Aaaayyy 1 ayın sonunda wattpade bölüm atabildiğime hala inanamıyorumm🥹
"Bugünün bölümü de geldi keyifli okumalar" demeyi çok özlemişim.
E hadi o zaman GÜNÜN BÖLÜMÜ GELDİ, KEYİFLİ OKUMALAR❤️🩹
[][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][]
Barış ve ben,
Biz,
İkimiz,
Yakışıyoruz biz,
Biz yakışıyoruz.
-Yine patavatsızlığın üzerinde Ahsen!
Hafif sitemli cümlemi Ahsen, omuz silkerek karşıladı.
-Ne var canım, ben gerçekleri söylüyorum.
Barış'ın hiç yorum yapmaması dikkatimi çekse de bozuntuya vermedim.
Ahsen'in söylediklerini duymamazlıktan gelip yemeğimi yemeğe devam ettim.
Yemek boyunca dikkatimi çekecek bir konu konuşulmadı.
Volkan ve Barış mekan ile ilgili konuşurken Ahsen'de arada konuşmalara dahil oluyordu.
Masayı toplayıp bulaşıkları mutfağa, hep birlikte taşıdık.
-Su var mı?
Ahsen 'de benim gibi susamış olacakki buzdolabını açıp su aradı.
-Ben su almayı unutmuşum.
Volkan'ın cümlesi yüzünden Ahsen çeşmeye yönelmişti.
Fakat çeşmeyi sonuna kadar açmasına rağmen su akmıyordu.
-Sular gitmiş.
Ahsen'in sıkıntılı bir şekilde söylediği cümle Volkan'ı harekete geçirmişti.
-Gidip alırız güzelim,hallederiz.
Volkan resmen Ahsen'in bir cümlesiyle ayaklanmış su almaya gidiyordu.
-Bende gelicem seninle.
Ahsen ,Volkan'ın yanına gidip elini tuttuğunda Volkan bize döndü .
-20,25 dakika uzaklıkta bir market var oraya gidip su alalım biz.
Ahsen ve Volkan kapıdan dışarı çıktıklarında Barış ve ben evde yalnız kalmıştık.
-Bulaşıkları makineye dizelim mi?
Barış'ın teklifine "Olur" diye cevap verip yanına gittim. Beraber makineyi dizmemiz iki dakikamızı almıştı.
Makinenin kapağını kapattıktan sonra bahçeye doğru ilerledim.
Sağanak yağmur başlamıştı ve hava neredeyse tamamen kararmıştı.
Tam camı kapatacakken çakan şimşek irkilmeme sebep olmuştu.
-Yağmur baya hızlandı.
Barış'ın arkamdan gelen sesi bana daha da yaklaşıp camı kapattı.
Gözlerimdeki korku ifadesini görmüş olacakki Barış camı kapattıktan sonra bana döndü .
-İyi misin?
Başımı iki yana sallarken tekrardan şimşek çakmıştı.
-Şimşekten mi korkuyorsun?
Bakışlarım Barış'ın gözlerine kayarken sanki kilitlenmiştim. Onu duyuyordum ama cevap veremiyordum.Sanki dilim tutulmuştu.
-Gel koltuğa oturalım.
Barış beni iki kolumdan tutarak sakince camın önünde kalan L koltuğa oturttu.
Beni oturttuktan sonra oda yanıma oturdu.
-İyi misin?
Yutkundum.
-Korkuyorum.
-Şimşekten mi?
Başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.
-Ne yapabilirim korkmaman için?
Barış kısa bir süre duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti.
-Sarılmamı ister misin?
Ben tekrar Barış'ın gözlerine korku dolu bakarken Barış beni kendine doğru çekip hafifçe göğsüne bastırdı.
Onun bu hareketi bana babamı hatırlatmıştı. Ben hep gök gürültüsünden ve şimşekten çok korkardım.
Ne zaman şimşek çaksa babam beni sakinleştirmek için kucağına alıp, sarılırdı .
Bende kollarımı Barış'a sardığımda çakan şimşekler ve gökgürültüleri irkilmeme sebep oluyordu.
Camlar açık olduğu için şimşekleri görebiliyordum.
Gökyüzünden bir yere doğru yıldırım görünümünde birşey düşünce kendimi Barış'tan ayırıp , gözlerine baktım.
-Bir yere yıldırım düştü.
Barış bana tekrar sarılıp,korkumu azaltmaya çalışırken gök daha çok gürlüyor, daha çok şimşek çakıyordu.
Evdeki elektrikler gittiğinde ise korkum daha da artmış gözlerimden Barış'ın göğsüne doğru birkaç göz yaşı düşmüştü.
Barış birden ayağa kalkıp stor perdeyi kapattığında içerisi kapkaranlık olmuştu. Sadece gök gürültüleri duyuluyordu.
Geri gelip yanıma oturduğunda o hamle yapmadan ben kollarımı ona sarıp , başımı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Romance-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...