Uzun bir aradan sonra yeni bölümle sizlerleyim :)
Bölüm atmamamın nedeni uygulamanın bir umut açılmasıydı ama ne yazık ki beklediğim olmadı.
Başka bir uygulamaya geçmekle burada kalmak arasında kararsızım. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Sizleri fazla tutmadan bölümle baş başa bırakıyorum.
~İyi Okumalar~
Sabaha kadar uyuyamamıştım. Kafamın içindeki düşünceler uyutmamıştı. Elimdeki küçük kağıtla ne yapacağımı bilmiyordum. Bu kağıdı Tylor davet günü bana yaklaştığı anlardan birinde cebime koymuş olmalıydı. Başka bir ihtimal de Hamza'nın benden şüphelendiği için böyle bir oyun oynama ihtimaliydi. Babamın attığı mesajdan sonra benden daha fazla şüphelenmeye başlamıştı. Hiçbir şey yapmama rağmen. Bu yüzden böyle bir oyun oynayarak beni sınıyor olabilirdi. Kağıtta yazan numarayla yani Tylor ile o kadar çok iletişime geçmek istiyordum ki... Beni durduran tek şey Hamza'nın, Reyhanla beni tehdit etmesiydi. Reyhan'ın kılına bile zarar gelsin istemiyordum.
Kapı beklemediğim bir anda çaldığında korkudan yerimde sıçradım. Derhal elimdeki kağıdı yastığın altına sıkıştırdım. Mosmor olduğunu düşündüğüm göz altlarımı ellerimle ovalarken kendime gelmeye çalışıyordum. "Kimsiniz ?" diye bir soru yönelttim kapıyı çalana.
"Benim Esila." Hamza'nın sesiydi bu. Zaten ondan başkası da bu katta bulunamazdı. Soru sormak için sormuştum birnevi. Onun sesini duymamla bakışlarımı kapıya çevirdim. Güne Hamza ile başladıysak bu günden net bir hayır gelmezdi. "Ne istiyorsun ?" diye sordum ters ters.
"Kahvaltı hazırlanmış. Yemek odasının yerini biliyorsun."
"Yemeyeceğim." İştahım yastığın altındaki kağıt yüzünden yoktu.
"Kahvaltı yapacaksın Esila. Bugün yorucu bir gün olacak. Güce ihtiyacın var."
Kaşlarım çatıldı. "O niye ?"
"Müsait misin ? İçeri geliyorum."
"Dur !" yüksek sesim odada yankılandı. "Müsait değilim, oradan konuş."
Kapı arkasından sinirli mırıldanmaları az da olsa duyuluyordu. "Merak ediyorsan kahvaltıya gelirsin." kapı arkasından konuşmak hoşuna gitmemişti belli ki.
Bu sefer sinirle mırıldanan taraf bendim. İlla yüzüme bakarak konuşacaktı. Kapıdan iki cümle kurmak zor geliyordu herhalde. Kapıdan uzaklaşan adım seslerini duyduğumda bu sefer söylenmelerimi sesli devam ettirdim. Daha tatmin edici bir şekilde. İçimi, ona olan sinirimi daha rahatlatan bir şekilde söylendim.
"Annesi bunu hastanede değil ağacın dibinde doğurmuş herhalde." Söylenerek sıcak yatağın içinden çıktım."Yoksa bu kütüklük başka türlü nasıl bulaşacak ?!"
Söylenerek elime aldığım feraceyi giydim. Başıma örtümü örtüp odadan çıktım. Merdivenlerden sakin bir şekilde indim. Merdivenlerden inmeye bile hâlim yoktu. Kahvaltıya sadece bugün nasıl bir gün olacak öğrenmek için gidiyordum. Bir şeylere hazırlıksız yakalanmaya niyetim yoktu. Hele ki gece boyunca uyumamışken.
Yemek odasına girdiğimde baş köşede Hamza, sağ tarafta Diana, sol tarafta Nicolas oturuyordu. Görünüşe göre masadaki tek eksik Briandı.
Masadakiler beni gördüklerinde her zamankinden daha da dikkatli incelediler. Bendeki farklılığı algılamaya çalışıyorlardı. Hâlimin berbat olduğunun farkındayım. Sırf kendimi görmemek için banyoya bile gitmemiştim. Şu an güzel gözükmek gibi bir isteğim de yoktu. Öğrenmem gerekenleri öğrenip odama gitmek istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORKİDE
Teen FictionEsila'nın 5 yıl önce aldığı kararla hayatı altüst olur. Ama yazarın da dediği gibi: "Hayatım altüst olur diye korkma nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmadığını" ~ALINTI "Zor olmuyor mu ?" "Ah şu sorularını direkt sorsan da beni uğraştı...