Kıskansınlar

344 10 4
                                    


İstanbul'un en büyük kulübündeydik. Herkes afedersiniz ama göt göte di. Sena'nın elini sıkıca tuttum, şimdik hiç kaybolmak istemiyorum ve çekemezdim saten. Öpüşenden tut uyuyanlara kadar her bir tür insan vardı burda. Bu ne. İnsanların arasından sıkışarak geçtik ve Vip alanına geldik. Hayat varmış. Vip alanı teras gibiydi. Yani vip alanından direk dansedenlere bakabiliyordum. Önümüzde DJ vardı.

Sağıma baktığımda gülümsedim. Koltuğun üstünde ilkin, Mauro, Dries ve elif vardı.

"Rüya!" Diye kalkıp sarıldı ilkin bana. Sıkıca sarıldıktan sonra Elif, Mauro ve Dries de sarıldı.

"Niye bir şey söylemedin? İstanbul'da olduğunu söyleseydin beraber gelirdik!"
Dedi elif ve kıkırdadım.
"Sormayın, biraz stresliydi son 2 gün" dedim ve bir Cocktail sipariş ettim ve mauronun yanına oturdum. Elif, sena ve ilkin konuşmaya başladı ve bende dries ile konuşmaya başladım.
"We missed you rüya. You should come to our Training more often. Not only for barış"
(Özledik seni rüya. Antremanlarımıza daha sık gelmelisin. Sadece barış olduğunda değil")
Dries kıkırdadı ve cocktailinden bir yudum aldı.
Barışın Allah belasını vermesin. Geri zekalı göt.

"I missed you too i swear i just had some things to take care off. And i Promise next time i will only come for you and you"
(Yemin ediyorum bende sizi özledim, sadece bir kaç şeyler halletmeliydim. Ve sana söz bir dahaki seferinde sadece senin ve senin için geleceğim")

dedim ve Mauroyada baktım. Dalmış gibiydi.

Hiç konuşmadı bugün. Kolu omuzumdaydı ve saçımın bir parçasıyla oynayıp duruyordu. Driese baktım ve bana kaşlarını kaldırdı 'sorma' demeye çalışıyordu. Dinlemedim ve iyice koluna girdim ve bacak bacak üstüne attım ona doğru döndüm.

"Galatasaray'ın aslanı maurooo icardiiii!" Dedim biraz daha sesli. Müzik saten çok sesliydi sadece Mauro duymuştur. Bana baktı ve gülmeye başladı.

"Are you okay?"
Dedim ve hafifçe gülümsedim.
Ama aklım dahala dediğim o cümledeydi, içime sanki ağır bir şey oturdu.

Flashback

"Ya bin kere öyle bir şey söyleme dedim sana, dahala "Galatasaray'ın aslanı maurooo içardiii" diye geziyorsun amina koyayım"
Bide benim sesimi taklit ediyordu. Kahkahalardan hava alamıyordum ve karnımı tuttarak soyunma odasının kapısına yaslandım. Gözlerimden yaşlar akıyordu gülmekten.
"Ya bir. Benim sesim öyle değil ve iki, sen kıskanıyor musun?" Diye sordum. Formasını çıkardıktan sonra ona doğru gitim ve yanaklarını öpücektim.

"Öpme, istemez." Dedi ve arkasını döndü bana. Yine güldüm ve arkadan sarıldım ona. Adam taş gibiydi amk. Ama bunu başka bir zaman konuşuruz..

"Barış saten senin formanı giymiş gelmişim adamı bırak biraz öveyim." Dedim ve yine gülmemek için elimden geleni yapıyordum.

"Ne öveceksin? Bütün Türkiye övüyor adamı. Yeterlidir inşallah."

Vallah kıskanmış. İnanamıyorum.
"Tamam be kıskanma"
"Kıskanmıyorum" dedi ve döndü. Yüz yüzeydik.
Sakın gülme. Rüya sakın gülme. Ay çocuk gibiydi bu. Çok komik ve tatlıydı. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Kıskanmıyorsun yani?"
"Ya kıskanmak ne alaka kızım? Sen. Benim arkadaşımsın. Sadece benim. Benim kız gelmiş çakma sarı saçlı bir adamı övüyor amına koyayım"

"Bariş sende çakma sarı-"

"Sus rüya"

"Tamam" dedim ve sesizce güldüm Dur. Ne dedi o?
"Benim kız derken-"
Bir durdu sanki yakalanmış gibi bakıyordu- boğazını temizledi ve döndü yine.

Seviyor sevmiyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin