2. Bölüm

28 6 5
                                    

Yeonjun çok kafa dengi biriydi hem aşırı çekici hem de kibardı. Bahçede Hyunjin'in bizi izlediğini gördüğümde kısa bir süre göz göze geldik ve tatili onun göz devirmesiyle ben de Yeonjun'a dönmüştüm. "Evet gördüğün gibi burası okulun bahçesi yani diğer okulun bahçelerinden bir farkı yok " demiştim. O ise bir şey dememiş sadece kafa sallamakla yetinmişti. 

İkimizde tek kelime etmeden bahçede yürüyorduk. Ve bu aşırı gerici bir ortam yaratmıştı. Anlık gelen cesaretle "Neden dönem ortasında okul değiştirdiniz?" Dedim. Yeonjun yürümeyi bırakmış garip bir şekilde yüzüme bakıyordu. Cevap vermek istemiyordu anlaşılan. "Şey özür dilerim patavatsızlık ettim söylemek zorunda değilsin özür dilerim affet arada böyle boşboğazlıklat yapıyorum " demiştim. O ise sırıtmış. "Çok tatlısın Jeong özür dilemene gerek yok sadece öyle bir anda sorunca duyduklarından sonra bizden uzaklaşırsın diye korktum..."

Derin bir nefes vermiş ve "Beomgyu ve ben gayiz eski okulumuzda zorbalık yaptıkları için özellikle de kardeşime ben de onlarla kavga ettim ve sonuç buradayız." Demişti. Onun dediğine şaşırmıştım. Ne biçim insanlar vardı sırf yöneliminden dolayı ne acınası insanlar var diye düşündüm. Ve Yeonjun'a sıkıca sarıldım.

Sanırım şaşırmıştı çünkü geç karşılık vermişti sarılmama. Ayrılınca " Jisung ve Felix gay ben Seungmim ise biseksüeliz ve inan bu okulda kimse yöneliminden kaynaklı seni zorbalamaz" demiştim. O ise bana gülümseyip tekrardan sarılmıştı. Yeonjun " Hadi sınıfa çıkalım ders başlayacak" diyince ayrılmıştım. Kafamı çevirdiğimde aşık olduğum o çocukla tekrardan göz göze gelmiştim. Ama nedense bu sefer bana eskisi gibi bakıyordu. Gözlerini devirmemiş ya da kötü bakışlarını göndermemişti. Yeonjun'un "Hadi Jeongin" demesiyle bakışlarımı çekmek zorumda kalmıştım ve sınıfa adımlamıştım.

Sınıfa geldiğimizde Jisung "Nerdeydiniz ya siz!" Diye çığlık atmıştı. O kendi kendine konuşurken aklım hala Hyunjindeydi.  Jisung'un çantamı fırlatmasıyla " Ne yapıyon amk?" Diye sormuştum. "Yeni bffimle oturacağım sen git Yeonjun'un yanına otur" demesiyle gözlerimi devirmiş ve bana masum masum bakan siyah saçlı çocuğun yanına oturmuştum.

Hoca gelmiş ve çocuklar ile tanışmış daha sonrada derse başlamıştı. Sayısal öğrencisine neden tarih dersi koyduklarını anlamadığım için kafamı sıraya gömmüştüm. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum sadece arada Felix ve Seungmin'in bana seslendiğini duymuştum. Kafamı kaldırdığımda öğlen arası olduğunu fark edip yemekhaneye inmiştim. Bizim çocuklar yine her zamanki masamızda yemek yiyordu. Beni gördüklerinde oooooo diye bağırmışlarsa onlar bağırdığı için normal olarak tüm yemekhanedeki öğrenciler bana dönmüştü. Ve o da bakmıştı...

Kısa sürede olsa göz göze gelmiştik. Ve yine göz devirmişti bana. Onu gerçekten anlamıyordum anlamayacaktım da sanırım. Yemeğimi alıp çocukların yanına oturdum. Seungmin "Uyuyan prensimiz sonunda uyanmış vay canına"
"Abartma olm alt tarafı bir kaç ders uyudum"
Jisung ise alayla "okulun yarısında uyudun amk aynen bir kaç saat uyudun" demesiyle diğerleri gülmüştü. 

Sonrada " hiii sizi grubumuza ekleyelim"  demişti. Beomgyu ve Yeonjundan telefon numarasını alırken ben de beni izleyen bir çift göze baktım...

Yine özlemiş gibi bakıyordu ya da ben öyle bakmasını istediğim için öyle görüyordum.
Yeonjun bana bakıp "durmadan göz göze geldiğin kişi de kim flörtün mü yoksa?" Diyip esneme vurmuştu.

Yeonjun'un sözünün üzerine çocuklar kafasını hemen geriye çevirmiş ve Hyunjin'lerin masasına bakmışlardı. Ben hemen "Önünüze dönün ne yapıyorsunuz" diyince Beomgyu koca bir kahkaha atmıştı. "Vay be Jeongin flörtün var ha " Jisung ise " Flörtü değil zorbası..." diyince ortamda bir sessizlik oluştu.

Yeonjun "Zorba biri niye böyle aşkla bakarki" demiş ve saçlarımla oynamaya başladı gerçekten aşık gibi mi bakıyordu? Yo yo hayır tamamen düşmanca bakıyordu nedenini bilmesemde ...

Yeonjun saçlarımla oynarken bir yandan da elini omzuma atmış kendine çekmiştiniz yandan da Felix'in anlattığını dinleyip dalga geçiyordu.

Ve tam bu arada yemekhanede bir ses duyuldu herkes Hyunjin'lerin masasına bakınca onun aşırı sinirli baktığını gördüm. " Ne bakıyorsunuz ananızı siktiklerim dönün önünüze" demişti. Ve hızlıca yemekhaneden ayrılmıştı. Biz her ne kadar biraz şaşırsakta artık alışkın olduğumuz için sohbete devam etmiştik.

Aradan 5 ya da 10 dakika geçmişti ki hoparlörden bir ses geldi. "Herkese merhaba millet ben Hwang Hyunjin size bomba bir haberim var hazırsanız söylüyorum. " Felix ve Jisung bana bakarken Seungmin ise "ne diyor bu amın evladı?" Diye bağırıyordu. Ve tekrardan Hyunjin'in sesi duyuldu. "Okulumuzun tatlı gözde öğrencisi kızların hayranı ve Kore'nin en ünlü şirketlerinden olan Yang Holding'in biricik varisi öğretmenlerinin biricik öğrencisi Yang Jeongin'in 2 kere intihar etmeye çalıştığını hatta kendini dövdürttüğünden haberiniz var mıydı? Ne kadar da zavallı değil mi ? Hadi hep birlikte Yang Jeonginimizi koruyalım. Her neyse görüşmek üzere millet " demiş ve sesi kesilmişti.

Gözümden yaşlar geliyordu. Ve hemen masadan kalkıp koşmaya başladım. Arkamdan çocukların sesinin duymama rağmen sadece koştum...

Herkese merhaba arkadaşlar okuyan olur mu bilmiyorum Wattpad kapandı ne de olsa... Okuyan varsa umarım beğenmişsindir güzel insan gününün güzel geçmesi dileğiyle diğer bölümde görüşmek üzere💗

Lost on you... HYUNINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin