6. Bölüm

14 6 0
                                    

Üstüme  gri kapri şortumu ve oversize siyah tişörtümü geçirip aşağı bahçeye indim.

Telefona bakan babam benim geldiğimi görünce elindeki telefonu kapatmış ve gülümseyerek "Gel yanıma otur oğlum" dedi.

Ben de gülümseyerek yer açtığı salıncağa oturdum. İkimizde konuşmuyorduk sadece babamın ayağıyla hafifçe salladığı salıncağın gıcırtısı ve hafifçe esen rüzgarın sesi vardı.

Ortamdaki sessizliği babam bozdu "Sevdiğin gibi yaptım vanilya ve karamel aromalı" diyince kafamı sallamış "Çok güzel olmuş ellerine sağlık babişko" dedim. Ve ikimizde tekrardan sustuk.

Babam sıkıntılı bir nefes vererek "Jeongin bazı şeylerden haberim var öncelikle beni dinle tamam mı ben bi konuşayım sonra senin konuşmanı isteyeceğim" demişti ve derin bir nefes alarak " Oğlum biliyorum senin öz baban değilim kan bağı taşımıyoruz ama seni ben büyüttüm babalık iki sperm bırakmakla olmaz emekle olur sevgiyle olur ve ben seni çok seviyorum sen benim oğlumsun" Biliyorum ba-" sözümü kesmiş ve "Annen zor kadın Jeongin sağı solu belli olmayan çok farklı biri beni sevmesini istemiştim ya da sadece merhamet duygum ağır bastı bilmiyorum onu ilk gördüğümde çok üzülmüştüm bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama sahip çıkmak istedim yalnız kalmamasını istedim çünkü kimsesi yoktu ve şimdi bizi getirdiği hale bak seni getirdiği hale bak sana bu yaraları açan o kadın Jeongin biliyorum ve emin ol seni korumaya çalışıyorum ama başarılı olabiliyor muyum bilmiyorum belki de iyi bir baba değilim " demiş ve gökyüzüne bakıp gözlerini sildi.

İçim parçalanmıştı babamın bana verdiği sevgi çok farklıydı  yabancı olan bir çocuğa tüm sevgisini vermişti.

"Jeongin okulda zorbalığa uğruyormuşsun hem de Hyunjin tarafından önce Chan ile Seungmin ayrıldı sonra da Minho ve Jisung grubunuzun dağılması elbette ki çok normal tekrardan birlikte olun diyemem ki size, sen de bunu bahane ederek Hyunjinle görüşmek istemediğini söyledin ama oğlum seni emin ol senden daha iyi tanıyorum aslında hep bekledim bana anlatmanı sakin ol Jin o sana anlatacak aceleci davranma diyip durdum kendime ama sen hiçbir şey olmamış gibi davranıp durdun sonra 2. kez intihara girişmen bunların hepsinin Hyunjin yüzünden olduğunu biliyordum oğlum hatırlıyor musun Hyunjin'le ilk tanıştığın gün Namjoonların evinde yanıma gelip baba ben Hyunjin'i kendime koca yapacağım demiştin ne kadar da tatlıydın gerçi benim oğlum hala tatlı ama " kıkırdamış ve devam etmişti sözlerine

" Küçüklüğünden beri ne kadar sevdiğini biliyorum ama bu sevgi seni zehirliyor belli ki Hyunjin seni sevmiyor onu da suçluyamam bu konuda kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama zorbalık farklı bir konu onun sana böyle davranmasının hele de dün okulda yaptığı şeylerin haddi hesabı yok Kai ile görüşcem Hyunjin'in bu yaptıklarının artık son bulması gerekiyor ben sikik bir oğlanın davranışları yüzünden oğlumu, şu dünyaki en sevdiğim varlığı kaybedemem göz göre göre" demiş ve ağzından bir hıçkırık kaçmıştı.

Babama sımsıkı sarılmış ve "Sana sahip olduğum için şu dünyaki en şanslı insanım" demiştim. İkimizde birlikte ağlamıştık bir süre.

Daha sonra "Baba Hyunjin'i çok seviyorum neden bu kadar seviyorum? Bana zara verdiğini bile bile yine de seviyorum artık onu sevmek istemiyorum acı veriyor bana yaptıkları söyledikleri" demiştim.

Babam da "Geçecek oğlum emin ol geçecek bundan bir kaç yıl sonra bu hissettiklerine gülüp geçeceksin sana söz veriyorum" demişti.

Ona güveniyordum "Sen her şeyi halledersin babaların kralı" demiştim. "Prensim ne istiyorsa söylesin o ne istiyorsa hemen yaparım " demiş ve beni ısırmaya başlamıştı.

Ben de gülerken "hmmm her şeyi mi?" diyince babam ters ters bakmış "Abartma Jeong" diyince "Neee alt tarafı şöyle baba oğul bi tatile çıksak diyecektim ikimiz içinde güzel olmaz mıydı?"

"Aslına bakarsan harika fikir hmmm bir kaç günlüğüne okulu assan sanırım bir sorun olmaz okul birinciliğini kaybeder misin?" diye sorunca sırıtmış "Ben ve birinciliği kaybetmek mi püfff ben babaların kralı Jin'in oğluyum bizim kitabımızda 2. olmak yoktur" demistim.

Babam dediğime kahkaha atarken bir yandan da beni gıdıklamış " O zamannn hadiiii toplannn asker! Valizini hazırla hemen çıkalım" ben şaşkın gözlerle bakarken "Nee sen demedin mi tatile çıkalım diye"

"Yani dedimde" "Eee hadi o zaman bak ben valizimi toplamaya gidiyorum sen de hadi bir kaç parça bir şey al" diyince "Baba beni her geçen gün şaşırtıyorsun" demiştim.

Babam ellerini iki yana acıp "Tabikide oğlum ben Yang Jin'im" demiş ve hızlıca eve girmişti. Ben arkasından bakakalırken odasının balkonundan "HEYY YANG JEONGİN HADİ O GÜZEL POPONU KALDIR VE VALİZİNİ HAZIRLA" diye bağırmıştı.

Ben de gülüp hızlıca odama gidip yanıma bir kaç kıyafet, takılarım, pijamalarım bir sürü maske cilt bakım ürünü falan almış ve aşağıdan bana seslenen babamın yanına inmiştim.

Babam ben merdivenlerden inerken " Jaemin'e söyledim uçağımızı hazırlattı Londra'ya gideriz diye düşündüm" diyince benim gözlerim parıldadı "Neee Londra mı baba cidden mi ayy çok özledim en son 3 yıl önce gitmiştik peki ne kadar kalcaz orada ayy çok heyecanlıyım" demistim.

Babam gülmüş "Oğlum sakin ol biz ne kadar istersek o kadar kalacağız ne zaman koreyi özlersek o zaman geri döneriz" diyince ben babamın boynuna atladım "Hadiii gidelim babaaaa" diye bağırdım.

"Heyyy jeonginn basbasbağırma saat gecenin dördü herkes bizim gibi deli değil " diyince susmustum.

"Senin bu deli hallerine bayılıyorum baba hala genç gibi davranıyorsun" diyince babam ters ters bakmış "Abartma Jeongin ben hala gencim 40 yasındayım alt tarafı" diyince ben de alayla "Babacım sen 5 yıldır 40 yaşındasın " demiştim.

O da enseme vurmuş "Bana yaşlı mı diyorsunuz Bay Jeongin madem öyle otele gittiğimizde kim daha genç gösteririm sana" demişti. Ben gözlerimi kısıp "Erkek avlamaya mı gidiyoruz yoksa hiii olamazzz babamı kimseyle paylaşmam ben" demiştim.

O sırada şoförümüz Taehyung gelmiş ve arabaya binmiştik. Bizim için hazırlanmış uçağa bindik "Baba ben çocuklara haber vermedimmm dur hemen arayım " demiş ve grup araması yaptım çocukların hepsi uykulu sesle açmıştı.

Seungmin "Saat 5 e geliyor amk ne var okulda söyleyemiyon mu jeongin" diyince "GUNAYDİNNNN BEN OKULA GELMİYORUMMN ÇÜNKÜ ABİNİZ İNGİLTERE'YE UÇUYORRR" diye bağırınca çocukların hepsi "NEE!" diye bağırdı. Ben de olanları anlattım.

Jisung "Jin Amcama söyler misin bir koltuk boş varsa hemen gelebilirim" diyince babam telefonu almış "Jisung ben sana küsüm hiç arayıp sormuyorsun bir süre konuşmayalım " demişti. Jisung ağlamaklı sesler çıkartıp babama yalakalık yaparken ben de hosteslerin ikram ettiği beyaz şaraptan bir  yudum aldım.

Babamın elinden telefonu alıp "Jisung kes sesini babamı rahat bırak ben bir süre yokum millet özleyin beni size vlog çekerim hadi görüşürüzzz" demiş ve yüzlerine kapattım.

Uçak yolculuğumuz babamla sohbet edip oyun oynayıp film izlemeli geçmişti. Uçaktan inmiş ve bizi bekleyen araba kalacağımız otele getirmişti. Kapının önündeki çalışanlar bizi karşılamış ve odamıza kadar eşlik etti. Güzel bir tatil bizi bekliyordu...

Merhaba sevgili okurlarım nasılsınız bu bölüm biraz daha Jeongin ve Jin'in arasındaki bağa odaklanmak istedim umarım sıkıcı gelmiyordur ve umarım beğeniyorsunuzdur lütfen yorum yapın sizin düşünceleriniz benim için çok değerli... Vote atmayı unutmayınnn musmutlu günler dilerimmmmm💗💗💗

Lost on you... HYUNINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin