Selam Cesurlar📘
Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...
Umarım beğenirsiniz...
Keyifli okumalar.📖
⌨⌨⌨
***********
"Ben var ya." Diyerek ellerini omuzlarımdan çekip boynuma doğru çıkardı. Gözlerinin içine bakmaya devam ettim. "Ben seni çok pis seviyorum İz'im." O kadar güzel dedi ki bunu, yutkunamadım sadece öylesine baktım gözlerine. "Bu yüzden bu sana olan telaşım, ya bir kez daha yetişemezsem diye korkum. Gözümden sakınmam bu yüzden." Ona nasıl bakıyordum bilmiyorum ama gördüğüm tek şey hayal gibi geliyordu. Elleri bu kez de yüzümü avuçladı. "Kimse sana benim baktığım gibi bakamaz, dokunamaz, düşünemez." Yanaklarımı okşayıp beni bir kere daha mest etmesine izin verdim.
"Seni seveni de yakarım, sevmeyeni de. Sen benim için yeri doldurulamaz ve geri alınamaz birisin. Sen her hangi bir şeyle de karşılaştırılamayacak bir şeysin. Senin olduğun her yer benim İz, sen benimsin."
Ve aşk iki kişiyle oynanır, buna kanansa kaybetmiş demektir...
**********
21. BÖLÜM "İNTİKAM YEMİNİ"
Yıllar sonra onunla karşılaştığımız bu zaman içinde bana asla açılmaz dediğim o umudun kapılarını açıyordu sürekli, peki neden? Neden böyle bakıyordu? Neden biz hep vardık, ben hep seninleydim der gibi bakıyordu? Nefesi yetmiyormuş gibi bütün soluğu ciğerlerine çekmek istercesine derin bir nefes aldı. "Canım yanıyor." O bunu öyle bir söyledi ki, o an içimde bir şeyler koptu ve o çaresiz bakışlarını görmek istemediğim için gözlerim kapattım.
Dudaklarımı kıpırdatarak "Alaz ben-" Diyerek sustum.
Birden Alnını alnıma yasladı, taşa döndüm sanki. "Sen...sen Alaz'ı benden aldın İz." Sesi fısıltıyla çıktı. "Sen bende akıl falan koymadın." Dedi gülerek.
Dudaklarımda buruk bir gülümseme oluşurken gözlerimi açtım ve görebileceğim en güzel gözlerle karşılaştım. Bakışları o kadar yoğun ve koyuydu ki bir an gözlerimi geri kapatma ihtiyacı duydum ama yapmadım. "Aklın var mıydı ki?" Alaycı sesim onun da hoşuna gitmiş gibi güldü.
"Sana kadar mı?" Benden cevap bekler gibi beklentiyle baktı gözlerime. Dudaklarımı büzdüm. "Emin ol aklım sana kadar vardı." Diye cevap verdi.
Yüzünü yavaşça yüzüme dorğu yaklaştırdı ve gözleri hafifçe kapanmaya başladığı an dudaklarının dudaklarıma temasını hissetmemle gözlerim anında kapandı. Tam o beni, ben de onu öpecekken bir anda dış kapı çalmaya başladı. Gözlerim hızla açılırken Alaz yüzünü geri çekerek dışarıya sert bir soluk verip dudaklarının arasında küfür ederek kendisini de geri çekti. Ben de yerimden haraketlenerek sırtımı kapıdan çektim.
"Ev ev değil kerhane kapısı anasını satayım." O söylenmeye devam ederken ben kapıyı açıp odadan çıktım ve dış kapıya doğru gittim, Alaz da peşimden geldi. "Gelen çalıyor, giden çalıyor. Anlamıyorum ki." Ben onun bu söylenmesine gülerken kapı hiç durmadan çalmaya devam ediyordu. "Çal amına koyayım çal." Kafamı iki yana sallayarak kapıya ulaştım ve gelenin kim olduğuna bakmadan kapıyı açtım. Çünkü tahmin etmesi hiç de zor değildi değil mi?
"Hoş geldin Paydar? Ne vardı yine?" Diye sordum açar açmaz.
Tahminim doğru çıkarken Paydar yüzündeki sahte küsmeyle bana bakarak "Kalbimi kırıyorsun İzel, ayıp." Dedi ve davetimi beklemeden direkt salona geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH&MAT Mahalle Hikayesi
Боевик*Yetişkin okurlar için uygundur!* Aramızdaki uzaklık 7 metre, bir birilerine tuşlanmış iki silah, her birinde bir mermi. Alaz bana doğru bir adım attı ve eş zamanlı olarak ben de ona doğru bir adım attım. "Bu tetiğe aynı anda basarsak bile ilk ölen...