#6

102 25 40
                                    

Bölüme geçmeden önce ufak bir istekte bulunmak istiyorum. Eğer okuyorsanız lütfen oy vermeyi unutmayın ve hayalet okuyucu olmayınız.
Örneğin Prolog bölümü 43 okunma fakat sadece 3 oy.
Çoğu bölüm böyle ve bölümler oy almadıkça yazma hevesim kaçıyor.
Zaten erişim engeli nedeniyle yazmaya ara verdim ve taslak bölümlerden yayınlıyorum ama eğer böyle giderse Wattpad e ara vereceğim.
Ve bu bölümü sadece bu uyarı için yayınlıyorum.
Anlayışınız için teşekkür ederim, hayalet okuyucu olmaması dileği ile ....
Okumaya devam edebilirsiniz.

Gözüm seğirirken hızla arkamı döndüm ve kolumu elinden çektim. Bu Hyunwon du. Sesimin ayarına dikkat etmeden soğukça konuştum.

"Bana bulaşma Hyunwon."

O ise çapkın tavrını bir kenara bırakaraktan tuttu bu sefer kolumu.

"EE -Eh! Yeter artık bu kadar naz . Sabrımı sınıyorsun ona göre!"

Bağırmaya başladığında eş zamanlı olarak kolumuda sıkıyordu.  Koluna yandan bir bakış atarak cesaretle konuştum. Korkmuş gibi durmak istemiyordum.

"O elini çekmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim Hyunwon!"

Benim bu kafa tutan halim ona komik gelmiş olmalıydıki alayla kıkırdadı.

"Ya öylemi? Ne yaparsın bakalım Mi Cha cığım? Kolumumu tırmalarsın?"

Umursamaz tavrı yutkunmama sebep oldu. Sonuç olarak bender yapılı bir bedeni vardı ve ona gücümün yeteceğini düşünmüyordum. Bu onu dahada güldürmüştü.

"Tamam, hadi oyun bitti. Bugün ki eğlencem sensin, beni kendi evindemi ağırlarsın yoksa banamı götüreyim seni?"

Piç sırıtışı olan suratıyla sarf ettiği kelimeler midemi bulandırırken elini son kez ittim ve çatık kaşlarımla karşı çıktım.

"Aklında ne tür fantazilerin var bilmiyorum ama onların içinde bulunmayacağım.  Seni pişman etmeden önce siktir olup git buradan."

Canını sıkmış olmalıydım. Bu sefer kolumu tırnaklarını batırarak tuttuğunda daha fazla beklemeden artık o kalıplaşmış olan hareketi yaptım ve o pek kıymetli alt vücuduna tekmeyi geçirdim.

İki büklüm olurken tahminimin aksine kolumu bırakmaması ve tırnaklarını daha çok geçirmesi canımı yakmıştı. Bu sefer kolunu tutup çekmeye çalıştım. Fakat onun saçlarımı tutup kendisi gibi benimde yere çökmemi sağlayacağını beklemiyordum. Saçımın kökünden tuttuğu için ekstra acı yaşarken çığlığı bastım. O ise sinirle cümlelerini savurdu.

"Bu orospuluğunun bedelini altımdayken ödeyeceksin! Yürü!"

Son kelimesini ederken suratıma yediğim tokat ile başım yana düşmüştü. Fakat saçımdaki ellerinde bir anda kaybolması ile kendimi yere kapaklanırken buldum. Ben gelecek bir darbe daha beklerken yan taraftan gelen Hyunwon un acılı sesi ile oraya döndüm.

Hyunwon yerde yatarken onun üzerine çıkmış ve onu yumruklayan başka birisi vardı. Yumruklarını hiç esirgemeden sertçe savuruyordu. Ağzından birkaç küfürde çıktığını duymuştum. Sonunda vurmayı bıraktığında Hyunwon un dudağında, elmacık kemiğinde,  çenesinin kenarında ve kaşında kan izleri vardı.  Açıkçası hiç üzülmemiştim.

Adam Hyunwon un üzerinden kalktığında bende hızlıca ayaklandım. Hyunwon a ters bakışlarını yolluyordu. Genç duruyordu. Hemen önünde doksan derece eğilerek teşekkürlerimi sundum.

"Gerçekten çok teşekkür ederim, minnettarım."

Geri kalktığımda önemi yok dercesine elini sallıyordu. Tebessüm sunduğum esnada Hyunwon adeta dört nala kaçıyordu. Yüzümü geri adama çevirdiğimde zaten bana baktığını gördüm. Tekrardan eğilip iyi günler diledim ve arkamı dönüp apartmana ilerledim. Ancak arkamdan gelen adım sesleri ile geri döndüm. Adam arkamdan geliyordu.

"Sizde mi bu apartmanda yaşıyorsunuz efendim?"

Aslında burada yaşıyor olamazdı çünkü burada dört daire vardı ve hepsini tanıyordum. Ancak misafir olabilirdi. Cevabı gecikmedi.

"Tanımadın mı beni?"

İşaret parmağı ile kendini gösterirken kaşlarım çatıldı. Gözlerimi yandaki duvara çevirirken düşünmeye başladım.

Birinci kattaki dairelerde bir yaşlı çift vardı diğerinde ise küçük çocukları olan orta yaşta bir ahjumma ve ahjussi yaşıyordu. Benim karşı dairemde ise tek başına yaşayan bir yaşlı ahjumma vardı.

Gözlerimi geri gözlerine çevirirken başımı iki yana salladım.

"Üzgünüm çıkartamadım."

Boş bakışlarını sürdürürken elini tokalaşmak için uzattı ve ismini mırıldandı. Bende elimi gülümseyerek uzatıyordum ki duyduğum isim ile elim havada kalmış ve tebessümüm donmuştu.

"Ben Kim Seungmin."


Bekliyor muydunuzzz?

Close To You || Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin