26. Bölüm (Final)

55 3 92
                                    

Selamm

İyi okumalar 🦋💙

++++++++++

Bir yıl sonra...

"Ya ben doğurmak hiç istemiyorum."

"Niye?"

"Güzelliğim bozuluyor..."

"Sema, başlatma güzelliğine, birlikte girip, birlikte doğurup, birlikte çıkacağız."

Elif'in konuşmasıyla Sema sertçe yutkunmuştu. Ben ise bu duruma nasıl düştüğümüzü, nasıl aynı anda üç arkadaş olarak hamile kalıp, aynı anda doğuma gireceğimizi düşünüyordum. Şuan aşırı stresliydim. Kızımıza bir tane de erkek kardeş geliyordu. Adı Mirza olacaktı.

Mirza, Farsça kökenli bir isim olup, tarih boyunca "prens", "soylu" veya "edebiyatçı" anlamında kullanılmıştır. Bu yüzden Mirza koymayı çok istiyordum.

Gerildiğimi anlayan Rüzgar, elimi tutup bana destek veriyordu. "Sakin ol, ben burdayım. Yanındayım. Kızımızla birlikte sizi bekliyor olacağız. Stres yapacak hiçbir şey yok, çıktığın gibi yanına geleceğim. Bir saniye bile yanlız bırakmayacağım seni." Laflarıyla bile sakinleştiğimi fark etmiştim. Ensar, psikolojik olarak Elif'e destek veriyordu.

Acar ise çocuğu sanki kendi doğuracak gibi terliyor, stresleniyor ve bağırıyordu. Bıdıksu, Sema'nın elinde ona kendini sevdiriyordu.

Bir süre sonra bizi doğum haneye aldılar.

Rüzgar'ın ağzından...

Başak'ı doğum için içeriye almıştılar. Ne kadar sakin görünsemde, aşırı heyecanlı ve stresliydim. Eşime güveniyordum. Oğlumla birlikte çıkacaktı. Cinsiyetini öğrendiğimizden beri Mirza diye geziyordu. Nedenini sorduğumda anlamını söylemiş ve isminin o olması için yalvarmıştı. Tabi ki karım ismini koyacaktı. O doğuruyor ve doğum sürecine kadar da onu kendi bedeninde taşıyordu.

Diğer kızlar da içeriye girmişti. Acar kendini koltuğa atmış yelpazeyle kendine rüzgar oluşturuyordu. Bu çocuk aşırı terlemişti. Kendi de mi doğuruyordu?

Ben kızımı kucağıma almış, onunla ilgileniyordum. Hastane ortamı onu geriyordu ve ağlamak istiyordu. "Acar ve Ensar, bir gelişme olursa haber verin. Bunu ben bahçede uyutup geliyorum." dedim. Bahçeye indiğimde arabadaki puseti aldım. Şira'yı ona yatırıp sallamaya ve ninni söylemeye başladım. Bir süre sonra o uyumuştu. Puseti kaldırdığım gibi hastaneye girdim. Pusetin önünü de kapattım ki uyanırsa huzursuzlanmasın.

Tekrar beklemeye başladım güzel karımı. 3 saat bekledim. Sonunda yavaş yavaş çıkartmıştılar karımı. Puseti elime aldığım gibi karımın yanına gittim. Boşta olan elimle karımın elini tuttum. "Bitti güzelim. Şimdi iyisin, seni odaya alacaklar. Oğlumuzu alıp geliyorum." dedim. Hemşireler karımı normal odaya alırken ben de bebeğimizi almaya gittim.

Başak'ın ağzından...

Beni normal bir odaya almıştılar. Rüzgar, oğlumuzu almaya gitmişti. Vay be! Bir çocuğumuz daha oldu. İnanılır gibi değil...

Odaya Acar ve Ensar girdi. "Lan oğlum! Daha kocam gelmedi, siz hayırdır." "Dostlar bugün içindir canım." dedi Acar. Yani bir şey isteyeceklerdi. "Ne istiyorsunuz?" "Bizimkiler ne zaman çıkacaklar?"

Şimdi ne istedikleri belli olmuştu. Onlara yandan ölümcül bir bakış attım. Ensar kendini hemen odadaki koltuğa attı. Acar da ayaklarıma kapanmış karısının ve kızının ne zaman çıkacağını merak ediyordu.

"Onların ilk doğumu, zorlu bir doğum süreci olur ilk baştakinde. Ama birazdan çıkabilirler. Emin değilim, ona göre!" dedim. Acar ve Ensar'ın derin bir nefes aldığını gördüm. Sonra bir görüşürüz bile demeden odadan çıktılar. Vay şerefsizler!

SEVMEK YÜREK İSTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin