ep4- get on your knees

378 74 28
                                    

Yazar... Meslek lisesinde okuduğunu az belli et. ☺️

İyi okumalar, oy ve yorum 💁

----

Lee Minho, yeni geldiği okulunda 1 haftadır tek başına oturuyordu. Lee Felix denen çocuk onunla konuştuğu halde bir kere bile yanına gelmemişti ve onu görmezden gelmişti. Bu yüzden çok yalnızdı. O sırada kapıdan içeri giren uzun boylu, uzun, kırmızı saçlı oğlanın kendisine yaklaştığını fark etti.

Başını yatırdığı yerden hafifçe doğrultmuş, gülümseyerek hemen yanına oturan oğlana bakmış, gözleriyle onu sorgulamıştı.

"Uyandın mı?" Elini tatlı bir şekilde sallayıp gülmüş, sıraya yaslanıp Minho'ya bakmış ve yorgun suratını incelemişti.

"Hwang Hyunjin." Eliyle kendini göstermişti. "Baskın omegayım. Sen?" Minho'nun gözleri şaşkınlıkla açıldığında hızlı bir güven duygusuna kapılmıştı. Diğerleri çok farklıydı ama yeni tanıştığı Hyunjin bir omegaydı. Belki ona söyleyebilirdi.

"Ben de omegayım... ama biraz farklı." Hyunjin, Minho'nun cevabına kıkırdadığında kendini gevşeterek esnemiş, bileklerini çıtlatmıştı.

"O belli. Yoksa burada ne arayasın?" Kırmızı saçlarını taramış, kendisine bakmaya başlayan türlere gözlerini çevirmişti. Hayret, Hyunjin onlara baktığı anda başlarını çevirmişlerdi.

Hyunjin onlara bakarken gözüne takılan başka bir bedene baktı. Bu bir sigmaydı. Hyunjin ona dönüp baktığı halde gözlerini çekmediğinde Hyunjin masaya eğilip onunla göz teması kurmuştu. Minho sadece aralarındaki gerilimi izliyordu. Hyunjinle açık mor saçlara sahip çocuk bir süre gözlerini birbirlerinden çekmemişlerdi. Ardından Hyunjin iç çekerek yattığı yerden doğrulmuştu. Minho merakla tek kaşını kaldırdığında ona gülümsemişti.

"O kim?"

"O mu? Ölümüne susamış biri belli ki. Cesedini okul yolunda görmek istiyor." Omega olduğu halde bu kadar atarlı olanı inceledi Minho. Bakıştığı sigma ise hızla yerinden kalkmış, oturdukları sıraya gelip başlarına dikilmişti.

"Nerede?" Hyunjin yavaşça başını tepesinde dikilene çevirmiş, Minho'nun kalemlerinden birini alarak başını ısırmış ve alayla karşısındaki sinirli bedene bakmıştı.

"Ne nerde güzelim?" Karşısındaki sinirle nefes çektiğinde gücünü kullanarak sertçe masaya vurmuş, omegayı daha iyi kontrol edebilmek adına kokusunu salmıştı. Minho bu kokuyu alamasa da aralarındaki gerginliği hissedebiliyordu. Bu okul neydi böyle?

Hyunjin'in burnuna sigmanın kokusu dolduğunda gülümsemişti. Minho'nun bakışları bu ikili arasından Hyunjin'in boynunda parıldayan sarı çiçeğe kaymıştı. Hyunjin kokuyu aldığında ruh eşi çiçeği parıldamış, bir nevi onu da çağırmıştı.

"Görürsün şimdi aradığının nerede olduğunu, Seungmin."

İkili arasındaki bakışma ise arkadan gelip Seungmin'i sertçe iteleyen baskın alfa ile son bulmuştu. Hyunjin gülerek yerinden kalkmıştı.

Gözleri nefretle şişmiş bir sarıyla dolu olan beyaz saçlının yanağını öpüp beline sarıldığında gözlerindeki sarılık sakin bir şekilde yok olmuştu. Elinin üstünde Hyunjin'in boynunda olan çiçeğin aynısı vardı. O da parlıyordu.

"Yavaş ol Jeongin, okulu başımıza yıkacaksın."

Minho dudaklarını birbirine bastırarak bunları izlerken mor saçlı olan yerinden doğrulmuş ve koyu mor gözlerini beyaz saçlıya dikmişti.

"Aptal..." Sinirle soluduğunda Jeongin'in üstüne doğru yürümüştü. Hyunjin'i arkasına alan Jeongin, mor saçlıya karşı pençe çıkarmıştı. Minho'nun gözleri ilk kez gördüğü şey ile kocaman açılmıştı. Ne zamandan beri türlerin pençeleri vardı? Kendi mi cahildi?

Delta Of Thitra ~minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin