Ch-6

1.2K 87 35
                                    

Alaz Asi'nin çığlığıyla uyandı. Bu çığlığı hak edecek ne yaptığını bile düşünemiyordu şu an. Algıları bile açılmamıştı ve dışarıdaki odasına doğru gelen seslerden Asi'nin kısa sürede odasının kapısını tekmeleyerek onu odadan çıkartacağını biliyordu.

Olabildiğince hızlı bir şekilde yataktan attı kendini ve kapısını açtı. Asi'nin elinde çamaşır sepeti vardı. İçindeyse pembe, ıslak çamaşırlar.

Asi Alaz'ın bomboş gözlerle elindeki sepeti izlediğini görünce söze girdi. "Ne bunlar biliyor musun?... Bunlar benim beyaz kıyafetlerim ve çoraplarım. Hah! Hatta bak bu..." deyip en üstte duran pembe gömleği gözünün önüne tutup kaldırdı. "Bu benim okul için çekmem gereken videoda giymek zorunda olduğum 'beyaz' gömleğim. Yani öyleydi! Ama bil bakalım kim makine dolduktan sonra bok varmış gibi gelip kırmızı ceketini makineye atıp her şeyi pembe yapmış?! Tabii ki Alaz Soysalan!" diye bağırdı.

Alaz uykulu gözlerini ovuşturup kendini savunmaya çalıştı fakat bunun için henüz çok uykuluydu. "Ouff! Çok kötü olmuş ama bilerek yapmadım. Ceketimin koluna çorba dökülmüştü ben de öyle atıverdim nasıl olsa yıkanacak diye. Yeniden alabilirim istersen rengi değişen kıyafetlerini." Bu önerisi Asi'nin çatık kaşlarını daha da çatmasına sebep oldu.

"Gerek yok! Çekil!" deyip kapıya yaslı vücudunu iterek odasının içine girdi. Alaz'ın kapaksız gardrobunun önünde dikildi. Burada işini görecek birsürü beyaz gömlek diziliydi.

Askıları tek tek incelemeye başladı. Üzerine en olabilecek olanı bulmaya çalışıyordu. Aramaya devam ederken gömleklerden bir tanesi dikkatini çekti. Onun askısını uzanıp eline aldı be kolunu daha detaylı inceledi.

Hala kapıda duran Alaz'a döndü elindeki gömlekle. "Neden yıkamadın bunu? Kolunda kocaman içecek lekesi var. Döküldüğü gibi atsaydın makineye leke kalmazdı bile, şimdi kurumuştur iz kalır ama yıkarsak en azı-" Alaz böldü Asi'yi.

"Bırak onu, yıkamayacağım!"

Asi bu sert çıkışına anlam veremedi. Konuşmanın başından

beri böyle bir çıkış yapmak için fazla pasif kalıyordu.

"Tamam, ne kızıyorsun ya! Ne güzel gömlekmiş, kurtarma şansımız var diyorum sadece."

"Deme! Kurtarma da! Öyle kalması gerekiyor ve öyle de kalacak! Anladın mı? Onun gibi en az 20 gömlek vardır orada, birini seç, giyin sonra da git, tamam mı?!"

"Tamam geri zekalı! Al şu sikik koleksiyonunun gözde parçasını da sok bir tarafına!" deyip gömleği buruşturup Alaz'a doğru fırlattı ve eline ilk gelen gömleği hiç incelemeden askısıyla alıp Alaz'ın yanından hızla ona bakmadan geçti ve kapıyı da çarpıp çıktı. Alaz kısa süre sonra yan odasının kapısının da çarpıldığını duydu.

Duyduğu ikinci çarpma sesiyle fazla bir tepki gösterdiğini fark etti ve Asi şu an yan odasında ona oldukça sinirliydi. Huyu değildi ama bu durumu düzelmesi gerektiğinin de farkına varmıştı.

Odasından çıkıp hızla Asi'nin kapısında bitti. Kapıyı ısrarla çalarken de kızı konuşmak için ikna etmeye çabalıyordu.

"Asi! Asi tamam. Bak, farkındayım fazla tepki verdim. Aç, konuşalım. Asi! Asi, hadi aç! Lütfen! "

Kapıyı cidden açtı Asi. Alaz onun kapıyı gerçekten açmasına şaşırırken gömleğinin üstündeki halini görünce şaşkınlığı daha da arttı.

Çok bol durmuştu ve kesinlikle ona ait durmuyordu. Fakat çok daha tuhaf bir şey vardı. Alaz bu görüntüden...hoşlanmıştı. Haddinden fazla hoşuna gitmişti hatta.

And They Were Roommates - AsLaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin