24- Sünger Bob

31 2 0
                                    

İyi okumalar :)

Çantamı kaptığım gibi merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak indim son dört basamağı atlatmayıda başarabilseydim keşke.
'Aptal dikkat etsene!' diye bağırarak yanıma koştu Burak.
'İyiyim. Merak etme.' dedim ve ellerimi yere koyarak yüzümü yerden kaldırdım.
'Rüya.' dedi gülmemek için kendini zorlayan sesiyle.
'Burak?' dedim hala yerden gözlerine bakarak. Çaktırmamaya çalışsamda bacağımı çok kötü vurmuştum merdiven kenarına.
'Merak ettiğim bir şey var.' dedi ve dayanamayarak kahkaha attı.
'Ne var!' dedim sinirle. Benimle alay etmesi canımı sıkıyordu.
'Bu desenli iç çamaşırları ne zaman bırakacaksın.' dedi ve karnını tutarak gülmeye başladı.
Gözlerim hızla büyürken çığlık atarak yerden kalkıp dikildim ve elimi yumruk yaparak koluna vurdum.
'Pis sapık!' diye bağırdım.
'Domates gibi oldun.' dedi gülerken ve bir anda ciddileşti ve elini yanağıma koydu.
'Hala utanıyor musun cidden?' dedi kaşlarını hafifçe çatarak.
Cevap vermeden gözlerimi kaçırdım. Gözlerine bakamıyordum.
Elini hızla çekti ve kapıya doğru yürüdü. Sonra bir anda döndü ve hafifçe tebessüm ederek 'Sünger Bob.' dedi ve kahkaha sesiyle evden çıktı.
Ne dediğini henüz idrak ederken çığlık atarak kapıdan çıktım.
Pisliğin tekiydi işte!
Arabasına doğru ilerlerken yanağımın içini havayla doldurdum ve arabaya bindim.
Gülümseyerek bana döndü ve parmağını havayla dolu olan yanağıma bastırdı. Hafifçe çıkan havayla birlikte komik bir ses çıktı. Gülümseyerek tekrar bastırdı ve aynı hareketi yine yapınca kaşlarımı çatarak ona döndüm.
'Kes şunu!' diye tısladım ve ellerimi göğüs hizamda çaprazlayarak kafamı cama çevirdim.

Bütün haftasonum onunla geçmişti. Önce kamp sonra İstanbul gezisi.
İstanbuldan döneli sadece bir kaç saat olmuştu. Ben arabadayken biraz uyumuştum ama Burak henüz hiç uyumamıştı.
Araba durduğunda merakla Burak'a döndüm.
'Uykun yok mu senin?' dedim kaşlarımı kaldırarak.
'Merak etme daha çok dayanabilirim.' dedi.
'Düzgün yemekte yemedin.' dedim sıkkın sesimle.
'Sorun değil.' dedi.
'İnsan olduğundan şüpheliyim.' dedim ve kemerimi çıkardım.
Kapıyı açarak dışarı çıktım.
Soğuk hava yüzüme çarparken tüm vücudumun titrediğini hissettim.
Ellerimi çaprazlayarak ısınmaya çalıştım.
Burak yanıma gelerek elini omzuma attı ve beni kendine çekti.
'Isınmak için kullanabilirsin.' dedi ve gülümsedi.
Utanmıştım ama geri çekilmedim. Daha çok sokularak başımı göğsüne yasladım.
Güven veriyordu.
O koskocaman göğsü bana güven duygusu tattırıyordu.
Derin nefes alarak gülümsedim ve gözlerimi yumdum.

'Aaaa!' diye bağırarak tökezledim ama Burak'ın kolu sertçe beni çekerek yere düşmekten kurtardı.
'Gözlerin kapalı mı yürüyorsun ? Ciddi misin Rüya?' dedi sinirle alay karışımı sesiyle.
Cevap vermeye hazırlanırken sınıftan bir kaç kişi ve başka sınıftan bir grup bize doğru şaşkın bakışlar ve kendi aralarında konuşmalarla yaklaştılar. Herkes susup bize bakarken Ceren dayanamayarak 'Siz.' dedi ve gözlerini önce bana sonra Burak'a çevirdi.
'Siz ikiniz...' dedi ve gözlerini büyüterek eliyle hızla ağzını kapadı.
'Yine ne saçma hayaller kurdun Ceren? ' dedi Bora Ceren'e gözleri kısık bakarken.
Ceren onu hiç duymamış gibi davranarak bana hızlı adımlarla gelerek kollarımdan tuttu ve sarstı beni. Sonra geri çekildi ve elini uzatarak işaret parmağını önce bana sonra Burak'a çevirerek
'Siz ikiniz çıkıyor musunuz?' diye bağırdı ve söylediği şeyi kendi daha yeni farkediyormuş gibi ağzını daha sıkı kapattı elleriyle.
'Ben ve o? Yani biz? Saçmalama Ceren! İmkansız!' dedim hızla.
Bildiğim tek şey biz çıkmıyorduk.
Ona sormuştum oysaki. Burak da bu fikrimi destekleyerek 'Hayır. Biri sordu ama henüz yanıt vermedim.' dedi çatık kaşlarına rağmen dudağını yana doğru kıvırarak.
Herkes şaşırdığını belli eden sesler çıkardı. Kendi aralarında yükselen konuşmalarıda duyabiliyordum.
Ne yani Rüya mı teklif etmiş ona?
İnanmıyorum kızdaki yüzsüzlüğe bak!
Bu cesaret bende olsaydı şuan orda ben olurdum.
Çocuğu elinde tutma çabaları.

ObjeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin