17 tatil

33 6 0
                                    

20 final sunsun seviscek kapatcaz okey miyiz bence okeyiz artık yazcak pek bişey bulamıyorum daha dogrusu romantik seyler yazmaya aşırı utaniyroum çünkü arkadaşlarım falan okuyo okulda yaklasiyo simdi okulda falan acarlar aglarim sevişme sahnesi yazmisim diye 💔 optum bb.




Jungwon salondaki kanepede uzanıyordu Jay odaya girdiğinde kafasını kaldırıp ona baktı "ben geldim" "hoşgeldin" jay kanepenin yanına geldiğinde jungwon telefona bakmaya devam ediyordu bianda kendini jungwonun üstüne bıraktığında " napıyorsun hayvan" jay iyice yerleşip tamamen üzerine uzandığında "ya kalksana" jungwon resmen çabalayarak üstünden atmaya çalıştığı jayle yüz yüze geldi jay ellerini kafasının iki yanına koyup yüzüne bakarken " özledim ya yüz vermiyorsun sende"jungwon sırıttı burunlarını birbirine sürtüğünde jayin yüzünü mıncıklamaya başladı "oy oy" jay sırıtığında uzanıp dudaklarına sert bir öpücük bıraktı devamının tabiki geleceğini hepimiz biliyorduk evet sizde meryem sende 😔 jay uzanıp jungwonun dudaklarına yapıştığında her zamankinden daha sert öpüyordu onu alt dudağını ağzına aldığında emerek için çekti dili ağzını keşfetmek için içeri sızdığında altındaki bedenden dünyadaki en güzel melodiden bile güzel olduğunu düşündüğü ses geldi özellikle aşkım diye mızmızlanmasına bayılıyordu ve tamda bu oldu jungwon jayin dudaklarının ve dilinin uzun süren hapsinden kurtulduktan sonra "aşkım yavaş napıyorsun" diye mızmızlandı sesi o kadar şımarık çıkıyordu ki itiraz ederken bile devamını istediğini belli ediyordu jay bilmiş bir tavırla gülümsediğinde jungwon bacaklarını jayin beline doladı kavruk tenli diğerinden bir tık daha uzun olan adam sırıtarak altındaki sevgilisinin dudaklarına tekrar uzandı bu seferki öpücük o kadar tutkuluydu ki ne kapı sesini nede içeri giren kişiyi duydular Jay yetmiyormuş gibi kavradığı dudaklarını daha fazla ağzına almaya çalışıyor ve jungwon da aynı hızla karşılık veriyordu ağzındaki dil ona hiç yardımcı olmuyor jungwon o tatlı sesleri çıkarmaya devam ediyordu heeseungun "e yeter odanıza aminakoyim" demesiyle jay jungwonun dudaklarından hızla ayrıldı odanın girişindeki heeseung ve yujine baktı heeseung bir elini yujinin görmemesi için gözünün önünde tutuyordu "senin yaşın yetmiyor" dediğinde jay ve jungwon çoktan toparlanmıştı Jay kalkıp mutfağa geçtiğinde jungwon kanepede oturur pozisyona geldi heeseung ve yujin koltuğa oturduğunda amerikan mutfaktaki jaye seslendi "pic yemişsin çocuğu" jungwon daha deminki öpüşmenin etkisiyle zaten kıpkırmızıydı bunu duyunca daha da kızardı "1 senen kaldı kardeşim sabret" jay yujinin yaşına itafen söylediği şeyle yujinin kulakları kıpkırmızı oldu heeseung elindeki poşeti ortadaki sehpaya koydu daha demin jay ve jungwonu üst üste basmamış gibi önlerindeki abur cuburlardan yemeye başladılar.

Sunghoon sunooyu tatile getirmişti sunoo sabah gözünü açtığında yanında yatan sevgilisi ona bir sürprizi olduğunu söyleyip arabaya binmişlerdi sunghoon valizleri vs hallettiği için sorun olmamıştı jay ve jungwon sürekli dışardaydılar ama magazin olacaklarını bildikleri için sunghoon ve sunoo beraber dışarı çok çıkarmıyordu burası bir adaydı küçük bir kasabaydı ve yüksek ihtimal çok kişi yaşamıyordu denize çok yakın bir ahşaptan kulübe vardı sunoo içeri girdiğinde kapının karşındaki yatak ve onun karşısında bir tezgah yanında da bir kapı vardı küçüktü ama güzeldi en azından yalnız kaldıklarını bilmek hoşuna gidiyordu sunghoon ilerleyip kendini yatağa attığında sunoo kıkırdadı zaten bugün herşeye gülüyordu arabada da keyfi çok yerindeydi saçma sapan şarkılar açmış gülüşmüşler ve eğlenmişlerdi sunghoon sağ kolunu yatağın üzerine uzattı ve diger eliyle açılan boşluğa vurdu sunoo gülümseyip kendisini sunghoonun kolunun üzerine bıraktı kendisini ona döndürüp iyice sokulduğunda yüzünde kocaman bir gülümseme vardı sunghoon uzanıp dudaklarını alnına bastırdı sonra oda bedenini iyice ona döndürdü ikiside birbirine o kadar yaklaşmıştı ki aralarında neredeyse hiç boşluk yoktu sunghoon bunu fırsat bilerek uzanıp dudaklarına dudaklarını bastırdı öpücük çok yumuşaktı sunoo bunun seni seviyorum demek olduğunu biliyordu gülümseyip geri çekildiğinde uzanıp sunghoonun yanağına dudaklarını bastırdı yeniden kıkırdadılar " hadi
dışarı çıkalım biraz" sunghoonun konuşmasıyla sunoo tamam deyip ayaklandı ağaç evden çıktıklarında direkt sahile açılması çok güzeldi sahilde yürümeye başladıklarıda sunghoon uzanıp sunoonun parmaklarını kavradı ve elini tuttu ikisinide gülümsetmişti bu "sence hiç kimse öğrenmeseydi nasıl olurdu" "bilmiyorum ama böyle birşey imkansız gibi" "niye bence olurdu" sunoo gökyüzünü izlerken derin bir nefes alarak konuştuğunda sunghoon onun bu konuya canını sıktığını biliyordu " dönüp diğer elini de tuttu simdi yüz yüze ve el eleydiler " güzelim canını sıktığını biliyorum ama buna gerek yok tamam mı evde zaten hep beraberiz burayı seversen sık sık geliriz hmm"sonra bir elini bırakıp akşam güneşinde parlayan sarı saçlara parmaklarını geçirip saçlarını geriye doğru taradı sevgilisinin uzanıp dudaklarını alnına bastırdığında sunoo bu hareketten sonra kollarını sunghoonun boynuna dolayıp sarıldı "teşekkür ederim" bir süre sarıldıktan sonra sahilden ayrılıp kasabaya doğru gitmeye başladılar çok kimse yoktu evler müstakil ve bahceliydi insanlar tarım ve balıkçılk yapıyorlardı evinin önünde limonata satan teyzenin yanında geçerken " yakışıklı oğlum bir limonata almaz mısın" garip bir şiveyle konuştuğunda yanına yaklaştılar" 2 tane alalım madem" "akşam da gelin sahilde eğlence oluyor" gülümseyip teşekür ettiler kasabayı gezdikten sonra sahile geri döndüklerinde balıkçılık yapan ve teknesiyle uğraşan bir adam gördüler "merhaba usta" burda hiç kimse onları tanımıyordu ve bu çok güzeldi " merhaba çocuklar napıyorsunuz burda" "kafamızı dinlemeye geldik öyle" ortalama 50-55 yaşlarında olmasına rağmen dinç duran bu adam bi yandan tekneyle uğraşıyordu"bura öyle tatilik bi yerde değil hangi rüzgar attı sizi buraya" "şarkıcıyız biz burda da pek kimse yok" adam kafasını ağır ağır salladı " anladım hep kafası esen gelir buraya burda ne internet var ne telefon tanımıyorum tabi sizi kusura bakmayın" " yok abi ne kusuru öyle geçerken bi bakalım dedik" adam güldü "gelin tekneye açılacaktım bende deniz çarşaf gibi" " yok abi biz seni tutmayalım " " iyi akşam yemeğine bekliyorum ama saat 8 de yine burda itiraz istemiyorum " sunghoon gülümsedi" tamamdır" iyi günler dileyip eve doğru ilerlediler "amca çok tatlı" sunoo gülümseyip konuştuğunda" sen daha tatlısın yerim seni" sunghoonun iltifatlarına hala alışamamıştı kırmızı olurken sunghoon kahkaha attı .

Sunghoonun gözünden

Sahile sevdiğim havlunun üzerine uzanmıştım ve birkaç metre ötedeki sevgilimin kumla oynamasını izliyordum bazen gözüme o kadar güzel geliyordu ki onu saklayıp hiç çıkarmamak istiyordum mesela güzel gülümsemesi ve kısılan gözleriyle bana dönüp akşam güneşinin sarı saçlarına yansımasıyla yaptığı kumdan kaleyi anlatması hakkında ağzımı bile açamazdım şuana kadar gördüğüm en güzel manzaraydı yine tatlı tatlı birşey anlatıyordu ama ben onu nasıl yiyeceğimi düşünüyordum yeniden önüne döndüğünde gülümsedim .

Nasildi bolum cok gerildim yazarken kitap sunsun olduğu icin cok cikmak istemiyorum ama diğerleri de gozuma tatlı geliyo yazmak istiyorum 😭 optum bb.


Herşey Ortaya Çıkar/SunsunjaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin