11

2.4K 102 54
                                    

+18 bölüm. Rahatsız olacaklar bölümü direkt atlasın lütfen🙏



~



Barış'ın evinde sakince oturmuş onun gelmesini bekliyordum. Bir lansmana gitmişti ve ben de Pablo'ya bakıyordum. Ve gerçekten bir an önce onun gelmesini istiyordum. Çünkü evden çok yakışıklı çıkmıştı. Şu an sadece onu sosyal medya üzerinden çekilen saniyelik görüntüler ile görüyordum. Deli dehşet olmuştu giydiği takım elbise ile.

"Babana bak utanmadan kameraya gülümsüyor. Görüyor musun Pablo? Ben de burada sana bakarken bir taraftan da dosya okuyorum," kendini yalamayı bırakarak bana dönmesi ile güldüm, "Ay senden şikayet ettiğim falan yok alınma hemen." kafasını okşadım ve beraber küçük bir oyunun içine girmiş bulunmuştuk. Dakikalarca onu yorana kadar oynamıştım. Ardından onu salonda yorgun bir şekilde bırakarak mutfağa girdim ve dolaptan yarım olan şarabı alarak bardağa doldurdum.

Saat gece yarısına gelirken kapının açılma sesi ile oturduğum koltuktan kalkarak kapıya doğru ilerledim. Peşimden Pablo'da yürümüştü.

Beyaz gömleğinin düğmeleri göğsüne doğru açılmış, üzerindeki ceket buruşmuş ve saçları hafif dağılmıştı. Gerçekten kalpten gitmemi istiyordu.

"Uyumamışsın?" dedi. Garip bir şekilde sesi de yorgun gelmiyordu. İnsan birazcık utanarak yorulmayı deneyebilirdi.

Benden önce ileriye atılan kişi Pablo olmuştu. Barış'ın bacaklarının arasına girerek zıplamaya başladı, "Pablo ile oynadık." dedim gülerek. Yere eğildi ve köpeği kucağına aldı ve sertçe kafasından öptü.

"Ben sana anneyi yormayacaksın demedim mi dana?!"

"Anne mi?" dedim gülerek.

Bana doğru bir adım attı ve boşta olan koluyla belimi sarmalayarak beni kendine çekti, "He? Değil misin?"

Ellerimi boynuna sardım ve parmak ucumda yükselerek ona yaklaştım. Topuksuz ona yaklaşmak gerçekten beni yoruyordu.

"Yani bilemedim." tırnaklarımı ensesinde gezdirdim.

Kafasını Pablo'ya çevirdi, "Ne diyor anne görüyor musun?" demesiyle Pablo'nun ileriye atılarak yanağımı yalaması bir olmuştu, "Hop bana rakip misin oğlum sen? Hayırdır Alev'e sırnaşmalar, yalamalar falan?!"

Pablo sanki dediklerini anlamış gibi Barış'ın elinden yere atlamış tripli bir halde kuyruğunu sallaya sallaya salona ilerlemişti.

"Yuh alt tarafı yaladı. Abartmasaydın." dedim alayla gülerek.

Bu sefer iki koluyla da belimi sarmalamış ona daha çok yanaşmamı sağlamıştı. Ayaklarım ona ulaşmak için fazlasıyla iki büklüm olmuştu ve ağrımıştı.

"Banane. Köpekte olsa sana yanaşamaz. Haddini bilsin."

Ellerimi ensesinden çekerek gömleğinin yakalarından tuttum, "Hayırdır az açmışsın az daha açsaydın olmamış böyle."

Kafasını geriye atarak kahkaha atmasıyla bakışlarım sadece oynayan adem elmasına odaklanmıştı. Ve onun gülüşünü yarıda kesecek bir hareket yaparak adem elmasına dudaklarımı bastırmamla gülüşü yarıda kesilde ve belimdeki elleri sıkılaştı.

"Alev." dedi sadece. Alaylı ses tonu gitmiş yerine arzulu ton gelmişti. Ve şu an bu beni fazlasıyla mutlu etmişti.

"Efendim?" dudaklarım boynundaki damara doğru kaymış ve öpücüklerimi oraya sıralamaya başlamıştım.

Eli birden saçımı buldu ve salık olan saçlarımı eline dolayarak geriye doğru çekmesiyle kafam geriye düşmüş, dudaklarım boynundan ayrı düşmüştü, "Uslu dur."

Touched • Barış Alper YılmazWhere stories live. Discover now