sevgin bile acı veriyor

2.5K 350 152
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

"Felix?"

Felix arkasından duyduğu sesle bir anda irkildi.

İnci çiçeklerine dalmıştı, gerçi gerçekten daldıkları onlar bile değildi. Hızlıca toparlandı, gözünden akmak üzere olan bir damla yaşı silip arkasına döndü.

"Bu saatte ne yapıyorsun burada?" Diye sordu Hyunjin.

"Uyku tutmadı." Dedi Felix.

Başka bir şey söylemesine gerek yoktu.

"İleride bir çardak var. Orada oturmak ister misin?"

Felix başıyla onayladığında Hyunjin yanına geldi, çardağa doğru yürümeye başladılar.

Sallanan, yavaş adımlarla sessiz sessiz doğan güneşi izleyerek yürüyorlardı.

"İnci çiçekleri var her yerde." Dedi Felix, hala sağını solunu saran çiçeklere bakarken.

"İnci çiçeklerini seviyorum."

Hyunjin'in cevabı Felix'i tatmin etmemişti ama o anlığına susturmaya yetmişti.

Bir süre daha sessizce yürüdükten sonra beyaz, süslü bir çardağa varmışlardı.

Karşılarında ufukla birleşme çizgisi belli bile olmayan uçsuz bucaksız bir deniz uzanıyordu. Güneşin doğuşunu izlemek için sanki kusursuz bir noktaydı.

Bir süre de orada sessiz kaldıktan sonra, Felix sonunda Hyunjin'e döndü. "İnci çiçeğinin ne olduğunu bilen kişi sayısı çok azdır."

"Öyle, ama hiç yok değil."

"Bu çiçeklerin... Benimle bir alakası yok değil mi Hyunjin?"

Hyunjin başını öne eğerek gülümsedi. "Hayır Felix, ne alakası olabilir ki?"

"Feromonlarım inci çiçeği gibi kokuyor, bunu biliyorsun."

"Ne duymak istiyorsun Felix?" Dediğinde Hyunjin'in gözleri Felix'e kilitlenmişti.

Felix gözlerini kaçırdı. "Bir şey duymak istediğimden değil. Meraktan soruyorum."

"Her şeyi merak etme."

"Tamam..." Felix oturduğu yerde büzüldü, öne doğru eğildi.

"Kaldır kafanı." Dedi Hyunjin. "Güneşin doğuşunu izle. Bak, ne güzel turuncu her yer."

"Güneşe direkt bakamıyorum, gözlerimi çok alıyor."

"Güneşi karşına almazsan gölgelerin arkana düşmesini sağlayamazsın. Ama gölgeler her zaman arkanda kalmalı."

"İşe... Gitmeyecek misin bugün?" Diye sordu Felix zar zor toparlanmaya çalışarak.

"Aslına bakarsan hiç gidesim yok. Ama gitmek zorundayım. Bu yüzden birazdan kalkmamız gerekecek."

Felix başıyla onayladı, onun için zor da olsa güneşin doğuşunu izlemeye başladı.

Birkaç dakika sonra Hyunjin'in söylediği gibi toparlandılar, çoktan hazırlanmış kahvaltı masasına oturdular.

Evde bir sürü hizmetli vardı, etraf kalabalıktı ama sanki Felix yürüdüğünde hepsi birer hamam böceği gibi duvarların arasına saklanıyordu.

Kahvaltıda da etraflarında kimse yoktu.

Sessizlik içinde kahvaltılarını yaptılar. Sonlara doğru, Hyunjin Felix'e bakarak konuştu. "Akşam için planın var mı?"

İnci Çiçeği | Hyunlix ﴾ Omegaverse ﴿ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin