16.Haziran.2023

45 7 0
                                    

"Canınız yanıyorsa ne için yandığına bir bakın. Her şeyin bir çaresi vardır. Çaresiz tek şey ölümdür. Her zaman umudunuzu ellerinizle tutun. Umut edin, umut etmekten korkmayın. Çünkü her karanlığın ardında bir aydınlık gizlenir."

~~~

Yaşanılacak günler, unutulacak dünler var...

  Şarkıyı kapattım, büyük odayı koca bir sessizlik kapladı. Bugün okula gitarımı götürecektim. Küçüklüğümden beri gitar çalıyordum ama depremde gitarım evde kalmıştı. Burada ise gitar çaldığımı duyan bir abla bana gitar hediye etmişti. Müzik hocası enstrüman çalan birinin okulda da çalmasını istemişti. Ve bende gönüllü olmuştum. Çok heyecanlıydım.


  Ayrıca bugün karne günüydü. Karne koleksiyonuma bir yenisi daha eklenecekti. Üstüme kırmızı dizlerime gelen çiçekli bir elbise giydim. Saçlarımı düzleştirdim. Makyaj yapmadım, sadece dudak koruyucu krem sürdüm. İlk iki ders işlenecekti. Ardından karneler dağıtılacaktı.

  Yarım saat sonra okulda olmuştum. Utku'nun koşarak yanıma geldiğini gördüm, "Şunu tut bacım. Sakın kaybetme, o chain çok pahalı!"
 
  Elime o çok sevdiği chain kolyesini bırakıp koşmaya devam etmişti. Çok çocukça bir şekilde Ayhan'la birbirlerini yakalamaya çalışıyorlardı.

  Peteğe yaslanıp gülerek onları izlemeye başladım. Giydiğim beyaz topuklu ayakkabı sayesinde boyum uzatmıştı. Bence bir altmışa yaklaşmıştım.

  "Çok güzel olmuşsun." Bu sesi daha önce duyduğuma emindim. Sesin geldiği yere doğru başımı çevirdiğimde Emir'i gördüm. O çarpışmadan sonra ikinci kez konuşuyorduk. Bu çocuk benden ne istiyordu?

  "Sağ ol." Üstüne siyah gömlek altına bej bir pantolon giymişti. Ama bu beni hiç ilgilendirmiyordu. Belki diğer kızların ilgisini çekerdi ama benim umrumda değildi. Ona karşılıklı iltifat etmeyecektim.

  "Belge alıyor musun?"

   Kaşlarımı kaldırarak tekrardan ona döndüm, "Pardon da bunu neden soruyorsun? Seni tanımıyorum, arkadaş falan da değiliz. İltifat ediyorsun sağ ol, ama neden? Anlamıyorum."

  Tepkimi tuhaf bulmuştu. Bunu yüzünden anlayabiliyordum. Ama arkadaşlarımın neden onu sevmediğini bilmiyordum ve bunun bir nedeni olmalıydı.

  "Cidden mi? Anlamıyor musun?"

  "Evet." Utku'nun duraksayıp bana baktığını gördüm. Yüzüne yine o sinirli ifade yerleşti.

  "Kübra o elinde ki kolye kimin?" adımı nereden biliyordu? Şaka gibiydi.

  "Adımı nereden biliyorsun?"

  Okulda yeniydim ve sınıfimdakiler haricinde kimse adımı dahi bilmiyordu. "Biliyorum işte o kolye kimin?"

  "Seni ilgilendirmez. " Kısa ve net.

  "Bana bak. Yüzünü niye çeviriyorsun? Anlatacağım her şeyi, bir baksan."

  Bir şey demeden ona döndüm. Bu çocuğun benimle ne derdi vardı?

  "Elinde ki kolyenin kime ait olduğunu biliyorum. Utku'nun değil mi?" Başımı evet anlamında salladığımda konuşmaya devam etti, "Onunla önceden arkadaştık ama onunla konuşmayı kestim. Görüyorum sizde arkadaşsınız ama onun tek amacı seninle arkadaş olmak değil."

  Şaşkınlıkla gözlerimi araladım, "Nasıl yani?"

  "Sana yakın davranıyor, sevgilisini seninle kıskandırmak için."

ASRIN FELAKETİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin