1. Bölüm

226 25 14
                                    

Bir kadeh içki daha yuvarladı Kris. Başı feci şekilde dönüyor, midesi bulanıyordu. Eve gitmek için çok geç olduğunu biliyordu. Ancak Luhan'ın onu bekleyeceğinin de farkındaydı. Siyah deri ceketini bar sandalyesinin arkasından alıp barmene biraz bahşiş bıraktı.

"Tekrar gel!" diye seslendi barmen, Kris'in arkasından gülerek.

Başı öne eğik bir şekilde savrula savrula eve gitmeye çalıştı. Saat sabaha karşı dört civarında olmalıydı. Hava soğuktu. Birkaç dilenciyi es geçerek o bilindik, ıssız sokağa girdi. Bu eve giden yol değildi. Yine de Kris burada evinden çok vakit geçiriyordu.

Sokağın biraz ilerisinde küflü tokmağı olan, mavi kapı göründü. Önündeki paspas içeri girip çıkan onca insanın ayağıyla ezilmiş, eskimişti. Kris hiç tereddüt etmeden o kapıya doğru ilerledi, sanki kendi eviymişçesine...

Soğuk zile basmadan önce duraksadı. Eve gitmeliydi. Burada olmaması gerekiyordu. Onun yeri, Luhan'ın yanıydı. Böyle düşünmesine rağmen zile bastı.

Birkaç dakika sessizlik içinde geçti. Sabırsızdı. İstediğini alıp geri dönmek istiyordu. Kapının açılmasını beklerken evin tek penceresinin önündeki çiçekleri seyre daldı. Beyaz papatyalar kocaman açmış, girişte insanları kucaklıyordu. Papatyalardan bazıları boynunu bükmüştü. Kris sırıttı. 'Ne tür bir adam penceresinin önünde papatya bakar?' diye düşündü.

Tam o sırada kapı hafifçe aralandı ve küçük bir baş dışarı uzandı. Gözaltı torbaları iyice belirginleşmiş, kaslı kolları olan bir adam endişeyle Kris'e baktı.

"Bu hafta üçüncüye geliyorsun," dedi kapıyı açıp onu içeri davet ederken.

"Evde her şeyin yolunda olduğuna emin misin?"

Kris hiçbir şey söylemeden içeriye girdi. Ceketini tüm dertlerinden kurtulmak istercesine deri koltukların üzerine attı. Mini buzdolabından bir şişe bira kaparken huysuzca söylendi.

"Sence her şey yolunda olsaydı buraya gelir miydim, Tao?" dedi alayla. Tao, onaylarcasına başını salladı.

"Hemen mi başlayacaksın yoksa-"

"Kendime gelmeme izin ver," dedi Kris, bira şişesini kafasına dikerken. Tüm vücuduna yayılan sıcaklığı hissetmeye çalıştı.

Hayatından da, çevresindekilerden de sıkılmıştı. 'Keşke şurada ölüp gitsem...' diye düşünürken buldu kendini.

"Tek müşterin ben miyim?"

"Ah, hayır," dedi Tao eliyle ensesini sıvazlarken.

Kalçasını tozlu koltuklardan birine yasladı. Kris ise mini buzdolabının üzerine oturmuştu.

"Birkaç saat önce Chanyeol buradaydı. Eşiyle boşanacaklar sanırım," diye ekledi.

Kris başını salladı. "Yürümeyeceği belliydi. Baekhyun göründüğü kadar güvenilir biri değil."

Birasından bir yudum daha aldı. "Senin hayatında birileri var mı?"

"Öyle bir yaşam istemiyorum, Kris." Tao saati gösterdi. "Bir saatin var. Bir saat içinde Luhan'a geri dönmelisin."

"Her zaman acelecisin." Kris birasının son yudumunu içtikten sonra pantolonunun kemerini çözmeye başladı. "Bu kadar aceleci olduğun için kaybediyorsun zaten." Tao gülümsemeye çalıştı.

"Kuralları biliyorsun," dedi pantolonunu çıkarmak üzere olan Kris'e.

"İşimi yatak odasında yaparım. Evin geri kalan kısımlarında benimle arkadaş gibi konuşabilirsin," diye ekledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yours FractionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin