"Her şeyin rüya olmasını isterdi gözler,
gerçekleri göre göre."~~~
Elinde teyzesinden kalan son ve tek hatırayı tutuyordu. Kitap okumaktan nefret ederdi ama teyzesinden kalan tek hatıra bir kitaptı. Teyzesi için o kitabı okuyacağına kendi kendine söz verdi. Kitaba bir insana sarılırcasına sarıldı. Gözyaşları kitabı ıslatmıştı.
O çok iyi biliyordu yaşamıyordu ama nefes alıyordu. Nefes almakta istemiyordu. Ama bunu kendi seçemezdi, kendini öldürecek raddeye gelmemişti.
"Nisa ne yapıyorsun? İyi misin?"
"Değilim!" diye bağırdı, elleri saçlarını buldu. Kalçasına kadar uzanıyordu açık kumral saçları. Onlara asla kıyamazdı. Kimsenin dokunmasını istemezdi. Dokunan kişiden küserdi, yeri gelir ağlardı. Annesine ördürürdü sadece, hatırlıyordu; o günde annesi saçını örmüştü. Ama sarı tokaları düşmüştü, ıslanmıştı.
Eğilip tokasını almamıştı, bir şehrin yok oluşuyla o toka da yok olmuştu.
"Nisa psikoloğun aradı. Niye bakmadın?"
"Ne kadar umrumda sence?" diyerek lavaboya gitti. Eline makası aldı, o günü hatırlatan saçları ona acı veriyordu. Onları kesmek istedi.
"Dur!" annesi kocaman açılmış gözleriyle kızının ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordu. Yaraların iyileşmesi için yeni bir yara açılmamalıydı. O yeni yara açacaktı kendine ama farkında değildi. "Ne yapıyorsun?"
Kız tuttuğu saçını kesti. Annesi elindeki makası aldı, "Bırak!" Bırakmadı çünkü tekrardan pişman olacağını biliyordu, "Bırak dedim!"
Saçları eğri duruyordu. Kısalmıştılar. Annesi onu kolundan tutup aynaya yöneltti, kendini görmesini sağladı. "Sen gerçekten bunu mu istiyorsun Nisa? Sen saçlarını bunca zaman boşuna mı uzattın?"
Ayna da gördüğü kendisi miydi? Gözlerinin beyaz kısmı kırmızıya bürünmüştü. Saçları çok eğri ve kısaydı. Annesi onu durdurmasa çok daha beter olacağını biliyordu.
Tek kelime edemedi, konuşamadı. Ayna da kendi gözlerine bakıyordu. Bir nevi kendine acıyordu.
"Sandalyeye otur, saçını ben keserim."
İtiraz etmedi cevapta vermedi. Sandalyeye oturdu. Annesi saçlarını olabildiğince uzun kesti. Ama şimdi saçları omuzlarındaydı.
Bu model ona yakışmıştı fakat istediği bu değildi. Annesi haklıydı bir anlığına düşünmeden hareket etmişti. Ölen arkadaşı da saçlarını çok severdi. İkisinin de saç rengi aynıydı ama şimdi onun saçları toprağa belki de çoktan karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASRIN FELAKETİ
Random"Ölmeyeceksin," diye fısıldadı annesi ama sesinde umut yoktu, sadece umudunu yitirmiş, çaresiz bir kadının sesiydi bu. "Hepimiz yaşayacağız, buradan gideceğiz ama şimdi arabaya geçmemiz gerek, çok ıslandık." Yüzünü annesine çevirdi, yaşla dolup ta...