2. BÖLÜM: BAKMAK VE GÖRMEK

343 25 4
                                    

Bölüm biraz gecikti. Birkaç bölüm daha böyle sakin geçtikten sonra olaylara giriş yapacağız, şimdilik ileride neler yapacaklarını göreceğiz, sonra da uygulamalı olarak.

 Birkaç bölüm daha böyle sakin geçtikten sonra olaylara giriş yapacağız, şimdilik ileride neler yapacaklarını göreceğiz, sonra da uygulamalı olarak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy ve yorum yapmayı unutmayalım, keyifli okumalar!

🔗

Her zaman zorluklar vardır hayatta, düşersen kalkmasını da öğretir hayat, ama düşe düşe, yara bere içinde kalarak kavrarsın, sonra da düşsen bile kolayca kalkarsın, hayat sana darbeler vursa da sen dimdik kalkmasını bilirsin. Bundan sonra hayat seni yıksa da sen artık düştüğünde zorlanmadan kalkmayı biliyorsun.

Ben de düşsem de kalkmayı öğrenmiştim, her anlamda.

Şimdiyse oturduğum sandalyede Albayın konuşmasına başlamasını bekliyordum, bugün konuşmaya başlayacaktık, ben de plan yapacaktım sonrası da uygulama aşamasıydı.

"Evet, ekrana yansıyan adamlardan biri Şervan Daray, Mahsun'un sağ kolu Mahsun'un olmadığı her şeyde o var, Mahsun kadar o da bize bilgi verebilecek biri, onu da sağ yakalarsak bizim için büyük bir getiri olur."

"Yani Mahsun'un en son ki göründüğü yerde o var şu an?" Diye soran Faruk Teğmen'di.

"Son aldığımız bilgilere göre öyle Faruk, zaten oradan başka bir yere gitmeyecek gibi, şu an orası onun koruması altında." Albay ekranda bir bölgeyi gösterdiğinde gözlerimi kısarak ekrana baktım.

"Bulundukları bölge Cizre, kaldıkları yer baya engebeli, dikkat çekmemek için araba giriş çıkışı olmayan bir yeri seçmişler, araba yolu iki üç kilometre uzaklıkta kalıyor, herhangi bir tehlikede fark etmeleri çok yüksek bir bölgedeler, bundan dolayı aracın giremeyeceği bir bölge," Ekrandaki bir noktayı daire içine aldı Albay ve konuşmasına devam etti.

"Biz de onların göremeyeceği bir yerden gireceğiz, yakınlardaki bölgeleri tek tek inceleyeceksiniz, bazı bölgelerde bomba olabilir."

"Bomba bizim işimiz Albayım, gerekirse üstünden atlar geçeriz de gidecek bir yol buluruz." Diyerek böbürlenen kişi Faruk Teğmen'di, genel tavrı mı böyleydi bilmiyorum ama biraz görgüsüz gibiydi ya da kendini övmeyi seven bir yapısı vardı. Tanımadığım için de pek bir şey demek istemiyordum, belki de dediklerimin tam tersi biriydi, bilemezdim. Yavaş yavaş tanıyacaktım onları, incelemeyi seven bir yapım olduğu için kısa sürede onları çözeceğimi düşünüyordum ama onlar bana ne kadar kendilerini gösterirlerse o kadar bilecektim, öyle ki Aram gibi o kendini hiç göstermemişti, ben de ona karşı bilgisizdim.

Seni dalgınlığa sürükleyecek şeyler düşünme Erva.

"Sen dümdüz bir yoldan git bizim için daha iyi Faruk, askerime bir şey olmasını istemiyorum." Deyince Faruk'un hevesli ifadesi sekteye uğradı ve başını sallamakla yetindi. Demek ki aksiyonlu şeylerden hoşlanıyordu, Albayın basit yolu ona göre değildi. Ama Albay dediği için de uymak zorundaydı.

MUN | SUSKUN ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin