Isabella odasında yatmaya hazırlanırken evin bir yerinden alışılmadık sesler gelmeye başladı. Merak ederek boğuk sesleri daha yakından dinlemek için yataktan kalktı. Ailesinden birisi olabilir mi? Yoksa kötü niyetli bir şey mi? Mutfağa doğru gitti ve orasının kapısını acınca gözlerine inanamadı. Isabella'nın gözleri, babasının yerde kan gölüyle çevrili bir şekilde yattığını görünce şokla büyüdü. Gördüklerine inanamıyordu, adrenalin vücudunda dolaşırken kalbi göğsünde çarpıyordu. Kim böyle bir şey yapmış olabilir? Aklından milyonlarca soru geçti. Lakin babasının yanında kara ve ghostface maskeli olan bir figür vardı..Isabella korkudan dondu, gizemli figür ona yaklaşırken kanı dondu. maskeye rağmen onda ürkütücü derecede tanıdık bir şeyler vardı. Kim olduğunu anlamasına yardımcı olacak herhangi bir ipucu arayarak şekle odaklanmaya çalıştı ama vücudunda dolaşan adrenalin konsantre olmasını zorlaştırıyordu. Isabella midesinde garip bir çekiş hissetti aklına "Cain" "CAIN" diye fısıldayan bir duygu. Sanki bilinçaltı ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kalbi göğsünde hızla çarpıyor, zihni bir düzine kafa karıştırıcı düşünceyle karışıyordu. Ancak emin olduğu tek şey hızlı hareket etmesi gerektiğiydi ve Cain'i aramak onun tek şansı olabilirdi.Isabella titreyen ellerle odasına geri döndü ve kapıyı arkasından kilitledi. Telefonuyla uğraştı, hızla Cain'in numarasını çevirirken parmakları titriyordu. Telefonu açmasını beklerken saniyeler sonsuzluk gibi geçiyordu.
Sonsuzluk gibi gelen bir sürenin ardından nihayet Cain telefonu aldı. Sesi alçak ve sakindi.
"-Efendim Bella?"
"- C-Cain, ne olur yardım et! Öldürücekler b-beni!"
"- ...Nerdesin?.."
"- O - Odamda ne olur yardim et!"
Cain sırttı Isabella yerdinenden bahsettiğinde.
"- Aw Ellam. Cok ama cok büyük belâdasın."
bu soğuk konuşma sona erdiği anda Isabella'nın kalbi hızla atmaya başladı. Kapısına yaklaşan ayak seslerini duydu, her adım korkunç bir şeyin geri sayımı gibi kulaklarında yankılanıyordu. Telefonunu sımsıkı tutuyordu, avuçları korkudan terliyordu. O Cain'di... o her şeyi anladı. En çok sevdiği adam, güvendiği adam.. babasını öldürdü ve belki de onu öldürecek.Cain'in kapıyı çaldığını duyduğunda Isabella'nın kalbi göğsüne çarptı. Adamın tahtaya vuran parmaklarının sesi vücudunda bir korku dalgası yarattı. Onun dışarıda durduğunu, yüzünü hayalet surat maskesinin arkasına gizlediğini, dudaklarında uğursuz bir gülümseme olduğunu hayal edebiliyordu.
Isabella : C-Cain..*Yavaşca söyledi*
Isabella kapının kırıldığını duydu. yavaşça girip Cain'in kapı eşiğinde durduğunu ortaya çıkarırken zaman yavaşlamış gibiydi. Onun hala tehditkar kıyafeti ve hayalet surat maskesiyle görünüşü, omurgasından aşağıya bir ürperti gönderdi. Geri çekildi, vücudu korkudan titriyordu.
Cain ghostface maskesini çıkardı ve yüzünü ona gösterdi. İfadesi okunamıyordu; soğuk bir tarafsızlık ve daha karanlık bir şeyin karışımıydı.Cain, beyaz yüzeyi loş ışıkta parıldayan ghostface maskesini kaldırdı. Bakışlarını tekrar ona çevirdi, dudaklarında bir gülümseme belirdi.
"- Oyun oynamaya hazır mısın Belle?" dedi, sesinden kötülük damlıyordu.
_________________________________________bu bölüm sona erdi umarım beğendiniz! Zira çok oğraştım . He ve bu ara anlamazsaniz Cain - İsabellanın sevgilisi ve o onun babasını öldürdü. Vee benden bu kadar! Öpüyorumm🌹💐🌺