"Dıııt, dıııt, dıııt." Gene bu ses offff. Okula geç kaldım genee.
Gene ve gene okula geç kaldım, her zaman olduğu gibi. Sabah alarm çalar çalmaz uyandım rutini mi halledip çıktım. Okula geç kaldığım yetmemiş gibi birde trafiğe takıldım.
"Gelen sesli arama roxi arıyor"
Büyük ihtimalle gene neden geciktiğim hakkında konuşacaktı. Telefonu elime alıp açtım."Monsieur?" (Efendim?)
"Où es-tu amaris?" (Nerdesin amaris?)
"J'ai ete coince dan les embouteillages. " (Trafiğe takıldım)
"Premier cours avec miss moria,si vous etes en retard vous serez puni. " (Biliyorsun ilk ders bayan Moria ile geç kalırsan ceza alırsın)
"Oh oui, je sais, si tu me manipules juste un peu?" (Ah evet biliyorum beni biraz idare etsen?)
"Ok mais depeche-toi" (Tamam ama acele et)
Telefon suratıma kapandı ve bir süre telefonun karanlık ekranındaki göz altları şişmiş, yorgun kendimle bakıştım. Arkamdan bir korna sesi gelince trafiğin açıkdığını fark ettim ve hızla okula gittim.
Kapıyı tıklayıp içeri girdim ve eveeet bayan Moria'nın kızgın yüzü tam karşımdaydı.
"Petite dame,tu es encore en retard." (Küçük bayan gene geç kaldınız.)
"Oh oui Monsieur, je suis desole." (Ah evet efendim özürdilerim.)
Bayan Moria'nın yüzünde bir sırıtış belirdi fakat hemen kendini gizledi. Malesef ki bu tepkiyi biliyordum ceza tepkisiydi bu.
"Malheureusement,tu ne peux pas t'excuser. Tu as Des devoires,cherie." (Maalesef ki bir özür'le kurtulamazsın. Bir ev ödevin var tatlım.)
Evet evet bu zaten beklendik birşeydi. Bu benim 26. Ev ödevim ve gene yapmıyacağım. Bu saatten sonrası klasik sıkıcı okul saatleriydi.
....
Arabadan elimdeki ağır poşetlerle indim zar zor evin kapısını açtım ve eve girdim. Bu bu olamazdı tüm her yer kandı, elinde kızgın demirler olan bir adam vardı sandalyede oturan kadına yaklaşıyordu. Elimdeki poşetlerin yere düşmesi ile kendime gelebildim."S-sen nasıl?" Türkçe konuştum çünkü o Türkçe anlıyordu.
"Çok zor olmadı." Mal mal sırıttı.
Sırıtışı beni o güne götürdü kafamın içinde o görüntüler dönüp duruyordu elleri, elerinde kan vardı. Gözümden bir damla yaş geldi hemen onu elimin tersiyle sildim.
"Çık evimden!" Sesim kulaklarımda yankılandı.
"Çok ayıp panter." Dilini 3 kere damağına vurdu. "Gerçekten hiç misafir perver değilsin" Elindeki elmadan bir ısırık aldı halaha sırıtıyordu.
Panter lakabını duyunca afalladım. Resmen buz kesilmiştim konuşmaya gücüm kalmamıştı sanki. Gözümün önünde o görüntüler dönüp durdu. Gözümden bir damla daha yaş geldi ve sonra kulaklarımı yüksek bir ses doldurdu.
"Defol git! Ne yüzle buraya geliyorsun sen? yüzsüz!"
Bu ses benim miydi? O gün hiç birşey yapamayan ben, bağırmayı bile başaramayan ben lion'a tokat atmıştım hemde parmak izlerim çıkacak kadar sert bir tokat. Bunları ben yapıyor olamazdım. Arkamdan bir tetik çekme sesi geldi sonra ise bir kurşun sesi. Sırtımda büyük bir sızı oluştu karşımdaki yüz bulanıklaştı, göz yaşlarımdan. Etrafımda sesler vardı kime daha doğrusu kimlere ait olduğunu seçemiyordum, çok uğultulu geliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlığın aşkı
Mystery / ThrillerAmaris fıransada tek arkadaşı,kız kardeşi gibi gördüğü roxy ile, roxy'nin ısrarı üzerine bir gece kulübüne giderler. İkiside sarhoş bir şekilde gece saat 03:30'da gece kulübünden çıkarlar ve bir ara sokağa saparlar, yanlarını siyah bir araba yaklaşı...