1. BÖLÜM

18 3 1
                                    

Masamda duran raporu bir kez daha okudum.

'massimo canto.
28 yaşında.
Adam yaralama, silah kaçakçılığı,
Adam öldürmeye teşebbüs.

Toplamda 9 yıl 3 ay hapis cezası.
Tahliye gününe son üç ay.

Hapishane değişim sebebi;
kapsül hapishaneye alınmak.'

Kapsül hapishaneye tek nedenle alıyorlardı, ceza evinde birini yaralarsan

Hapishane katı bizim üç kat aşağımızda idi.
Kapsül ise dört kat.

Kapı çaldığında gel komutu verdim. kapı açıldı ve karşımda en sevdiğim arkadaşım Osman'ı gördüm.

"Kanka!
Açlıktan öldüm lan, çıkar ne getirdiysen yiyeceğim!"

Ona gülümsedim.
Çantamdan onun için yaptığım börekleri koyduğum bir saklama kutusu çıkardım.
Ona uzattığımda memnun bir şekilde gülümsedi.

"Parmaklarını yiyeyim kardeşim!
Ellerine sağlık."

O böreklerini yerken ben raporu imzalayıp hastayı kabul ettiğime dair bilgilendirici bir not yazdım.

Osman bana dönüp elimde ki rapora baktığında ağzı açık kaldı açık kalan ağzından çiğnediği börek parçacıkları düşünce minik bir kıkırtı bıraktım.
Birbirimizden tiksinmiyorduk çünkü doğdugumuzdan beri beraberdik daha önce aramızda öylesine bir küsüşme bile olmamıştı.
Altımızda bezli fotoğraflarımız aklıma gelince gülümsedim.

"O şey değil mi?
Zengin seri katil massimo?
Kabul ettim deme sakın!
Adamın 38 yıllık hapis cezasını parayla dokuz yıla düşürmüşler!"

Omuz silktim.
"Kabul ettim bile, yarım saat sonra onunla terapim var canım!"

Heyecanlı sesime 'sen iflah olmazsın' bakışları attı.

"Valla ne diyeceğimi bilemedim."

On dakika kadar sohbet ettikten sonra vedalaştık ben müdürün odasına o ise işinin başına gitti.

Kapıyı çaldım ve ses gelmesini bekledim.
Ses gelince kapıyı açıp topuklu ayakkabılarımın tıkırtılarının duyulmasına izin verdim.
"Hakan bey bana verilen massimo canto dosyasını getirdim."

Gülümsedi.
Hayatımda gördüğüm en yavşak adam Hakan bey idi.

"Kabul ettim.
Şimdi ise terapi saatim yaklaşıyor. Sonra görüşürüz Hakan bey!"

Dosyayı bir köşeye koydum ve kapıyı kapatıp odama geri girdim.

Terapi saatine sadece on dakika kalmıştı.
Delici kesici etki yaratabilecek her şeyi kilitli çekmeceye koyup kilitledim.
Diğer dosyalarla ilgilenirken.
Kapı çaldı gel komutu verdiğimde kapıyı Osman açtı.

"Massimo'nun terapi saati geldi içeri alalım mı?"

Başımı salladım.
Dosyayı kapatıp kapıya yöneldim.
Bembeyaz tenli mükemmel derecede yakışıklı bir adam girdi içeri.
Her şeyden nefret ediyormuş gibi bakıyordu etrafa.

Elinde ki kelepçeleri görünce osman'a döndüm.

"Ellerini aç."

Başını iki yana salladı.
"Bari rica etseydin!"

Adamın anahtarlarını bana verdi.
'Kendin niye açmıyorsun göt?' diye bağırmak istedim.

Adamın önünde durdum.
Anahtarı deliğe soktum iki kere bastırdım ve dört kere çevirdim.
Bu kelepçeler diğerlerinden biraz daha farklıydı.
Kelepçe açıldığında alıp ikisini de Osman'a verdim.

YORGUN SAVAŞÇI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin