"OLUM SEN DELİ MİSİN" derin bir nefes alıp albay'a döndüm
Yine her zamanki gibi bu yaşlı bunaktan azar işitiyordum
"Yav benim bi suçum yok Berat komutan yaptı" Berat komutan hızlan bana dönerken albay kırkıncı tövbesini ediyordu
"Ben ne yaptım lan senin suçundu sen düşürdün adamı" Berat komutana döndüm
"Yav komutanım ben yerdeyken adam gökteydi sizde onun yanındaydınız şimdi burda ben mi suçluyum siz mi" Berat komutan düşünmeye başladı
"Doğru lan ben çarpmıştım o yüzden düşmüştü" sonunda hatırladı iki saattir bu adamın azarını işitiyordum
"Berat sen mi yaptın o mu"
"Ben yaptım albayım ama yanlışlıkla oldu" albay bana döndü
"Tamam sen çık" kafamı sallayıp odadan çıktım hem moralim bozuktu hemde suçsuz olduğum halde azar işitmiştim
Aslında bu duruma alışıktım küçüklüğümden beridir suçsuz yere azar işitmiş ve dayak yemiştim
Bahçeye çıkıp arka tarafa geçtim ve sırtımı duvara yaslayıp oturdum
"Neden daha haber vermedin kardeşim" iki gün olmuştu ona mektup yazalı ama ne haber ne soluk vardı
Dizlerimi kendime çekip başını dizime gömdüm be ellerimi dizime doladım
Şu zamana kadar hiç ağlamamıştım ağlayamıyordum olmuyordu acı çekiyordum sonuna kadar ama ağlayamıyordum
Uzun süre öyle kaldıktan sonra ayağa kalkıp Timur abinin yanına gitmiştim
"Serdar ben evlenince düğünüme gel ha" Timur abiye dönüp gülümsedim
"Abi zaten söz verdim sana düğününe geleceğim diye merak etme bende söz bozulmaz" Suat abi enseme vurunca ona döndüm
"Ne ara tuttun lan sözünü"ben konuşmadan yiğit atladı "verdiği bütün sözleri tutuyor nerden çıkardın tutmadığını" Suat abi bana döndü
"Ben niye hiç rastlamadım" omuz silktim "bilmem abi" biz sohbet ederken çoktan akşam olduğu için koğuşlara geçmiştik
—
Su aygırı tarafından kovalanıyordum ve hiç gücüm kalmamıştı
"Ne kadar hızlısın bi yavaşla amına koduğum" diye haykırınca dahada hızlanmıştı
"Dilimin ayarını sikiyim" ani dönüş yapıp ormana girdim
"Nerden çıktın be başıma" adımlarım aniden durunca ayaklarıma baktım
Sanki çivilenmiş gibiydi bi türlü haraket ettiremiyordum
Arkama bakınca su aygırının bana yaklaştığını gördüm
Tam üstüme atlamıştı ki
Bu korkunç kabustan uyanmıştım etrafa bakıp derin nefesler almaya başladım
Kabustu sadece kabustan ibaretti diyerek kendimi avutmaya başladım
Her yerim ter içinde kalmıştı ve yatak nerdeyse sırılsıklamdı
Elimin tersi ile alnımı silip ranzadan aşağı indim neden bu kadar çok korkmuştum ki
Su aygırlarını seviyordum ve hep onları görmek istemişimdir
"Neden bu kadar korktum" banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım
Kafa mı kaldırıp aynadan yüzüme bakarken kapının önünde beni izleyen Berat komutan'ı görmemle ona baktım
"Ne işiniz ver burda komutanım" aslında ışığı açmamıştım
"Nerden bildin" suyu kapatıp ona döndüm "silahınız... silahınız belli ediyor" ışığı açıp yanıma adımladı
Penyem ile yüzümü kuruladım geri kafa mı kaldırdığımda Berat komutan tam dibimdeydi
"Bir şey mi oldu komutanım" birden beni kendine çekmesiyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı
Kollarını belime dolayıp kafasını boynuma koyunca şaşkınlıktan öylece kaldım
"Komutanım" bir elini belimden ayırıp yüzüme doğru getirdi ve işaret parmağını ağzımın üstüne koydu
"Sessiz ol" ellerim havada öyle kalmışken elini geri indirip belime doladı
Bir kaç dakika böyle kaldıktan sonra geri çekildi ve geldiği gibi gitti
Ben halen az önceki durumun etkisinde kalmışken adam öylece gitmişti
"Noldu lan şimdi" ellerimi indirip boğazımı temizledim ağrımaya başlamıştı
"Hay böyle boğazın alt tarafı soğuk su ile yüzümü yıkadım neden ağrıdın ki" ışığı kapatıp dolaba yöneldim ve formayı çıkarıp giyindim
Bahçeye çıkıp her zamanki gibi ağaca yaslandım
Az önce ne olmuştu halen bi fikrim yoktu ve Berat komutan bunu yapacak adam değildiHele ki bana karşı bana dokunca bile iğrenen adam neden bana sarılsın ki çok saçma
Kurumuş dudağımı bir kaç kez yalayıp ayağa kalktım ve çevik bi haraket ile ağacın tepesine çıkıp uzandım
Geldiğimden beri bu ağaç bana enerji ve güç veriyordu sanki bu ağaca yaslandığımda sanki bütün anılarım beynimi işgal ediyordu
Bir elimi kafamın altına koydum diğer elim karnımın üstünde dururken gözlerim tepemde duran yıldızlardaydı
"Sizin güzelliğiniz bu dünyada yer edinmiş oysa ki bu dünya sizin gibi güzellere oynar" derin bir nefes alıp Berat komutanın camına baktım
Işığı açıktı ve ellerinden destek alarak dikkatlice bana baktığını gördüm
Düz bir ifade ile bakıp geri kafa mı yıldızlara çevirdim
"Kahpe fişek nasıl delmiş kaşın arasını,
Birden bire donup kalmış gözün karası,
Elde vardır bi tek onun kanlı beresi,
Gelir anam gelir. desen desem yalandır.
Güzel anam canım anam kolay değildir.
Kolay kolay kolay kolay kolay kolay değildir
Kolay değil kolay değil kolay değildir
Kolay değil kolay değil kolay değildir
Kolay değil kolay değil kolay değildir"Bu şarkıyı söylemek hoşuma gidiyordu aslında sesimede uyuyordu
Sabaha kadar bu şarkıyla söyleyebilirdim öyle seviyordum bu şarkıyı kelimeler yetmezdi
Sabaha kadar bu şarkıyı söyledim ne yoruldum nede uyudum
—
Pek oldu gibime gelmiyor
Serdar'ın karakterini canlandırıyormuş gibi okuyun
Ben öyle yazdım neyse iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım // BXB
Ficción GeneralHiç bir şeyi takmayan umursamayan hayattan soğumuş asker SERDAR GÜMÜŞÇÜ Ve baskın komutanı BERAT GÜÇLÜ ile başı dertteydi