📣 Merhabalar merhabalar,nasılsınız? Beni sorarsanız gayet iyiyim! Size bölümle hatta kitapla ilgili bir kaç uyarıda bulunacağım.
Öncelikle kitap BDSM içericek. Bdsm nedir diye soracak olursanız da rızaya bağlı olarak fiziksel baskı ve kuvvetli duyusal uyarımın uygulandığı ve fantezi güç rolü oynamanın yapıldığı cinsel tercih ve kişisel ilişki türüdür.
İkinci olarak ise normalde bdsm terimleri farklıdır. Ben bu fic'de İspanyolca kullandığım için bir kaç terimin ismini kendime göre değiştirdim. Fice uygun olacak şekilde. YANİ HANİ OLDU DA HAYIR BUYDU DEMEYİN MİLLETE. TAMAMEN BENİM SALLAMAM O ADLAR.
İsteyenler One Of The Girls dinleyerek okuyabilir smut kısmını.
Yorum sınırı koyacağım birde. Hehe.
Yorum sınırı : 200+Gözlerimin içerisine giren güneş ışıklarıyla kendimi başımı yasladığım yastığa daha da gömmüştüm. Gündüzlerden gerçekten nefret ediyordum. Gece her zaman en iyisiydi.
Evin içinde duyduğum tıkırtı sesleri ile kaşlarım çatılmıştı. Sabah sabah ne oluyordu?
İçime düşen merak ve korkuyla yataktan kalkmıştım. Adımlarım sesin yanına doğru yönelirken köşede gördüğüm beyzbol sopasına kaymıştı. Bu sopayı bana arkadaşlarım hediye etmişti. Beyzbol ile hiçbir alakam yoktu. Bu sopa haricinde.Sopayı elime alıp sıkıca kavrarken sesin mutfaktan geldiğini anlamıştım. Mutfağa ilerleyip arkası dönüp olan kişiye doğru konuştum.
" Sende kimsin?! Evime nasıl girdin?!"
Gür sesim mutfakta yankılanırken karşımdaki adam da bana dönmüştü. Gördüğüm bedenle kaşlarım çatılırken sopayı yere indirmiştim. Adamsa bir bana bir sopaya bakıyordu.
"Minho? Jeongin? Ne oluyor burada?" Duyduğum ses ile arkamı dönmüş ve karşımdaki jisungu incelemeye başlamıştım. Geceden kalma olduğu o kadar belliydi ki. Saçları dağılmış; dudağı kanamış ve kurumuştu. Boynunda olan kızarıklık morluklar ayrıca yeni uyandığı için hafif şişkin yüzüyle bizi inceliyordu. Bakışları elimdeki sopaya kaymasıyla gözleri irileşmişti.
Sopayı yere fırlatmış ve ellerimi yüzüme koymuştum sakin olmaya çalışıyordum. Sabah sırf arkadaşımın gece yaşadığı zevk yüzünden korkuyla uyanmıştım. Derin derin nefesler alırken zihnimde yıldırımlar çakıyordu. Bu minho gece dövmeciye gittiğimiz kişiydi.
Gözümün önüne gece olanlar tek tek gelirken derin bir nefes almıştım. Dün gece çakırkeyif olmama rağmen saçma salak şeyler yapmıştım. Aklıma yaptırdığım dövme gelirken hiçbir şey demeden mutfaktan ayrılmıştım. Arkamdan baktıklarının bilincindeydim.
Hızlı adımlarım banyoyu bulurken girdiğim kapıyı sertçe kapamıştım. Hiç güzel bir başlangıç değildi. Bakışlarım aynadaki yansımamı bulduğunda dağılmış saçlarıma bakmıştım. Ardından gözlerime bakmıştım,biraz kızarmışlardı.
Bakışlarım banyo ile karşımdaki musluk arasında gidip geliyordu. En sonunda her şeyi boşverip üzerimdekilerden kurtulmuştum.
Soğuk su başımdan aşağı akarken zihnimin derinlerinde olan dün tekrardan canlanmıştı.
Keskin çehresi, dolgun dudakları ve kırmızı saçları...Düşününce bile kanım alt bedenime doğru çekiliyordu. Derin derin nefesler alarak kendimi dizginlemeye çalışıyordum fakat bir etkisi olmuyordu. Gözümün önündeki silueti gitmiyordu. Sonrasında aklıma dün çıkarken söylediği cümle geldi.
" Yarın akşam saat 9'da Gang Bar'da ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Treaty,hyunin
FanfictionÇakırkeyif jeongin arkadaşı jisung ile birlikte gece yarısı bir dövmeciye gider. "Seçtiğim dövmeyi sikeyim!" "Sessiz kalma hakkımı falan kullanmıyorum, oğlum anlamını bilmediğin birşeyi neden yaptırıyorsun?" [!] Bolca küfür ve smut bulundurur.