"Zeynep abla biz ne zaman okula gideceğiz?"
Sorduğu soru ile dudağımı ısırdım oturduğum yerde dikleşip umutla "En kısa zamanda... ben çabalayacağım hiç merak etmeyin ama sizin de çabalamanızı istiyorum tamam mı? Söz mü?"
Kızlar gülümseyerek başlarını sallayıp "Söz!"
Gülümsedim onlar vazgeçmemişti ben de vazgeçmedim vazgeçmeyecektim de bu sefer kimse engel olamayacaktı ne Vahid efendi ne de babam derin bir nefes alıp kızlarla vedalaştım halamın yanıma gitmem gerekiyordu onun ile bu mevzuyu derince konuşmalıydık daha fazla oyalanmak istemiyordum zaten annem de darlıyordu beni artık okumak istemediğimi düşünüyordu bunu nasıl düşünür anlamıyordum.
Halamın evine doğru yol almaya başladığım da karşıma çıkan Cüneyd ve yanlarında ki Arif ile Canı görünce adımlarımı yavaşladım Cüneyd ile göz göze geldiğimiz de ellerini arkasında bağlayıp merakla "Selamünaleyküm Zeynep hanım hayrola?"
"Aleykümselam. Birgül halamın yanına gidiyorum."
Arif hafifçe başını kaldırıp bana baktı göz göze geldiğimiz de anında bakışlarını kaçırıp başını eğdi onun yanında ki Can ise rahat bir tavır ile "Arif seninkisinin yanına gidiyor he Zeynep selam söylersin Arif'ten." hafifçe gülümsedim o sırada Arif Cana ters ters bakıp fısıldayarak tövbe çekti gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdığım da bana bakan Cüneyde döndü bakışlarım "Siz nereye gidiyorsunuz?"
"Sadi efendi ile görüşmem gerekiyor bir kaç arsa mevzusu" üstü kapalı bir şekilde anlattığında yavaşça başımı salladım hemen ardından başını yavaşça eğip dudağını kıvırdı ve "Allaha emanetsin."
"Sen de Allaha emanet ol."
Arif ve Can kısa bir süre göz göze geldiklerin de bakışlarını hemen önlerine çevirdiler aralarında sözsüz komik bir şey geçmiş olacak ki ikisi de sırıtıyorlardı her ne kadar meraklansam da onların yanından ayrılmak zorunda kaldım.
Oysa kız arkasında başını hafifçe ona doğru çevirmiş onu hayranlık ve bir o kadar da özlemle izleyen adamı bıraktığından habersizdi...
Cüneydin Anlatımıyla...
Yuva her zaman bir yer olmak zorunda değil, değil mi?
Çünkü o benim yuvam olmuştu...
Annemden sonra beni en iyi hissettiren kişiydi Zeynep ondan önce nasıl yaşardım hiç bir fikrim yok ama önce önce de kaldı artık bundan sonra hayatımın her bir saniyesini onunla geçirmek için çabalayacağım. O narin ve ışık saçan suratına, tüm herkese yetecek kadar yeri olan kalbine hayran olmuştum.
Arkasından ona bakmakla yetindiğim de Canın öksürüğü ile kendime geldim ikisi sırıtarak önlerine bakarken omuzlarımı dikleştirip önüme döndüm her ikisine de ters ters bakıp "Sırıtıp duyurmayın daha işlerimiz var." diye mırıldandım aslında Zeynep'e dediğim gibi evet Sadi efendi ile görüşecektim lakin arsa işi için değildi kızların okuması içindi...
Mürşid olabilirdim ama Hz. Muhammed (s.a.v) 'in yaptığı gibi sadi efendi ile istişare edecektim müyesser hanımla da konuşmak icap ederdi o da buranın yetkililerinden biriydi her ne kadar hoş karşılamasam da kendisini kızların okuması için katlanacaktım ve en önemlisi Zeynep için katlanmak zorundaydım.
Zaten bu zamana kadar Zeynep için katlanmamış mıydım? Zeynep olmasa o surlardan kendimi atmıştım illa ki lakin o benim hayata tutunma sebebimdi...
Can ve Arif arkam da ben ise ellerimi arkamda birleştirmiş sert bir ifadeyle Sadi efendinin kapısını çaldım.
"Gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zevc&Zevce
Romance2. Sezondan itibaren yazılmaya başlanmıştır. "Tüm yollar eninde sonunda aynı yere varır Zeynep." ürkekçe baktım ona hafif merakla "Neymiş orası?" diye sordum. Merhametli bakışlar ile "Hayal kırıklığı." diye mırıldandı daha sonra devam etti; "Hayatı...