Merhaba, yeni bölüm geldi.
Yorum yapıp oy verirseniz beni çok mutlu edersiniz
İyi okumalar dilerim
___
"Ben ifademe bir şey eklemek istiyorum!" Diye bağırdım heyecanla.
Görevli gülümseyerek bana baktı. "Yetimhane olayı mı?" Dedi bana yakınlaşarak.
"Evet!" Diye eveleyip geveledim heyecanla.
"Gel ufaklık" elini omzuma koyduğunda geri çekildim. Rahatsız olduğumu anlamış olacak ki, gardını yükseltti.
Sorgu odasına ikinci kez girdiğimde başka bir görevlinin delici bakışlarını üzerimde hiss ettim. Ona bakmamaya çalışarak odaya girdim. İkisi biraz konuştuktan sonra yanıma geldi.
"İfadene bir şeyler ekleyecekmişşin, dinliyorum."
"O adamın görünüşünü tarif edecektim..."
14. Bölüm (Final)
Karşımdakı ela gözlü adam bana bir kağıt, bir de kalem verdi.
"O adamın en belirgin özelliklerini yaz buraya." diye ekledi.
Kalemi elime alıp kağıdı kendime çektim ve özellikleri sırayla yazmaya başladım.
"Siyah gözleri ve saçları var" diye mırıldandım. "Boyu uzun, 1.75 civarında, zayıf kilolu."
Yaklaşık 15 dakika sonra yazmayı bitirmiş, koridora çıkmıştım. Koridorda tanıdık işçilerin yanı sıra, bir kaç gündür görmediğim tanıdık bir yüz daha vardı. Ömer'di bu. Sıcak bakışlarıyla bana bakıyor, adeta gözlerinin içide onunla beraber gülümsüyordu.
Bir kaç saat sonra yukarıdakı odalardan birine çıkmış, olan biten her şeyi ona anlatmıştım. Onu şoka uğratan tek bir şey olmuştu, Kuzey'in hayatta olması...
(7 yıl sonra)
Kumru'nun anlatımıyla.
Ben Kumru Kılıç, şu an 17 yaşımdayım ve üniversitede İngiliz fakultesini okuyorum. Ama amacım İngilizce öğretmeni falan olmak değil. Amacım, dövüşte ustalaşmak, kendi şirketimi kurup, küçük çocuklara dövüş eğitimi vermek. Aslında buna sonradan karar vermiştim. İlk başta dövüşte ustalaşıp Oğuz pisliğini öldürmeyi planlıyordum. Evet, tahmin edeceğiniz üzere 7 yıl önceki mesele tamamen kapandı. Oğuz yurtdışına kaçtı ve bir daha bulunamadı. Polisler meseleyle bir daha ilgilenmedi. Ama ben ilgileneceğim. Çünkü o adi herif bunu hak ediyor. Ona sadece cezasını vermeyeceğim, ona ölümün en güzelini bahş edeceğim...
Sabah 5-te kalktım. Kendi ofisime gittim. Şirket kurmaya küçük bir ofis ve çalışma odasıyla başlamıştım.
Ofiste dosyaları inceleyip, çalışma odasına indim. Ömer burada beni bekliyordu. Yıllar geçmesine rağmen ayrılmamıştık, kardeşlerimle beraber yaşıyorduk.
Ömer'le saat 7-ye kadar her günkü antrenmanımı tamamlayıp beraber kahvaltı ettik. Sonraysa yaklaşık 30 dakikalık mesafe olan üniversiteye doğru yol aldım.
Sınıfıma girdiğimde erken geldiğimi anladım. Sadece birkaç kişi vardı, yakın arkadaşlarım Berfu ve Merve, birde gıcık olduğum Can.
Yerime geçtiğimde önümde oturan Can bana döndü
"Gene erkencisiniz, bayan" dedi
Her zamanki umursamaz tavrımla "Saat 5-te kalkarım" diye yamıtladım onu ve Berfu'nun yanına gittim. Berfu sevgilisinin fotolarını Merve'ye gösteriyordu. Geldiğimi yeni fark etmiş olacak ki, çantasından süslü bir poşet çıkarıp yanıma geldi ve bana sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Özgürlük
Gizem / Gerilim"Kaçacağız" "Kızım, abartma" "Başka yolu var sanki" "Pencereden ip sarkıtırız" "Fazla ip gerekecek" "Niye?" "30 kişiyiz farkındaysan" "1+1 30 etmiyo farkındaysan" "Kural 1; yaşamak istiyorsan sadece kendini düşüneceksin" "Çok acımasızsın" "Biliyorum...