi amacım, üst bedenimi kapatmaktı.
Tedigin bir şekilde yüzüne baktığımda dudaklarında olan gülümsemeyle gözlerim yanmaya başladı. Neden böyle hissetiriyordu bana, neden bu kadar şefkatle bakıyordu hiç bilmiyordum ama içimi o kadar hoş bir şekilde ısıtıyordu ki hep böyle bakmasını isteyerek açgözlü olmak istemiyordum. Bana maddi yardım yapabilirdi, acımış olabilirdi fakat istediğim sevgiyi veremezdi belki, doldurmasını istediğim boşluğa yerleşemezdi belki.
Her şeyimi görmüştü zaten, utanmama gerek yoktu. Bakabilirdi bebeğime bu yüzden yavaşça ona doğru döndüm ve gözleri yüzümden inerek bebeğime ulaştı. Boğazından kesik bir nefesi dışarı verdiğinde, alt dudağımı ısırdım. Bebeğime bak lütfen, sadece bebeğime.
Bebeğim göğsümden ayrılıp uykulu gözlerle Bay Kim'e döndü. Onun yüzündeki gülümsemeyi daha da genişletip kıkırdamaya başladı ve elini ona doğru uzattı. Artık alışmış olan Bay Kim, bana yaklaşarak bebeğime işaret parmağını uzattı ve kızım parmağını kavrayarak anlamsız ama heyecanlı bir şeyler mırıldandı.
Bay Kim ile aramızda pek bir mesafe kalmamıştı. Sert erkeksi kokusu burnuma doluyordu ve sıcak basmıştı. Neredeyse her şeyim gözler önündeydi, bakıyor muydu bilmiyordum ama artık bunu umursayacak durumda değildim. Bir eli bebeğimin üzerindeyken diğer elini yatağa, belinin arkasına atmıştı. Yüzü de bana yakındı, kusursuz teni korkak ışık hüzmesi altında parlıyor gibiydi. Onun gözleri bebeğimde, benim gözlerim yüzündeydi.
Yavaşça başını kaldırıp bana baktı. Kızımın mırıltıları eşliğinde onun gülümseyen çehresinde usulca gezdirdim gözlerimi. Bu yakınlık beni hiç rahatsız etmiyordu. Onun sıcaklığında eriyebilirdim. Lakin tam birbirimizin bakışlarına daldığımız vakit, göğüs ucuma değen parmakla irkildim ve Bay Kim'in gözlerindeki geçmiş olan karartının yeniden oluştuğunu görünce göz ucuyla kızıma baktım. Bay Kim'in parmağını hareket ettirip göğüs ucuma değdiriyordu ve bu beni çıldırtmak için kesinlikle iyi bir hamleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad and Daddy | Taekook
Hayran Kurgu"Bebeğime baba, bana babacık olacak yakışıklıları bekliyorum," diye post paylaşan Jungkook, mafya Kim Taehyung'un oldukça ilgisini çekmişti. Bunun üzerine Kim Taehyung, Jungkook'u malikanesine aşçı olarak almıştı. Ona ve bebeğine her bakışında yüzün...