Sabah uyandığımda kuş sesleri odamın içine doluyordu. Her sabah erken kalkıp güneşli havanın tadını çıkarıyordum. Yatağımın gıcırtısı ile ayaklarımı yataktan sarkıtıp annemin hazırladığı pişi kokusu içime çekip acıktığımı hissederek elimi yüzümü yıkayıp mutfağa ilerledim. Annemin sıcak günaydın öpücüğümü aldıktan sonra sofraya oturduk. Kahvaltımızı bitirdikten sonra terliklerimi giyip ahıra, babamın yanına ilerledim. Köpük büyük iştahla yediği otları çiğneyerek ağzından çıkardığı şapırtıları ile yemeğini bitiriyordu. Babam Sarıkız'ın memelerini sağarak taze sütü kovaya dolduruyordu. O ara babamın beni görmesi ile kovadan bir bardak sütü bana verip sıcak gülümsemesi ile;
-Kahvaktıdan sonra sütünü içmelisin Amine,diyerek bana gülümsedi.
Neden ise her sabah aynı şeyleri yaşayarak uyanıyordum. Ama asla hayatımdan şikayetçi olmadığım için hayata daha sıkı tutunup bütün zorluklara göğüs gerip hayatımı geçiriyordum.
Küçüklüğümden beri tek problemim yorulduğumda kalbime giren sancıydı. Her sancı çekişimde annem ile babamın benim için endişelendiğini görebiliyordum. Doktora gittiğimde ise çok büyük bir probleminin olmadığını söyleyerek beni oyalıyorlardı.
Son zamanlarda bu sancılar daha da sıklaşmıştı, ailem şehire gidip daha ilgili bir hastanede tedavi olmamı istiyorlardı fakat maddi durumumuz bunu karşılayacak kadar güçlü değildi.
Sütümü içtikten sonra mavi önlüğümü giyip,saçlarımı yandan örgü yapıp evden çıkarak okul yolunu tuttum. Hayriye Teyze'm her zamanki gibi elindeki süpürge ile kapısının önündeki tozları temizliyordu. Beni gördüğünde kuzenim Hacer'e seslenip;
-Haydi kız Amine seni bekliyo. Aman be bıktım bu kızın sorumsuzluğundan. Kız hadi duymuyon mu beni, diyerek iç geçirdi.
Merdivenlerden aşağı inen Hacer kıkırdayarak annesinin yanağına öpücük kondurup koluma girip beni çekiştirmeye başladı. Arkamızdan Hayriye Teyze seslenerek;
-Allah zihin açıklığı versin kuzum diyerek işine devam etti.
Çakıl taşlarıyla toz çıkartarak okul yolunu tutarken Hacer kıkırdayarak önlüğünün etek kısmını iğne ile katlayarak ,örgü saçını açıp bana göz kırptı. Her zaman dikkat çekme çabasında olması yüzünden eniştemin ve Hayriye teyzemin canından bezdirerek sorunlar açması ailesini üzüyordu. Onun yaptığı hatalar yüzünden ona kıyamayıp yardım etmek isterken benimde başım belaya giriyordu. Hatta bir gün sınıfımızda ki Alihan ile terk edilmiş bir evin damına gidip beni gözcü olarak tuttukları için karşıdan gelen eniştemi görüp panik ile bizim şifremiz olan öksürmeyle Hacer'e duyurmaya çalışıp yanlarına doğru koştum. Duvar kenarında olan Hacer Alihan'ın sıkıştırması ile eniştemin içeri girmesi bir oldu. O panik ile Hacer Alihan'ı üstüme itmesi ile yere düşmüştük. Enişteme bu yanlış anlaşılmayı anlatabilmem çok zamanımı almıştı.
Zilin çalması ile derse girdim. Küçüklüğümden beri gözü üstümde olan Mehmetcan bana sırıtarak selam verdi. Herkesin gözü Hacer de olmasına rağmen Mehmetcan'ın benden hoşlanması hep garibime gidiyordu.
Kalbimdeki baskı ile soğuk terler döküp gözlerimin karardığını hissettim. Ayıldığımda köyümüzün sağlık merkezinde olduğumu gördüm. Doktor ile annemin konuşmalarını duyuyordum.
-Habibe Hanım artık hastanede tedavi olması gerekiyor, durumu normal şartların üstünde gerektiği için sizi şehirde ki hastaneye nakil etmemiz gerekiyor.
Annemin ağlamaklı sesi ile;
-Maddi durumumuz iyi değil doktor hanım biz bu tedaviyi karşılayamayız. Beyim ahırımızdaki hayvalarla geçimimizi sağlıyor.
-Merkezdeki doktorlarımız ile iletişime girip yardımsever ve maddi açıdan iyi olan kişilere haber duyurmasını isteyeceğim.
-Allah sizden razı olsun doktor hanım lütfen bize yardım edin, diyerek hıçkırılara boğuldu.
Duyduklarımın şoku ile kolumdaki seruma bakıp farkında olmadığım göz yaşımı elimle sildim. Annemin ayak seslerini duyunca gözlerimi kapattım. Başımı okşayıp,saçlarıma kondurduğu öpücük ile;
-İyi olacaksın minik kuzum. Annen senin için herşeyi yapacak,diyerek elimi okşadı.
Gözlerimi yavaşça aralayıp anneme baktım. Buğulu gözlerle;
-Neler oluyo anne ? Ne oldu bana. En son okuldaydım.Kalbime giren sancı canımı çok yaktı.
-İyi olacaksın kızım şehirdeki doktorlar seni görmek istiyormuş. Hadi şimdi dinlen kuzum bunları sonra konuşuruz.
Uyandığımda serumun kolumdan çıkarıldığını gördüm. Annem bir kaç eşya ile beni kaldırdı. Üstümü nazikçe çıkarıp giydirerek çıkışa doğru ilerledik.
Eve geldiğimde babam sıkıca sarılıp bir süreliğine ayrı kalacağımızı belirterek odasına çekildi. Ertesi sabah annem uyandırarak gitmemiz gerektiğini söyledi. Kırmızı elbisemi giyip saçlarımı at kuyruğu yapıp kapıda bizi bekleyen Nuriye Amcamın bizi arabasında beklediğini gördüm. Arabaya bindik ve şehire doğru yol aldık.
Başıma neler geleceğini ve iyi olup olmadığımı merak ederek yeni bir başlangıca adım adım ilerliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Dünya Arasında
Genç KurguKüçük bir köyde yetişmekte olan Amine'nin yoksul ama sevgi dolu ailesi tüm zorlukları aşıyordu. Fakat küçüklüğüne kadar hastalığını unutturan ailesi artık yeterli gelmiyordu. Tedaviye ihtiyacı olan Amine hayatına giren gizemli bir adamın yardımı i...