24. Bölüm

116 8 0
                                    





Pekala meyve suyu alıp dönmeyi düşünüyordum fakat kavga ettiklerini görünce vazgeçtim.
Kalabalık yerleri de pek sevmem ben ya.
En sonunda arka bahçeye gittim.

Tuvaletler oralarda olduğu için hiç kimse gelmiyordu gibi. Tuvaletlerden az ötede ise küçük bir havuz vardı.
Sonra kara ile tanıştığım an geldi aklıma.
Kendi kendime gülüp öylece yavaşça yürüdüm.

Birden öylece orada durup içki içen bir adam görünce kaşlarımı çattım. Yine kayıp bir abi ile tanışmak istemiyorum ya.

Onu umursamadan havuzun kenarında çöküp suyu izlemeye başladım.
Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum kalkıp geri dönsem iyi olur endişelenirlerse ortalığı ayağa kaldırırlar.

Birden olduğum yerden kalkıp arkamı döndüm.
Fakat arkamı dönüp birine çarpmam bir oldu.
Meyve suyum ve onun bitmede olan içkisi de ikisi de onun üstüne düştü.

" Siktir." Dedi adam. Tam benim hattam olduğu için özür dilemek üzereydim ki
" Önüne baksana Kardeşim ." Demesi ike kaşlarımı çattım.

" Ne diyon kardeşim benim suçum mu? O kadar yer varken gelip gelip tam dibimden mi geçiyorsun?" Dedim.
Bana dik dik baktı. " Ne saçmalıyorsun." Dedi birden bu adam beni sinir ediyor.

" Ne diyorsun dayı? Ne saçmalaması?" Adam yine dik dik baktı. Resmen sinirden patlayacakmış gibi görünüyordu.

" Çattık. Deli falan mısın sen?" Dedi.
" Ne saçmalıyorsun sen? Ne delisi be." Dedim bende aynı sinir ile.
Bana yaklaşıp " Şu an seninle uğraşamam defol." Dedi. Ne diyor bu beynini siktiğimin çocuğu.

" Sen Defol amina koyim." Diyerek tam önünde durmaya devam ettim.

" Çatık Allah'ın delisi." Diyerek arkasını dönüp gitti.
Neden hep böyleleri beni buyuluyor amina koyim.

Neyse döneyim artık yoksa birazdan sinirden bayılcam.
Oraya varınca birden kara yanıma yaklaştı.
" Özür dilerim." Diyerek anlımı öptü.
" Benim gitmem gerekiyor güzelim yarın seni almaya gelcem." Dedi.

" Şimdiden gidiyor musun ?" Dedim.
" Evet." Dedi.

Kara.

Yanıma gelince sinirden titriyordu resmen
Kim onu bu kadar sinir etti acaba.

" Anlıyorum." Dedi.
" özür dilerim güzelim gerçekten kalabalık yerlerden nefret ediyorum." Dedim gülümsedi.
" Sorun değil git sen." Dedi.
Sakinleşti gibi sinirden titreyen ayakları ve elleri durmuştu.

Oradan çıkıp Savaşı Aramak için telefonumu çıkardım. Fakat birden motora yaslanmış bir halde görünce ona yaklaştım.

" Burda ne yapıyorsun ?" Dedim.
" Ne olacak Delinin Tekine çarptım tüm her şey üstüme döküldü." Dedi.
" Birde yetmiyormuş gibi benim suçlu olduğunu söyledi." Diye devam etti.

" Baya sinirlenmişsin gibi görünüyor." Dedim.
" Evet. Bir de Bana Dayı dedi." Demesi ile kaşlarım çatıldı ve " 20 yaşında birine dayı demek mi hmm ilginç." Dedim.

" Aslında onu görmüş olman lazım. Kız kardeşinin yanında olan siyah elbiseli kız." Dedi kaşlarımı çattım.
" Rozalin'in yanındaki siyah elbiseli kız mı?" Dedim.
" Evet." Dedi

Ona dik dik baktım.
" Sen pembe elbiseli kızı Rozalin mi sanıyorsun?" Dedim birden.
" Pembe elbiseli kız o değil miydi?" Demesi ile her şey açığa çıkmıştı.
" Siyah elbiseli kız.... Rozalin miydi yani?" Dedi

" Evet." Diye cevap verdim. Birbirimizde dik dik baktı.
" Kara abi kız kardeşin tam bir çatlak." Dedi birden.
Sırıttım. " Benim öğrencim. Bugün ona dediğim gibi yapıp ona sataşan bir şerefsizin burnunu kırdı." Dedim.

Yine Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin