BÖLÜM 39

15 2 28
                                    

İlayda Efseryan

"Bir de seninle dalga mı geçtiler yani?" dedim sinirle. Şu an tüm olanları anlatmıştı ama ben ilk başından beri sinirliydim.

"Ona mı takıldın?" dedi. "Evet! Gücü olmayan tek Arel'sin diye seni böyle hor göremezler." dedim. Alayla güldü. "Yalnız... Şey artık güçlerim var." dedi. Elini havaya kaldırdığında gözlerinin gri olduğunu ve saçlarının ucunun beyazladığını gördüm. Sonra elleri kristallendi. Su avucunun içinde toplandı ve dondu.

"Oha!" dedim. "Zaten anlatmıştım." dedi ve buzu bir kenara bıraktı. O an anlattıklarını tekrar gözden geçirdim.

"Sen niye arkanı dönmedin!?" dedim ve omuzuna bir yumruk vurdum. Öksürmeye başladı. Eski hâline döndüğü sırada "Çok ateşliydin." dedi. Şokla ona baktım ve sonra ayağa kalktım. Bakışlarımı kaçırdım ve gözüme kapı çarptı.

"Hadi git artık."

İki adımda balkon kapısının yanına gittim ve kapıyı açtım. O da ayağa kalktı. "Gerçeği söyledim diye beni kovuyor musun?" dedi. Alınmış gibi gelen sesi ile ona baktım ve kaşlarımı çattım.

"Kardeşinin arkadaşına mı yürüyorsun?" dedim. "Yürümem yasak mı?" dedi ve üzerime ilerledi.

Uzanıp arkamda kalan kapıyı çekti. Ardından perdeyi de çekti ve hafifçe eğildi. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. "Cevap alamadım?" dedi ve gülümsedi.

Yutkundum. 'Evet.' dersem bir daha bana yaklaşmayacaktı ama 'Hayır.' demekte çok garip olacaktı.

"Neden yürümeye gerek duyuyorsun?"

Sorduğum soru ile afallamış gibi görünüyordu. "Bir insan başka bir insana neden yürür?" dedi. "Neden?" dedim.

Tam cevap vereceği sırada odanın kapısı çaldı. "İlayda, kim var orada!? Arel de ortalıkta yok zaten." Oflaz abimin sesi ile Arel'i ittirdim. Sonra kapıyı açıp onu dışarı itekledim. "Aşağı atla, git. Ne bileyim anneme yardım et! Git!" dedim ve kapıyı çekerek kapattım.

Aşağıyı kontrol ettikten sonra atladı. Bende kapıya ilerledim ve hâlâ kapıya vuran Oflaz abimi bekletmemek için kapıyı açtım. Üzerime gelen yumruktan kurtulmak için yana çekildim. O da son anda kendisini toparladı.

"Ne oldu yine?" dedim. "Asıl sana ne oldu? Kızardın mı sen?" dedi kaşlarını çatarak ve üzerime ilerledi.

"Yo, ne alakası var!? Ben kolay şeyler atlatmadım bir kere! Beni rahat bıraksanıza." dedim ve geri çekilip odanın içine girdim.

"Çok ayıp."

Batu abim arkadan gelip odaya girdiğinde Oflaz abimde onu takip etti ve sonra Akay abim ve Agir de içeri girdi.

"Ay höst!" dedim ve giyinme odama gittim. Kapıyı kapatıp kilitlediğimde söylenmeye başlamışlardı.

🦋🧚🏻‍♀️

Evren 0-25

Bir oda. Odanın tam ortasında zincirlerle bağlanmış Ares ve Oğuz. Bir köşesinde Oğuz'un sevgilisi. Ve onları izleyen Arel Yılmaz. Onları izlemek zorunda bırakılan Arel Yılmaz.

Ares öksürdü. "Abi..." dedi ama sesi kesildi. Sustu. Öylece abisine baktı ve sustu. Çünkü Arel'in bildiği ile onların bildiği çok farklıydı.

Oğuz "Abim falan değilsin benim. Onu bırak!" dedi olduğu yerde çırpınırken. Sevgilisinden bahsediyordu. İşgence gören, kanatları koparılan ve bayılan sevgilisinden bahsediyordu. Bundan günler hatta aylar önce Arel'in dediği gibi sadece onu bırakmasını söylüyordu.

EFSERYAN AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin