Yemeğimi alıp bizimkilerin yanına gittim. "Hoşgelmişsin deli" doruğun alaylı sesiyle kafasına vurup yerime oturdum "olum parmağını nasıl kırdı bu adam" yiğit'in konuşmasıyla ona döndüm
"Ben nerden bileyim olum ani bir haraket ile parmağımı kırdı" yemeğimi yemeye başladım zaten zar zor yiyordum yemeği bide bu adam kalkıyordu başıma
"Nasıl bağırmadın orası tartışılır" onları takmadan yemek yemeye devam ettim. İki yıldır buradaydım ve Berat komutanda iki yıl önce gelmişti
Şansıma sıçayım sanki benim suçumda ben karşısına çıkmışım
Yanımdaki sandalye çekilince gelen kişiye baktım bakmaz olaydım çünkü Berat komutandı
Onu takmadan geri yemeğime döndüm. kesin bir şeyler planlıyordu çünkü asla yanımıza gelmezdi hele ki benim yanıma asla gelmezdi
Bizimkiler selam verip geri yemeğine döndü. Zaten kimse konuşamazdı hele ki bunun yanında
Sol elle yemek yemek neden bu kadar zordu ki içimden küfür savurup sağ elime aldım kaşığı parmağım ağrısalar bu açlıkla kesin ölürdüm
Zorda olsa yemeğimi yiyip dışarı çıktım. Bugün atış yapıcaktık ve bir kaç hafta sonra operasyon vardı
Bahçeye çıkıp her zamanki yerime uzandım gelen giden alışmıştı bu Halime ama yapacak bir şey yoktu
"Lan serdar komutan seni çağırıyor" gözümü açıp yanımda dikilen Rıfkı'ya baktım
Ani bir haraket ile ayağa kalkıp yanına gittim "şu manyak bir şeyler karıştırıyor değil mi" ani kalkışım ile şaşırsada kafasını salladı
"Senin dünyadan haberin yok neyse" komutanın odasına yürümeye başladım
"Acaba ne bok yiyorsun" ellerimi cebime koyup odasının olduğu kata çıktım
Kapının önündeki asker asker selamı verince kafa mı eğip selamı aldım
"Düzenle onları" çapkın adımlar ile dolabın önüne gidip eğildim "sen yap ben niye yapıyorum" bana bakış atıp önüne dönünce dosyaları açıp numaralara baktım
Hepsi çok karmaşıktı hemde çok fazlaydı en alttan başlayıp dizdim
Numara yazmayanları komutanın masasına bırakıp geri düzenleme yapıyordum
"Bir sürü boş dosya var sanarlar önemli" diyip ayağa kalktım ve dosyayı masaya bıraktım
Beni izlediğini biliyordum ve gerilmiştim "bunları nereye koyayım" alt rafı gösterince kafa mı sallayıp hepsini alt rafa yerleştirmeye başladım
Parmağım acıyınca yutkunup dişimi sıktım "bitti ben çıkayım" parmağımı sıvazlayıp dışarı çıktım
Terlemiştim ve başım dönüyordu "serdar iyi misin" askerlere bakış atıp kafa mı salladım
"İyiyim" elimi başıma atıp yürümeye başladım başım feci halde ağrıyordu ve kırık parmağımında payı vardı
Timur abinin yanına gitmem gerekti ama şimdiye akşam olmuştu
Ne ara akşam oldu onuda bilmiyorum alt kata inip timur abinin koğuşuna girdim
Abim sayılırdı onu kardeşim gibi sevemesemde abim olarak görüyordum
Koğuşa girip timur abinin yanına gittim herkes uyumuştu bir tel o uyanıktı
Kendimi yatağa atıp başımı tuttum "a-abi" timur abi bana dönüp vicuduma baktı
"Noldu lan" elimi başımdan çekmeden derin nefesler almaya başladım "ilaçlar sendeydi verirmisin" kafasını sallayıp ayağa kalktı ve dolaptan ağrı kesici alıp yanıma geldi
"Al abim" suyu ve ağrı kesiciyi alıp elime sıkıştırdım ağrı kesiciyi ağzıma atıp su içtim