Gelibolu'nun ayazı yamandır . Hiç acımaz,, çarpar insanı.
Gelibolu'nun ayazı serttir. Ege'den hiç beklenmeyecek kadar hırçındıri insafsızdır. Uğultulu seslere ürkütücü bir hikaye anlatarak dolaşan rüzgar insanı döver, hırplar. Sessiz ve incecik yağan erken bahar yağmuru, rüzgarın anlattığı ürkütücü hikayeyi anlamış kadar içini titretir insanın. Rüzgarın anlattığı hikaye , bunu daha önce hiç duymamış , hiç bilmemiş olanları bile etkiler, hüzünlü bir iz bıraktırır ziyaretçilerd . Gelibolu'nun rüzgarı yorar, yalnızlaştırı. Gelibolu'nun ayazı yaman ve ürperticidir ve ürperticidir.Yabancılar bunu anlamaz , bu kadar Doğu Akdeniz'de, ayazın bu kadar sert olabileceğine inanmazzlar. Ancak Çanakkale'nin yerlileri bilir ayazının sertliğinin . Gelibolu Yarımadası ayazın en yaman vaktinde; erken baharda çarpar insanın.
2000 yılının bir Mart sabahında, henüz hava karanlıkken Çanakkale Milli Parkı'nda son model bir cip ilerliyordu.Genç bir turist rehberi, yabancı bir turisti Arıburnu Anzak Konyu'na doğru doğru götürkmekteydi .Birazdan gün ağıracaktı. Saatler dışında her şey simsiyah geceyi doğruluyordu .Arıburnu Koyun'na varınca cip durdu . Cipin içindeki iki kişi hiç konuşmadan oturup bir süre bekledi . Sonra gökyüzünün sisli bir maviye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
General FictionBu kitap benim kendi şahsıma ait değil Buket UZUNER e aittir.