Emre'yi durağa kadar bırakmış geri dönüyordum . Durak ve evin arasında bir kaç sokak vardı . Kestirmeden gidersem sokak sayısı bire düşüyor diye kestirmeyi tercih etmiştim .
Bu sokak genelde ıssız olurdu . Yani sadece duvarlar vardı . Duvarların arkalarında birer arazi var ve duvarların yapılma nedenleriyse bu araziler . Aslında arazi sahiplerinin tartışmaları , birbirlerini görmek istememeleri .
Duvarlar yapılmış yapılmasına ama araba girmeyecek kadar küçük bir boşluk kalmış ortalarında . Ee araba girmediği içinde toprak yol olmuş bura .
Düşüncelerimi o kaba ses bozdu .
" Yanlış yola sapmışsın istersen gel gösterelim sana doğru yolu "Sesi duyar duymaz söyleye kişiye döndü gözlerim . Salak ben neden dönüyosun ki .
Tekrar konuştu o kaba sesli ; "Pekte güzelmiş . Bu saatte burda olmaması da gerek. Öğrenememiş bunu ama olsun biz öğretiriz ha ? Öğretelimmi çocuklar ? " hepsi yarım ağız sırıtarak kafa salladılar . Aslında hepsi desiğime bakmayın 3 kişilerdi topu topu ve ben bu sokakta tektim .Ve hepsi kestirmeden gidip daha az yorulmak içindi. Kahretsin tamammı kahretsin .
" Dilini yuttu sanırım " dedi alayla bir diğeri .
" Ben birazdan bişey yapıcam o zaman yutacak birileri " dedi bi ses . Aralarından hiç birinin ağzı kıpırdamamıştı . Olduğum yerde durdum . İşte şu ıssız sokaktan biri geçmişti . Ve tamda zamanıydı .
Arkamı döndüm yavaşça . Ve birden gözlerim büyüdü . BORA !!!
Tek çarem oydu . Bana yardım edebilecek tek kişi ." Aslanım merak etme sanada bırakırız . " bu lafın üzerine Bora baya sinirlendi ve bana yaklaşan o serseriye doğru bir yumruk salladı .
Çocuk yere düşünce bir diğeri geldi . O da tekmeyle yere savrulurken diğeri korkup kaçtı . Bora yere düşenlere birer tekme attıktan sonra yanıma geldi ve "İyi misin" diye sordu . Kafa sallamakla yetindim. Kolları bedenimi sardığında bir yandan rahatsız olurken bir yandanda hoşuma gitmişti . Artık güven vermiyordu onun kolları arasında olmak . Sadece işte sarılmanın rahatlatıcı etkisi vardı . Ve bu etki hoşuma gidiyordu . Hoşuma gitmeyen şeyse oydu .Kollarının arasında bir çırpıda kurtuldum. Dalıp gitmişti sanki. Soyutlamıştı kendini dünyadan . Yoksa sıkı sarardı kolları . Başka türlü kurtulamazdımki o sarıldığında. Aslında neden dalıp gidicekti ki . Bunlar eskide kalmıştı . Geçip gitmiçti artık . İkimizinde yeni hayatları vardı . Burda bu yolda karşılaşmamız sadece bir tesadüftü . Hatta aynı yere gittiğimizdendi bu tesadüf . Zaten o göstermişti bu yolu bana .
Kendine geldiğinde "Teşekkürler. Yani beni kurtardığın için . " dedim yere bakarak . Yüzümü yüzüne hizaladı . Gözlerimin içine baktı bi süre . Sonra yüzüme yaklaştırdı yüzünü , kapadı gözlerini sona yumdu bi güzel. Ellerimi göğsüne koyup ittim. Bu kadardan sonrası onuda benide aşardı. Bunu yapmasına izin vermezdim .
Yumduğu gözlerini bıraktı . Birkaç saniye sonra açtı gözlerini . Yüzüne bakarak tekrar teşekkür ettim . Ve onu arkamda bırakarak ıssız sokakta ilerledim .
"Duru" dedi arkamdan. Olduğum yerde durdum o sesle. " Özür dilerim. " dedi durduğumu fark edince. " Önemi yok . Ama bi daha yapma . Bunu sen istedin. " dedim arkaya dahi dönmeden . Kolumdan tutup kendine çevirdi beni . " Bak . Sana uzaktan bakmak beni bitiriyor anlıyor musun ? Seni onun yanında görmek beni mahvetti . " dedi devam etmesine izin vermedwn atıldım söze " Mahvolan sen misin ? Hiç de öle durmuyo . Seni ilk gördüğümde güzel seversin dedim . Ama sen yanılttın beni . Yanılttın ve güzel mahvettin . " kolumu kurtardım bir çırpıda . Bu aralar çok mu dalgındı? Sıkmıyordu kolumu . Çabuk kurtulabiliyordum . Omda bi haller vardı . Çok değişmiş gibiydi . Aman ne düşünüyordum ki onu . O beni düşünmeden duygularımla oynamış gitmişti .
İçimdeki bu dengesizlik ayaklarıma kadar ulaşmış ve koşar adımlarla eve gitmemi sağlamıştı .
Ev boştu . Tek ben vardım . Evden çıkmadan hemen önce evde annem vardı . Ancak şuan evde değildi . Komşuya gitmiştir belki düşüncesiyle lambaları dahi açmadan odama çıktım .
Odadan içeri girdim ve kapının arkasına oturdum. Dizlerimi karnıma çekmiş , lambayı açmaya bile tenezzül etmemiştim. Tek istediğim daha demin olanları unutmaktı . Yani en azından Bora gelmeden önceki kısımlarını unutmak istiyordum . Çünkü onlardan korkmuştum . O serserilerden çok korkmuştum . Eğer sokaktan Bora geçmeseydi . Ah düşünmek bile istemiyorum. Kim bilir neler yaparlardı .
Karanlık odada dizlerimi iyice çektim kendime doğru . Tüm bu olanlar . Aslında onlarda sorun değil sorun olan Bora'nın dediğine göre beni kıskanmasıydı. Karşıma geçip beni hala kıskandığını söylüyordu . Ama o o bunu haketmişti . Aslında ayrılan oydu . Kendi kazdığı çukura kendi düşmüştü . Eğer bana yalan söylemiş olsaydı öle dedikten bi kaç gün sonra özür dilerdi . Eğer beni sevseydi dilerdi ama sevmiyordu işte . Zaten artık sevmesin de .
Zil çalınca toparlanıp aşağı indim . Kapıyı açmadan hemen önce ışığı açtım ve aynada kendime baktım . Bu bendim . Sürekli üzülmeye mahkum , etrafındakilerden fayda olmayan ben . Faydası dokunan biri vardı . Su . Su benim öz kardeşim gibiydi . Ve onun yerini hiç kimse alamaz , dolduramaz . O farklı işte. O benden ne kadar farklıysa bir o kadarda aynı .
Yüzümdeki üzgün ifadeyi bir nebze de olsa yok etmeye çalışıp kapıyı açtım . Delikten bakmamıştım . Annemlerdir diye . Sonuçta evde değillerdi ve bu saatte gelecek tek kişi onlardı .
Yanılmışım. Kapıdaki Bora'ydı. Ne istiyordu ? Teşekkür etmiştim. Daha ne olacaktı ?
" Seni seviyorum Duru. Ben... Ben yanlış hissetmişim. Seni cidden seviyorum . "
" Bak Bora ! Artık beni sevmen umrumda değil tamam mı değil. Ben... Ben sana inanmak isterdim ama kırdın bi kere kalbimi. Artık olmaz tamam mı? Sen benden vazgeçtin. Ve bana göre kimse ikinci bi şansı haketmez . Ve bu kişilerin arasında sende varsın . Ben hayatıma yeni kişiler dahil ediyorum . Birine güvem duymaya başladım . Hemde senden sonra kimseye güvenemem sanarken. Ben artık yeni bi hayat sürüyorum . Eğer arkadaş kalmak istersen herzaman arkadaşınım. Hatta ondan önce komşunuzum. " uzun konuşmamın ardından ben soluk alırken o devam etti :
" Seni sevmekten değil , bunu sana söylemekten vazgeçtim Duru . Anlasana . Ben seni hala ilk gördüğümde sevdiğim gibi seviyorum . Lütfen , lütfen affet beni . Arkadaşdan öte olalım o da yeter bana . Kopmayalım . Ben uzaktanda severim seni . Belli etmeden de severim "" Sadece dost" dedim ve arkadaki annemlere el salladım . Bora merdivenlere doğru yöneldi .
İnsanlar severdi , hoşlanırdı , beğenirdi ne biliyim herşey olurdu ama sevdiğin birine seni sevmiyorum diyemezdin, diyemezdi . Kafasında herşeyi bitirmişti anlaşılan . Çünkü bu yaptıklarının tek anlamı vardı . O da buydu. Ona göre benden değilde beni sevdiğini dile getirmekten vazgeçmişti . Tüm bunları yapması için hiç bir sebep yoktu. Ne onun istekleri dışına çıkıyor nede onu bunaltıyordum .
Ben ona onu sevdiğimi dile getirmekten bıkmazken , vazgeçemezken o bana bunu yapmıştı . Aklında kurmuş ve birer birer oynamıştı. Ve bir zamanlar ona ait olan bu kalbi yerle bir etmişti . Kalpti bu kime, neye , nasıl kırılacağı belli olmazdı . Geleceği göremediğim gibi kalbiminde kırılmasına mani olamamamıştım . Sanki kim mani olabilirdi ki ? Bizim ellimizde olmayan onlarca sebepten dolayı kırılıyoruz . Bazen kırıyoruz . Bu bi çıkmaz . Hatta birçok çıkmaz.
SELAMLAR . NASILDI ? UZUN ZAMAN OLDU SANIRIM BİLMİYORUM . AMA 2000 KİŞİ OLMAK ÜZERESİNİZ . HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEMİN GÜNEŞİ
ChickLitEğer birini sevecekseniz içinizde usulca sevin. Lakin duygular dışarı çıktığında hırçınlaşabilir... Güneş Söndü, Karakter Karanlıktan Korktu... " Caaaan!!"