1.Bölüm

59 5 9
                                    

                          ☘️
Bir yaprağımız yetmedi sizin gibi şanslı olmaya

Ben Egemen . Ever sadece Egemen.
Soy adımı bilmiyorum. Çünkü soy adını ala bileceğim bir ailem yok.
Yetimhanedekilerin söylentilerine göre buranın kapısına bırakıldığımda sadece 3 günlükmüşüm. Şimdiyse 17 yaşımdayım. Yetimhaneden ayrılmıştım 17 ye basınca . Yani kaçmıştım. Arkadaşım Yusufla bir küçük ev gibi bir şey tutmuştuk. Ve çalışıp kirasını ödüyoruz.

Şimdi de bu günkü 2.işim olan kafedeyim. Akşam 5'e kadar tamirhanede sonrasındaysa bu kafede çalışıyorum.

İçeriye giren kalabalıkla onlara yaklaştım. Onlara büyük bir masayı gösterip oraya geçmelerini tavsiye etttim. Ama garip bir şey vardı. İçlerinden biri aynı bendim. Sanki aynadaki yansımam. Bunun şaşkınlığıyla ona bakarken duduğum sesle kendime geldim.

"Pardon adın ne acaba?" Bana brnzeyen çocuktu. İş zamanı konuşunca patron kızıyordu. Ve kızıncada olan benim maaşıma oluyordu.

"Efendim siparişlerinizi ala bilirmiyim"

"Sadece adını sorduk be sanki bir şey dedik" dedi aralarındaki kız

"İş zamanımda başkalarıyla konuşmam pek hoş karşılanmıyor efendim. Bu arada Egemen." Dedim.

Aralarında baba olduğunu düşündüğüm kişi "Ardayla aranızdaki benzerliğin farkındasındır umarım."

"İnsan insana benzer" dedim bur az daha siparişleri alnazsam muhtamelen kovulacaktım.

"Öyle olmadığının hepimiz farkındayız değilmi?"

"Bakın işimi seviyorum. Ve kovulmak istemiyorum. İsterseniz ben gideyim siz ne yiyeceğinize karar verin . Olur mu?"

"Şey pardon evladım. Bizim bir oğlumuz vardı. Oğlumun ikizi küçükken vefat etmişti. Aklımıza bir an o geldi."

"Başınız sağ olsun. Sipariş?"

"6 hamburger menüsü 3 pizza " şükür aralarından biri akıl edip konuştu.

"Hemen geliyor efendim" diyip uzaklaştım. Arakdaşlar siparişleri hazırlarken patrona hesap veriyordum. Ama adam inat
"Egemen 2 günlüğünü unut bu yaptığın 3 oldu". Dedi sinirle. 3 dediği de birinde hastaydım diye diğerinde tamirhaneden geç çıktığım için gecikmiştim. Sinirle aldığım siparişleri götürüp aileye servis etmeye başladım. Sinirimi galiba biomeden dışarıya yansıymıştım . Çünki baba olduğunu düşündüğüm adam

"Sıkıntımı oldu içerde" dedi

" Beyefendi pardon da size ne zaten her şey sizin yüzünüzden-pardon efendim istemeden oldu" dedim ne dediğimin farkəna varıp. Burası sadece saygın iş adamlarının geldiği lüks bir mekandı. Ve ben bunları terslersem avukata verecek para bile bulamazdım.

"Sıkıntı yok evlat ben patronunla çıkınca konuşurum . Sonuçta ne olmuşsa bizim yüzümüzden olmuş. Ama senden bir şey isteyeceğiz"

Allahım neden bir şeyi de karşılıksız yapmazlar ki. "Ne..ne istiyorsunuz"

"Bizimle konuşmanı. Yani nasıl desem oğluma çok benziyorsun. Yani biraz şüphelenmedik değil.". Ha? Nasıl ya

"Gerek yok efendim. Sorunlarımı ben patronumla hallederim. İsteğinizi de maalesef redd ediyorum. Şimdi başka bir şey yoksa ben işimin başına dönüyorum.". Deyip ihtiyaçları varmı diye bekledim

" Konuşmaya bak şımarık piç". Pardon banaml söylüyor bu koça adam. Ben miyim şımarık.

"Pardon bir şey mi istediniz?" Dedim saygı çerçevesinde . Ama benim de sabrım bu kadar maalesef.

BAHTSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin