( Alisa Yaman )
Evet bugün o büyük gündü..Evleniyordum!
Üstümdeki gelinlikle gelin odasındaydım. Misafirlerin çoğu gelmişti birazdan çıkacaktık. Yağmurun abiside burdaydı. Ama o en son bir masada oturmuş çerezleri hüpletiyordu..Aylin ise onunla tanışmak istiyor ama çekiniyodu büyük ihtimalle ben ve mirza çıktığımda tanışırlardı.
"Nasıl olmuşum."dediğimde yağmurla aylisin gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm."Ya ağlamayın benide ağlatacaksınız!"diyerek ikisinede sarıldım. Bir süre sonra kapı haldur huldur açıldı ve içeri eray,yiğit ve alaz girdi. Mirza ise kapıyı yumrukluyodu."açın lan kapıyı!"
"Kapı sıkışmış açılmıyo!"dedi alaz. Üçüde kapıyı tutuyordu. Mirza."300e açılır mi o kapı!"dedi yiğit azcık kapıyı araladı ve."bu kadar oluyo."dedi, Alaz sırıtarak."belki 600e."dediğinde mirzanın ağzının içinde bir kaç küfür mırıldandığını duymuştum."tamam ulan açın kapıyı!"dediğinde yiğit."önce para!"diyerek avcunu öne uzattı ardından aynısını eray ile alazda yaptı.
Mirza hepsine 200er olarak parayı verdiğinde kapı tamanen açıldı ve mirzayı gördüm..
Giyidiği damatlıkla o kadar yakışıklıydı ki..
"Gülüm.."dedi ve sertçe yutkundu. Beni baştan aşağı süzdü ve."kalbimi durduracak kadar güzel olmuşsun.."dedi. Aylis ise sessizce odadan çekip gitti, eray kaşlarını çatarak."Ona ne oldu?"dediğinde aylin ona ters ters bakıp."bunu ona sormaya ne dersin enişte!"diyerek ablasının peşinden gitti. Giderkende ateşe bakmak istemişti ama kim olduğunu bilmediği için boş verip ablasının arkasından tolete girdi.
"Ne oluyo lan?"diye sordu yine anlamayarak, mirza ise."Baldız nasıl sana katlanıyo bazen anlamıyorum."dedi umutsuzca başını iki yana sallayarak.
"Hadi biz çıkalım hen eslemle inciyede bakalım."diyerek hepsini odadan çıkardı yağmur. Mirzayla ben kalmıştık. Kapıyı kapatıp tam önümde durdu ve."hazır misin müstakbel karıcığım.."dediğinde kalbim yerinden çıkacak derecede hızlı atıyordu.."Hazırım..müstakbel kocacığım.."dediğimde gözü dudaklarıma kaydı ve."Delirtiyorsun beni.."dedi.
"Çıkalım mi.."dedim çünkü çıkmazsak her an bayılabilirdim..
...
( Aylin Gök )
Ablam, ben ve yağmur abla toletten çıktık ve bir masaya ilerledik."hangisi abin!?"dedim. Anlamsızca merak etmiştim onu..
"Şurda.."dedi. Masada eniştem ve yiğit abi vardı..ama onların yanında bide esmer saçlı bir çoçuk vardı. Masadaki çerezleri yiyordu ve çerezler dışındada pek etrafa bakmıyordu..
İçimde anlamsız bir şey oldu...
Ay salaklaşma be!
Masaya oturduğumuzda bakışlarını bize yöneldi beni gördüğü an yediği çerez boğazında kalmıştı ve öksürmeye başlamıştı. Yiğit abi ona su uzattı ve."ne oldu lan, tabi diğer masadaki çerezleride alırsan allah böyle cezanı verir.."dediğinde o suyu içti ve tekrar bana baktı..hemde gereğinden fazla..
"Tanışalım mi? Ben aylin.."dediğimde kaşları çatıldı ve birşeyler mırıldandı fakat duyamadım.
"Sen?"diye sordum.
"At-"diycek olan yağmuru susturup."Aktaş."dedi sadece.. başımı aşağı yukarı sallarken."ismini sordum."dedim çünkü soy adını zaten biliyordum.
"İsmim yok.."dediğinde kaşlarım çatıldı."yok mu?"dedim cevap vermedi."somurtuk!"dedim ve gözlerimi devirdim. Herkes bana gülerken o ayağa kalktı."Nereye."dedim oysa bana ters bir ifadeyle bakıp."Cehennemin dibine!"dediğinde gülmemek için dudaklarımı bir birine bastırdım..