Selamlar herkese, uzun zamandır aklımda olan bi senaryoyu sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Bolca yorum yapıp, oy bırakmayı unutmayın. Sizi seviyorum💖
17 Kasım 2008
Nefes alamıyordum. Yeminler olsun ki aşkımı, Taehyungumu düşünürken nefes dahi alamıyordum.
Yıllardır gözlerim ondan başkasını görmez, ağzımı araladığımda dudaklarım yalnızca onun adını fısıldardı.
O öyle güzeldi, öyle büyüleyici bakışları vardı ki, her gece arka bahçesine uzanarak hayran hayran izlediği yıldızları bile kıskanıyordum.Ona aşık olmadan önceki hayatım nasıldı, neler yapıyordum? Asla hatırlamıyorum.
Ben Jeon Jeongguk; 27 yıllık kimsesiz hayatım boyunca değer verdiğim tek şey 3 yıldır her gün içim gide gide izlediğim, her hareketini ezbere bildiğim Kim Taehyung'du.
Odamın penceresinden o'nun bahçesine dalmış düşünürken beni kendime getiren şey; Taehyungun kapıyı aralayıp dışarı çıkmasıydı.
Üzerinde; kahverengi, dizlerinin bi karış altında biten bi kaban, kabanla neredeyse aynı renk bir kumaş pantolon, beyaz boğazlı bi kazak vardı.
Gözlerimi onun üzerinden ayırmadan derin bi nefes aldım. Her sabah bu saatlerde çıkıp çiftliğe giderdi. Evet, bi çiftlik sahibiydi aslında çiftliğinde kiracıları var ama o yine de her sabah kalkıp atlarının tüylerini okşayıp onları sevmeden güne başlayamazdı.Taehyungla aramız çok iyidir. Birbirimizden asla çekinmiyoruz hatta çoğu zaman ona haber vermeden evine gidiyorum. O ise pijamaları ile bile olsa bunu umursamadan birer kahve yapıyor ve yanıma gelip saatlerce sohbet ediyor.
Şimdi 3 yıldır onunla bu kadar içli dışlı olmama rağmen neden ona onu sevdiğimi söyleyemediğimi merak ediyorsunuzdur. Denedim, Bunu çok denedim ben. Ama benimle temas etmekten bile çekinen birine nasıl sevdiğimi söylerdim ki? Korkuyordum, deli gibi korkuyordum benimle bir daha konuşmaz yüzüme bakmaz diye.
Aklıma getirdiğim şeylerle gözlerim dolarken yerimde doğrulup aşağıya doğru koşturdum evlerimiz karşı karşıyaydı. İkimiz de yalnız yaşıyorduk. O bazenleri arkadaşı Baekhyunu evine davet ederdi o kadar. Tam kapıyı açacakken üstümde bişey olmadığını fark ettim. Hemen askılıktan hırkamı alıp giydim ve göğsümün yarısına kadar zincirini çektikten sonra kapıyı araladım ve terliklerimi giyip bahçeye çıktım.
Taehyung hala beni fark etmemişti gözlerimi kaldırıp ona baktım. Bahçesindeki daha geçen gün ektiği fidanlar ne kadar büyümüş diye bakıyordu sanırım. Daha fazla vakit kaybetmeden yanına doğru ilerledim. Bahçe kapısına varınca kapının yanındaki taştan duvara yaslanıp kollarımı birleştirdim ve seslendim;
"Günaydın Taehyung"
Kafasını kaldırıp kocaman kare gülümsemesini bana sundu ve yanıma yaklaşarak,
"Günaydın Jeongguk"Gülümsemesine tebessüm ederek karşılık verdim ve onu incelemeye başladım. Hafif rüzgar esiyodu ve kahverengi, gür saçları rüzgarla birlikte dalgalanıyordu. Ellerim titredi resmen. Ona dokunmak için yanıp tutuşuyordum. daha fazla yaklaşıp karıncalanan parmak uçlarımla saçlarına dokundum. Saçlarında hissettiği elimle birlikte irkilip geri çekildi. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan ellerini saçına atıp karıştırdı ve iğrenir gibi bana baktı
"Bir daha dokunma saçlarıma"
Ağzımı açıp kendimi açıklamama bile izin vermeden koşar adımlarla bahçeden çıktı ve gerisinde şaşkınca ağzı hala açık kalan beni bıraktı.
Benden tiksinmişti. Bunu idrak ederken anında gözlerim dolmuş ve sert adımlarla arkamı dönüp eve doğru ilerlemiştim, kapımı sertçe kapatıp yere çökmüştüm ve ilk gözyaşım yanağıma doğru akarken düşündüm Taehyung benim biricik aşkım benden tiksinmişti.
İlk bölüm diye biraz kısa tuttum. Tanıtım yazmadım çünkü bu bölümde binevi tanıtım gibi bişey oldu. Her neyse diğer bölümler daha uzun olacak eğer sevdiyseniz oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum 🎀💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
idyllic
Fanfiction"başıma gelen en güzel, aynı zamanda en acı verici şeysin Taehyung..."