Ruhum Çocuk

206 30 62
                                    

Eminim oyun havası oynamayı seven ve bunu becerebilen tatlı ergenler vardır ama ben bunlardan biri değildim. İşin içine fiziksel bir aktivite girdiğinde ben kaybolurdum. Annemin zorla giydirdiği pembe elbisenin eteklerini çekiştirerek ofladım. Buradan acilen tüymem gerekiyordu sıkıntıdan ölmemek adına.

"Naz, iyiliğin için oturduğun yerden kalkmamanı tavsiye ederim"

Annemin ikazıyla göz devirerek limonatamdan bir yudum aldım. Düğününün kimin olduğunu bile bilmiyordum burada bulunmam kadar saçma başka ne olabilirdi Allah aşkına!

"Ceylan abla sen burada mıydın ya"

Daha saçma bir şey çıkıvermişti işte hemen, hay şom ağzıma tüküreyim. Anneme sarılan sarışın çocuğa göz devirerek piste çevirdim bakışlarımı. Geçen hafta annemin yanında çıkarken karşılaşmıştım sarışın çocukla. Başta tipini beğensemde sonrasında çalışmalarıma burun kıvırdığı için ondan hoşlanmamaya karar vermiştim. Kimse benim çalışmalarıma burun kıvıramaz!

"Semihciğim seni pistte göremedik"

Anneme şok olmuş gözlerle baktım. Bu kazma gibi adam oynasa neydi oynamasa neydi be!

"Yok ya bugün havamda değilim başka zamana artık"

Annem gülümseyerek başını sallarken Semih doğrularak ağzına masadan bir fıstık attı.

"Ben kaçayım Ceylan abla bizimkiler bekliyor"

"Sizinkiler?"

Annemin sorusuyla kapıda dikilen genç erkek grubunu gösterdi gözleriyle. Bazılarını maçlarda bazılarını ise annemin yanında görmüştüm ama hepsini tanıyordum az biraz.

"Sesten başımız ağrıdı ya biraz dışarıda hava alıcaz çocuklarla, ee sizde gelin"

Annem başını geri doğru atarak kahkaha attı. Onun düzgün dişlerinin gülerken görünmesi hayatta en çok sevdiğim şey olabilirdi laf aramızda.

"Sizin muhabbettinize ayak uydurabileceğimi sanmıyorum"

Bence de annem haklıydı. Anneme kıza ne yazsak diye sorulduğunu düşünsenize. Korkunç!

Omzuma dokunulan zarif elle irkilerek gözlerimi masadan alıp anneme çevirdim.

"Naz uydurabilir ama"

Tabii ki de uydururum. Bir dakika ne!

Semih gülümseyerek bana bir cevap bekler gibi bakmaya başlayınca anneme döndüm ürkek bir çocuk gibi.

"Naz sıkılıyordun ya anneciğim istersen çocuklarla oturabilirsin"

Aslına bakarsanız pek isteyebileceğimi sanmıyordum ama annemin ısrarcı bakışları beni resmen manipüle ettiği için sessizce başımı salladım olumlu anlamda ve ayaklandım.

Annemin bakışları altında masadan uzaklaşırken gereksiz bir gerginlik sardı tüm vücudumu. Yeni insanlarla tanışmak beni her zaman germişti.

"Sen niye böyle çocuk gibi giyindin ya"

Semih'in sorudan uzak alaycı cümlesiyle elbiseme bakıp omuz silktim umursamazca.

"Off Ceylan'ım zorla giydirdi kendi tercihim değil"

Açık kapıdan yüzüme esen rüzgar saçlarımı uçururken gülümseyerek kapının eşiğinde bekleyen çocuklara baktım. Demir Ege, Mustafa ve Emir vardı.

"Merhaba"

Mustafa'nın enerjik girişine "sana da merhaba" diyerek karşılık verdim.

Klasik merhaba faslını geçtikten sonra bahçeye geçerken çaktırmadan çocukları süzdüm. Annemi eve gittiğimde tebrik edecektim bu mesleği seçtiği için. Böyle yakışıklı yakışıklı erkoların psikolojilerini düzeltiyordu. Çok açıklayıcı oldu ama anlayaman için açıkça anlatayım; annem Beşiktaş'ın psikologlarından biri. Bu böyle mi denir yoksa daha havalı bir söylenişi var mı bilmiyorum zaten ilgilenmiyorum da siz anladınız.

"Yanlış anlamazsan bir şey sorabilir miyim?"

Emir'in zarif sesiyle başımı olumlu anlamda sallayarak vücumu ona doğru çevirdim.

"Sen niye şeker toplamaya giden çocuk gibi giyindin?"

Semih'in aksine alayla sormamıştı bayağı merak ederek sormuştu. Bu daha kötüydü şahsen. Elbisenin tüllerini elimle düzelterek gülümsedim.

"Ruhum çocuk"

"Sende çocuksun ondan olabilir mi"

Semih'in lafa atlamasıyla sabır çekerek yeniden Emir'e döndüm.

"Bu arkadaşa bakma sen ben reşit bir prensesim"

Mustafa ,Emir ve Ege gülmemek için kendilerini tutarlarken Semih yüzüme yüzüme pis pis sırıtarak limonatasından bir yudum aldı.

"Prenses dediğin boyama yapmaya giden bebeler gibi giyinmez canım"

Göz devirerek tütülerimi ona doğru savurdum itici olduğunu düşündüğüm sahte bir sevimlilikle.

"Bana laf edene bak siyah gömlek giymiş debelenip gülesim var"

Mustafa gözleriyle Semih'i işaret ederek dudaklarını ısırdı.

"Siyah gömlek bence de klişe senin tütüler daha çok yakışır sanki Semih'e"

"Sen görcen tütüyü şimdi"

"Pembe mi kardeşim?"

"Emir şansını zorlama istersen"

Onların atışması bölerek aralarına girdim eteklerimi savurarak.

"Sır saklar mısınız"

Hepsi olumlu anlamda başlarını sallayınca anlatmaya başlayacaktım ki Semih araya girdi.

"Ben saklamam tarzım değil"

"Şaşırmadım oyun bozan"

Omuz silkerek limonatasından bir yudum daha aldı.

"Ceylan ablam hepimizi öldürür tüyersen oturduğun yerde otur küçük hanım"

Omuzlarıma dokunurken sinsi bir gülümsemeyle kulağıma doğru eğildi.

"Motor yarışı için böyle bir düğünü nasıl ekebilirsin ya ayıplıyorum seni"

Gözlerim şaşkınlık içinde açılırken o gülümseyerek limonatasını içmeye devam ediyordu.

"Ortalık yerde telefonla konuşma bu arada"

O yarışı aylardır bekliyordum. Bu çocuklarla Çamlar  Altına türküsü eşliğinde ölene kadar sürecek bir arkadaşlığın ilk adımını da atacağımı beklemiyordum...

...

Benim çok sevdiğim ekiplerden biri oldu ilk bölüm olduğu için kısa ve olaysızdı diğer bölümlerde görün siz birde

Umarım beğenirsiniz

Bays






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sorgulama Beni/ Semih Kılıçsoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin