Multi; Doruk
Keyifli okumalar!
Doruk Demir
Ona baktım. Uyuyordu. Uyurken ne kadar da savunmasız gözüküyordu ama... Yüzündeki rahat ifadeden ne kadar huzurla uyuduğu anlaşılıyordu. O huzuru hiç bozmak istemedim.
Ama bozulacaktı.
Buna mecburdum...
Dün gece olayların bu kadar ileriye gideceğini düşünmemiştim. Öylece oluvermişti işte. Her şeyi unutup sadece birbirimizin olmuştuk. Ne özeldi.
Ama diyorum ki keşke yaşanmasaydı. Onu bırakmam daha kolay olurdu. Ondan ayrılmam daha acısız olurdu, daha acımasız. Şimdi ondan ayrılacağımı söylesem onu kullandığımı düşünecekti. Öyle olmasa bile. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Aslında bur durumu bu şekilde kullanabilirdim. Ona oyun oynayıp öyle bıraktığımı düşünmesindense, onunla yattığım için bıraktığım daha makul olabilirdi.
Her halükarda berbat bir insandım ve aklanmam mümkün değildi.
Ben bunları düşünürken Nil çoktan uyanmıştı. Yatakta gerindi ve yüzündeki en güzel gülümsemesiyle bana baktı.
Keşke bakmasaydı. Ben onu bırakmak için türlü planlar kurarken onun bana böyle bakması dayanılmazdı.
Keşke çıkar yolum olsaydı. Yoktu. Artık sona gelmiştik. Ve bu final bizi bir daha bir araya getiremezdi.
"Günaydın aşkım."
Beni öptü. Keşke öpmeseydi de yüzüme tükürseydi.
Hiçbir şey yokmuş gibi bende ona gülümsedim.
"Günaydın."
Yataktan doğruldu, saçını karıştırdı ve esnedi. Her hareketini bir daha hiç göremeyeceğim için aklıma mıh gibi kazıdım. Son zamanların tadını çıkartmalıydım.
Birbirimizi öptük ve her şey yolundaymışçasına günümüze devam ettik...
***
Akşama kadar vakit geçirdikten sonra Nil eve gitti. Beni de düşüncelerimle baş başa bıraktı. Onu uğurladım ve gerçekten artık ne yapacağımı düşündüm. Son bir ihtimal babamı arayıp buna devam etmeyeceğimi söylesem kabul etmeyecekti ama yine de denemeye karar verdim.
Telefonu çıkartıp babamı aradım. Açmasını beklerken gergindim.
"Alo."
Babamın sesini duymak cesaretimi kırmıştı bir anda. Ama hemen toparlanıp söyleyeceklerimi söylemek istedim.
"Baba nasılsın?"
"İyi olmaya çalışıyorum oğlum ya sen?"
"Baba ben hiç iyi değilim. Buna devam etmek istemiyorum."
Sessizlik. Öylece derin bir sessizlik içinde buldum kendimi. Söyleyecekleri beni korkuttu.
"Doruk bu konuyu kaçıncı kez yapıyoruz sayamıyorum artık. Bu işten vazgeçsen bile seni affedeceğini mi sanıyorsun?"
"Haberi olmazsa affedecek bir yanım olmaz." Ne bencilim ama...
"Güldürme beni. Aklını başına al. Sana son bir şans. Eğer birkaç gün içinde bu iş bitmezse kendim hallederim. Ona her şeyi kendim anlatırım. Haberin olsun."
Telefonu kapattı. Bir şey dememi önemsemeden hem de.
Düşündüm, kendisi söylese ve beni bu yükten kurtarsa daha iyi olmaz mıydı? En azından bu konuşmayı ben yapmazdım ve kaçar giderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)
Teen FictionNOT: Bölümler baştan sona düzenlenmiştir. Ana hikayeye bağlı kalıp diğer kısımların birçok yeri değişmiştir. Kitabı daha önceden okuyanların, baştan okuması gerekir. *** "Hayat bazen kaybettiğin yerden başlar." Nil ve Doruk karşılaştıkları zaman pe...