Ch-1

4K 109 11
                                    

Elleri titriyordu Asi'nin. Gözleri ağladığı için gözyaşlarıyla doluydu ve zar zor açtığı telefon ekranını görmesini zorlaştırıyordu. Bulanık görüşüyle rehberine girip biraz kaldırdıktan sonra kendini zorlayarak arama butonunu görüp tıkladı. Direkt kulağına götürmüştü, çok geçmeden açıldı.

Burnunu çekerek konuşmaya başladı direkt Asi. "Atıldım! İnanabiliyor musun? Ve akşam yemeğinden hemen önce yaptılar bunu. Uyarı bile vermemişlerdi ya! Valizimi toplamam gerekiyormuş, daha fazla kalamazmışım. Kural ihlali yapmışım ve şikayet gelmiş. Yaptırım uygulamak zorundalarmış. Sikicem şimdi yaptırımlarını, nerede kalıcam ya ben şimdi!?"

Cevap beklemeden derin bir nefes alıp tekrardan burnunu çekip devam etti ağlayarak konuşmaya. "Hadi bugünü hallettim, birikimim bile yok, uzun süre kalabileceğim bi yer lazım bana. Nasıl bulucam ki!? Kış geldi! Yemek de yiyemedim zaten, yurdun kapısının oradaki kaldırımın orada oturuyorum bi tane valiz bi tane el çantası bi tane de kedi taşıma çantasıyla! Benim gibi o da aç galiba ama mamasını nereye koydum bilmiyorum şu an, düzgün düşünemiyorum bir türlü!" Derin bir nefes daha verdi kendini sakinleştirmeye çalışarak.

İşe yaramadı. "Kedi beslemek suçmuş yurt odasında. Biliyordum bunu zaten! Oda arkadaşlarım da çok okeydi Hamur'a, seviyorlar onu. Kızlardan birinin gözü doldu onu çantasına sokarken hatta. Biliyor musun kesin beni yan odadaki o piç kurusu şikayet etti. Gidip sesten uyardım diye. Kinci orospu çocuğu!" Derin bir nefes daha verdi.

Karşı taraftan sonunda cevap duydu. Duyduğu ses duymayı beklediği en son kişiye aitti.

"Asiciğim..."

Siktir dedi içinden Asi. Cesur'u aramak istemişti. C ve Ç karışmış, bir şekilde Çağla'yı aramıştı. Siktir siktir siktir!

Asi panikle kendine gelip durumu toparlamaya çalışacaktı. "Çağla... ah selam." Burnunu çekip gözlerini kuruladı ceketiyle.

"Ben normalde seni aramayacaktım. Özür dilerim arayıp ağlayarak küfrettim falan bi de. Cidden kusura bakma. Ben arayacağım arkadaşıma ulaşıp ona ağlayayım biraz en iyisi. Tekrardan pardon. İyi geceler sana." deyip kapatmaya çalıştı ama tam telefonu uzaklaştıracakken Çağla sesini yükseltip onu hızla durdurdu.

"Asi! Asi! Kusura bakmadım! Sorun değil. Sen iyi misin şimdi? Ben de soruyorum, değilsin tabii ki! Neredeydi sizin yurt, geleyim ben yüz yüze ağlaşalım. Ne dersin?"

"Hiç gerek yok Çağla gelmene. Ben de birazdan gideceğim zaten. Sonsuza kadar burada oturamam."

"Sen bana konum at! Ciddiyim! Yemeğe gideriz, gelirken mama bile alırım. Hadi bekliyorum konumu, yoksa bi daha konuşmam seninle!"

Asi teslim oldu. Çağla yurdunun (eski yurdunun) önüne geliyordu. "Tamam. Tamam atacağım. Kusura bakma tekrar, gece gece kalkıp geliyorsun bir de şimdi durup dururken. Çok kötü hissettim şimdi."

"Hissetme öyle, ben geliyorum tamam mı? Ağlama daha da fazla sokağın ortasında."

Asi kapattıktan sonra konumu attı ve beklemeye başladı. Cesur'u Çağla'yla yemek yedikten sonra arardı çünkü şu an arasa o da kalkıp gelirdi. Bir kişinin geliyor olması yeterince mahçup ediciydi zaten.

Asi kedisini eğlendirmeye çalışarak kendini de eğlendirmeye çalışıyordu kaldırımda oturmuş. Sokak lambası belli belirsiz aydınlatıyordu oturduğu kaldırımı, kimse de geçmemişti zaten oturduğundan beri. Çağla gelince onu seçebilmesi kolay olmuştu bu yüzden.

Şoförle gelmişti Çağla. Elinde de küçük bir paket vardı. Yaklaştıkça cidden kedi maması getirdiğini anladı kızın. Ağlamak istedi o an tekrar ama daha yeni sakinleşmişti. Çağla mamayı Asi'nin eline tutuşturdu sonra onun enerjisiz bedenini biraz çekiştirip yerden kaldırdı. Arabadaki şoföre kafasıyla işaret edince adam çıkıp valizini ve çantasını arabanın bagajına, kediyi de arka koltuğa yerleştirdi.

And They Were Roommates - AsLaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin