Ch-3

1.1K 81 20
                                    

"Cesur! Nasıl geldin sen buraya?" diye sordu Asi. Bunu sorar sormaz Çağla yanında bitip eşyalarını almak için gidince sinirlenip onunla gelmek zorunda kaldığını bir çırpıda anlattı. Cesur'a anlatmayı hep unutuyordu böyle şeyleri ama kendisinin de bir suçu yoktu ki, her şey çok hızlı gelişiyordu sadece.

Cesur içeri girip yüksek sesle konuşmaya başladı. "Asi! Bununla mı kalacaksın burada!?" deyip Alaz'ı gösterdi eliyle.

"Cesur, anlatacaktım ama her şey benim için de çok hızlı oluyor. Daha bir gün önce bu saatlerde yurt odamda huzurlu bi şekilde oturuyordum."

"Asi, ne kadar tanıyorsun ki bu herifi!? Nasıl bu kadar hızlı güvenebildin o zaman kızım!?" dediğindeyse Çağla ve Alaz aynı anda tepki gösteriler. "Hey!" "Hoop!" Fakat Asi onlara durmalarını söyledi bakışlarıyla.

"Bak ben burada kalacağım ve kira için ve sonrası için para biriktireceğim. Hem işime de yakın. Ayrıca şuraya bak Cesur! Kim burada öğrenci haliyle kira ödemeden yaşayabilir ki!? Benim kimseye güvendiğim falan yok! Sadece Çağla bana bir şey olursa Alaz'ı yaşatmaz, ki ondan önce ben yaşatmam. Hiç mi tanımıyorsun beni ya!? Biz beraber büyümedik mi senle? Erkeklerle yaşamaya gayet de alışığım ben, başımın çaresine bakabilirim Cesur, endişelenmene gerek yok."

"Ben de buradayım yalnız! Beni yaşatmamaktan falan bahsediyorsunuz ama." diye araya girmeye çalıştı Alaz ama Çağla onun kolunu dürtünce susması gerektiğine karar verdi.

"Tamam kardeşim, sen kararını vermişsin. Bana bir şey demek düşmüyor artık belli ki. Kardeşimizi düşünmemiz de suç olmuş, vay be!" diye başını sallamaya başladı Cesur.

"Hayır, öyle değil. Sadece tehlikede olmadığımı bilmeni istemiştim. Gönül koyma bana, en sevdiğim ev arkadaşım hep sen kalacaksın zaten."

"Valla mı kız? Ben miyim sahiden?" dedikten sonra hafifçe gülmeye başladı Cesur.

"Gerçekten." diye onayladı Asi.

"Tamam Asi, madem böyle istiyorsun. Böyle rahatsın. Öyle olsun kardeşim. Bana da hayırlı olsun demek düşüyor, daha ne diyeyim." Arkasını dönüp Alaz'a bir bakış attı sonra Cesur. "Yalnız, bir sorun çıkarsa, hemen arıyorsun. Anında damlıyorum buraya. Anlaşıldı mı?" dediğinde Asi başıyla onayladı. Bir süre daha normal şeyler konuştu ikisi sonra da Asi dolap boş olmasına rağmen bir şeyler ikram etmek isteyince Cesur işi olduğunu söyleyip ayrıldı evden.

Asi ve Çağla tekrar odaya geçtiler o gidince. Hamur yatağın üstüne çıkmış güneş vuran tarafa uzanmış kendini yalıyordu. Asi eşyalarını yerleştirmeye başlarken Çağla'ya sormak istediği soruyu sordu.

"Nasıl ikna ettin Alaz'ı? Hiç isteği yok gibi davranıyor da çünkü."

"Çok kolaydı."

Değildi, kesinlikle kolay olmamıştı. Yere çöküp yalvartacak noktaya getirmişti Alaz ikizini.

Çağla Asi'yi uğurladıktan sonra çok geçmeden kendi de çıktı evden ve Alaz'la kampüsüne yakın bir kafeteryada buluşmayı teklif etti. Gittiğinde Alaz çoktan kahvesini almış, telefonuyla ilgileniyordu. Çağla kendine bir şey bile almadan direkt masaya oturdu ve direkt konuya girdi. Bu sorunu hızlı çözmek istiyordu.

"Alaz, doğum günü partimizi hatırlıyor musun?"

Alaz başını telefonundan kaldırdı ve bir kaşını havaya kaldırdı. Gelir gelmez sorduğu ilk sorunun bu olması hiç hayra alamet değildi. "Evet de niye ki?"

"Peki şeyi hatırlıyor musun? Asi'yi. Benim yakın arkadaşım hani. Yaman'ın falan da küçüklükten arkadaşı. Böyle kıvırcık saçları var siyah, ensesine değmeyen. Sesi güzel, tatlı bi kız. Hatırladın mı?"

And They Were Roommates - AsLaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin