Twins |Hyunlix/Minsung✓

1.3

Helooo
Yıllar sonra
İyi okumalarr

Minho'nun arabası orman yolunu takip edip bir yazlığa geldi. Minho yazlığın önüne park edip kapıyı açtı. "Sen mi inersin yokse ben mi seni indireyim?" dedi. Kolunu arabanın kapısına dayadı. Jisung kollarını kavuşturup, "Hayatta seninle gelmem." dedi. Minho, "Sana söyledim. Arkadaşların kardeşlerimi getirene kadar benim misafirim olacaksın." dedi.

Jisung, "İn-me-ye-ce-ğim!" diye bağırdı ve Minho eğilip onu kollarına aldı. Onu eve taşımaya baslarken Jisung onu itmeye çalışıyordu, "İndir beni! Minho! Seni puşt! Yere indir diyorum! Kıt mısın?!" dedi. Minho onu dinlemedi ve eve girince onu kanepeye yatırıp ellerini iple bağlamaya başladı.

Jisung uzanıp onun bacaklarını tekmelerken Minho elindeki ipi sıktı. "Çok hareketlisin, Jisung." dedi ve belindeki kemeri çözdü. Kemerler Jisung'un bacaklarını sıkıca bağladı. Jisung sinir krizine girmisti resmen, "Sen manyak mısın?! Aç şunu!" desede Minho sırıtıp karşısındaki koltuğa oturdu.

"Kardeşlerini aramak varken ne diye beni kaçırdın?! Kaçırılanları aramak varken beni mi kaçırıyorsun?!"

Minho klimayı açıp kollarını kavuşturup oturdu. Sonra Jisung'un telefonunu aldı ve Hyunjin'i aradı. Hyunjin, "Sungie, gece yarısı ne diye beni aradın?" dedi. Minho, "Sana da merhaba, Hyunjincim. Yoldaşın yanındaysa beni iyi dinleyin." dedi. Hyunjin ve Changbin birbirlerine baktılar. Changbin, "Buradayım." dedi.

"Jisung elimde. Eğer kardeslerimi atacağım konuma getirmezseniz Jisung'u burada tutmak zorunda kalacağım. Kendisi bundan hiç memnun değil üstelik.."

Arkadan Jisung'un sesi geldi. "Hyunjin onu dinleme! Getirmeyin ikizleri!" dedi Jisung ve Minho telefonu kapattı. Hyunjin ikizlerin olduğu odaya geldi, "Ya sizin abiniz ne tür bi manyak?!" dedi. Jeongin, "Ne oldu ki?" diye sordu ve Changbin cevapladı, "Abin Jisung'u kaçırmış." dediği an Felix şok oldu.

Jeongin ise şaşırmadı. Hatta küçük bir kahkaha atıp, "Daha iyi. Barışırlar aynı yerde kalırlarsa." dedi. Diğerlerine de mantıklı gelmişti bu cevap. Hyunjin, "Ama bu konum Chan'ın dağ evinin." dedi. Jeongin elini kaldırıp, "Benim hatam. Minho orayı bizim sanıyor. "

"Jeongin! Chan ve Seungmin oraya gidecek!"

Minho arabadan market posetleri getirdi. Mutfakta bir kahvaltı tepsisi hazırlayıp Jisung'a getirdi. "Al, ye bunları." dedi.

"Emredersin. Çek şunu gözümün önünden." dedi Jisung. Minho çatalı domatese batırıp Jisung'un ağzına götürdü. Jisung ilk başta naz yapsada bu Minho'ya işlemiyordu ve ağzını açıp domatesi yedi.

Jisung kahvaltıyı yaparken ara sıra Minho'ya bakıyordu ama Minho ona bakmamaya çalışıyordu. Jisung, "Seni polise şikayet edeceğim! Gör bak!" diye bağırıyordu. Minho, "Et bakalım. Bende arkadaşlarını şikayet ederim." dedi sakince. Bunun mantıklı bir cevap olduğunu anladı Jisung ve sustu.

Minho ona sırıtarak kahvaltı yapıyordu. Ona peyniri uzatıp, "Gözün kaldı sanki. Yer misin?" diye sordu alay ederek. Jisung bacaklarını hareket ettirmeye çalışıp, "Asla! Senin bitli kahvaltına mı kaldım?!" dedi sinirle ve bağlı elleriyle Minho'yu vurmaya çalıştı. Minho üzgünmüş gibi yapıp, "Bitli kahvaltım mı? Ay ne üzüldüm, şimdi kendimi keseceğim. Jisung kahvaltımı beğenmemiş." diye alay edip ona kahvaltı yaptırdı.

Saat ikindiye doğru ilerlerken Jisung sıkıntıdan patlamak üzereydi. Hem sıkıntı hem de sinir vardı. Minho ise telefonla uğraşıyordu diğer odada. Jisung sehpadan telefonunu almaya çalıştı. İki eli bağlı olduğu için şifreyi acmak zordu. Telefonu açıp çenesi ile polisin numarasını yazdı. Telefon birden açıldı.

"Burası 112 ihbar hattı.."

"Alo memur-" derken Minho telefonu aldı ve diğer odaya giderken, "Alo, kusura bakmayın memur bey. Sevgilim biraz alkollüydü yanlışlıkla sizi aradı.." Minho konuşurken Jisung, "Ne?! Beni kaçırdın sen! Manyak!" diye bağırıyordu. Minho telefonu kapatıp, "Beni ihbar mı edecektin?" diye sordu.

Jisung, "Evet! Seni ihbar edecektim. Kardeşlerini aramak yerine geldin getirdin beni buraya! Ben mi kaçırdım?" dedi ona bağırarak. Bu sefer cidden sinirlenmişti. Minho, "Sana söyledim, o şerefsiz arkadaşlarına da söyledim. Getirsinler kardeşlerimi. Kim bilir kardeşlerimin başına neler geldi o iki kuş beyinli yüzünden!" dedi.

Jisung, "Arkadaşlarım hakkında düzgün konuş! Changbin ve Hyunjin kardeşlerine bir şey yapmaz! Üstelik kardeşlerin kendi istekleri-" derken sustu. Minho durdu ve cümlesini tamamlamasını istedi, "Kardeşlerim ne?" dedi. Jisung, "Götürdüler işte.." dedi konuyu değiştirerek. Minho, "Plan buydu değil mi? İkizler kendileri kaçtılar." dedi ve güldü sinirden.

Jisung, "Seninle barışmak içindi.." dedi masum bir sesle. Minho, "Barışmak için bunu mu yapmaları gerekti?" diye sordu ciddiyetiyle. Jisung, "Bir de romantik bir an yaşamak için gittiler.." dedi kendini acındırarak. Minho, "Ben gerçekten de yoruldum bundan. Ara o iki kuş beyinliyi. Buraya gelsinler, sonra ne halleri varsa görsünler." dedi.

Jisung bir sevinç çığlığı atıp ciddileşti, "Onları dövmeyeceksin???" dedi. Minho, "Düşünürüm.. ama bu küslük bitsin. Sonuçta bu benim değil kardeşlerimin salaklığı." dedi. Jisung heyecanla, "Ay! Sonunda! O zaman hepimiz barıştık." dedi ve ayaklarını heyecanla sağa sola salladı. Minho, "Dur bakalım. Ben senle barıştığımı söylemedim." dediğinde Jisung'un yüzü düştü.

"Ne? Neden?"

"Jeongin senin biriyle sevgili olduğunu söyledi. İsim ver biraz yeni boks torbamı tanıyalım." dedi ciddiyetle. Jisung saçını kulağının arkasına koyup cilveyle, "Sen onu diyorsun.. Sadece seni kandırmak ve kıskandırmak içindi. İşe yaramış anlaşılan." dedi.

Harika ortam, harika zamanlamaydı ikisi için. Jisung ona eğilirken birden kapı açıldı ve Chan, Seungmin gelmişti. Chan, "Pıtırcığım, sonunda yalnızız.." dedi ve Minho'yu ve sonra bağlı Jisung'u gördü. Arkalarından Onları iterek İkizler geldi. Hyunjin bu ortamı yanlış anlayıp, "Oha! Enişte ay pardon kayınço! Fantazilerin!" dedi.

Jisung ayağını masaya vurup, "Ya ne bok vardı da geldiniz!" dedi bağırarak. Minho, "Cidden! Nerden buldunuz!" dedi. Chan, "Çünkü burası benim." dediğinde herkes Jeongin'e baktı. Jeongin hemen oradan kaçtı. Felix, "Ay keşke gelmeseydik. Kiss'i bozduk."

Hyunjin, "Çok kiss istiyorsanız ben varım. Hadi Lix." dediğinde Minho ayakkabısını atıp, "Hoşt köpek!"

"Aaa! Akrabayız artık."

Asklarrr sonraki bolum final olacak
Minho da baristi artık
Begenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınn