Bölüm 26 - Yalan Dolu Dolambaçlar

2.6K 233 28
                                    

"Ruhu çok ağrıyordu, her gün gülüyor olmuş olsa bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ruhu çok ağrıyordu, her gün gülüyor olmuş olsa bile."

Şeker Portakalı.

*

Kasım 14...

Halil'in bir polis memurunu vurup öldürdüğü, kötü olayların başlangıcı olan o güne bir aydan daha az bir süre kalmıştı.

Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Her şeyi çoktan planlamıştım. Yalnızca Basri amcanın ölümü, Suna ve Alparslan'ın düğünü yüzünden planlarımı ertelemek zorunda kalmıştım. Onları böyle bir zamanlarında yalnız bırakıp, valinin oğluyla kazanmam gereken bir savaşa girdim, size daha sonra tebriklerimi sunarım diyemezdim elbette.

Cenaze ve düğün olaylarını geride bıraktığımıza göre asıl meseleye dönebilirdim. Kadir'in Kirli Çamaşırlarını Arama Operasyonuma!

İsmin bayatlığını boş verin. Önemli olan operasyonun kendisiydi.

Planım bulabildiğim bütün müttefiklerimi kendi safıma çekmekten oluşuyordu. Önce vergi dairesinden Kadir'in borcu olduğuna dair belge çıkarttırmam gerekiyordu. Bu küçük ayrıntılar bile önemliydi. Kendi zamanımdayken her şeyi usulünce yapardım fakat burada doğaçlama yapmak zorunda kalacaktım. Daha önce birkaç kez yapmıştım ve zorlanacağımı düşünmüyordum.

Düşüncelerimin arasından sıyrıldığımda sora sora bulduğum adrese geldiğimi fark ettim. Binadan içeriye girdiğimde nereye gideceğime bakarken birine çarpmıştım. Bir adama!

Cengiz'e!

Şaşkınlıktan elim ayağıma karışmıştı. Kendimi hızla toparlamaya çalıştım. "Cengiz! Senin ne işi var burada?"

"Asıl senin ne işi var burada?"

Doğru, benim burada ne işim vardı? Vergi ödemiyordum ki. Ne yalan uyduracaktım şimdi?

"Bir arkadaşım burada çalışıyor da, onu görmeye geldim." Diye bir yalan uydurdum. Cengiz o sırada düştüğünü yeni fark ettiğim dosyayı yerden alarak incelemeye başladı. Harika! Kenan'dan sonra bir de ona hesap vermek zorunda kalacaktım.

"Kimmiş bu arkadaş? Merak ettim." Dedi sesinde meraktan az bir eser bile yoktu. Hala dosyayı incelemekle meşguldü.

"Bir arkadaş." Dedim, dosyayı elinden çekerken. "Mahallede görüşürüz."

Arkamı dönüp gitmekte kararlıydım ancak Cengiz kolumu öyle sıkı tutmuştu ki hareket etmemi imkânsız hale getirmişti. Bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmemiştim.

"Dur bakayım."

Bugün evden çıkarken tanıdık birine rastlayacağım aklımın ucundan geçmemişti. Kahretsin!

"Cengiz." dedim ama devamını getiremeden ağzımı kapattım. Ona ne söyleyebilirdim ki? Yalnızca beni anlamasını umabilirdim. Cengiz anlayışlıydı. Bakışlarındaki ifadeye bakılırsa beni çoktan anlamıştı. Neden sessiz kaldığımı anlamıştı.

FARKLI ZAMANLARA AİDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin