Çok bir şey anlatmama gerek yok diye düşünüyorum ne zamandır yoktum vpn yüklemişken neden bölüm atmıyorum ki dedim ve işte kaçak gibi de olsa bir şekilde girdik ve bölüm yazıyoruz işte.
İyi okumalar..♡
"Bu gün de ayrı bir sıkıcı geçiyor sanki huf.." itiraz biçimime gülen sevgilime gözlerimi kısarak bakmıştım. "Oteli turlamak ister misin bakalım neleri varmış." Kafamı olumlu anlamda salladım. "Bakalım hem duyduğuma göre buralar da lunaparkta varmış." Bacakları üzerindeki bacaklarımı okşamayı bırakmış ve birazcık yerinde doğrulmuştu. "Gerçekten, bende şimdi onu düşünüyordum. Garip ama hiç gitmedim. Sadece hız trenine binmiştim."
Bişey diyemiyorum açıkçası bende sadece dönme dolaba binmiştim. İlk okul gezisinde falan, gerisine de küçük olduğumuzdan yaşımız tutmamıştı sadece çarpışan arabaya izin veriliyodu. Tabi ben o zamanda kısa olduğumdan boyum yetmemiş ve yine binememiştim.
"Aslında binmek istediğim çok şey var. Gondolu bir kez deneyimlemek istiyorum. İzlediğim videolar da herkes çok eğlenceli falan diyordu." Yine aynı ritimle bacağımı okşamaya başlamıştı. "Bende adalet kulesini çok merak ediyorum."
(Bilmeyenler için şu yukarı çıkıp aşağıya doğru hızlıca inen alet.)
"Ozaman bizimkilere haber verip gidelim mi?" Yanağıma ıslak bir öpücük verdiğinde memnun bir kaç mırıltı çıkarttı. "Gidelim tabi." Beni hiç üzerinden kaldırma gereksinimi duymadan kucağına alıp kalkmış ve doğruca odamıza getirmişti. İlk önce ben girip üzerime beyaz bir diz üstü şort ve bordo renklerinde bir t-shirt giymiştim. T-shirt'ümü şortumun içine sıkıştırmıştım. İncili bir kolye ve kolyeyle aynı uyumlu küpeleri takıp çıkmıştım.
Oda benimle uyumlu giyinmiş yalnızca halka küpe ve zincir takmıştı. Diğerlerine de haber vermiştik tabi (hangi ara sormayın.)
Sonrasında onlarda hazır olduklarına dair kısa bir grup mesajı çekmişlerdi ve hep birlikte önce kahvaltı için otelin açık büfesine sonra da hemen yanındaki luna parka gitmiştik. Tabi bu yolculuk öncesi Seokjin binmeyelim adlı şiirini okumuştu.
"Aissh cidden Seokjin çok istiyorsan atlı karıncaya falan binersin." Tae'nin sitemi üzerine aramızda küçük bir kıkırtı oluştu. "Ne güzel söyledin işte hep birlikte atlı karıncaya binelim." Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Biz ona binmek için gelmedik Seokjin. Bizimle kesinlikle sende biniyosun oyun bozanlık yapma lütfen. Ayrıca çok korkarsan altına bez falanda bağlayabiliriz. Nasıl fikir?" Namjoon dışında herkes pis pis sırıtıyordu.
"Çocuklar yeterli biletleri ödeyip girelim artık. Uğraşmayın birbirinizle hadi!" Herkes giriş ücretini ödedikten sonra -tabi benimkini zorla Jungkook, Hoseok hyungunkini Yoongi ve Taehyung'la Seokjin'inkini de Namjoon ödemişti- içeri girip kısaca bir göz gezdirdik. Aramızda ilk hangisine biniceğimize dair kısa bir konuşma geçmişti. "Bence önce açılışı çekiçle yapalım" (takla atıp bazen de havada aslını kalan alet.)
"Başlangıç için fazla iddialı sanki?" Yoongi araya girmiş bu sefer eliyle hız trenini işaret etmişti. "Bence başlangıç için önce buna binmeliyiz..!" Son sözü de Taehyung söylemiş başlangıç olarak en iyisinin gondol olucağını söylemişti.
(Açıklamama gerek yok ama yinede bilmeyenler için gemi olan. Run BTS bölümünde bir kaç kez binmişlerdi.)
"Bence en iyi cidden bu olabilir." Herkes razıydı. Bir kişi dışında..
"Bence açılışı atlı karınca-""ASLA!"
Hep bir ağızdan red ettiğimzde bu sefer gülüşmelere Namjoon ve Seokjin'de katılmıştı. "İyi peki hadi gondola binelim." Sonunda ikna olmuş hep birlikte ilk hedefimiz olan gondola gitmiştik. "Herkes en arkalara mı geçiyo?" Herkes kısaca 'evet' dediğinde 3'e 4 şeklinde ayrılıp en arkalara yerleşmiştik. Ben, Jungkook ve Taehyung bir tarafa geçmiştik. Diğer tarafa da Seokjin, Namjoon, Hoseok hyung ve Yoongi hyung geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Aydınlığı - Jikook
RomanceÜvey ailesinden şiddet ve tacize maruz kalan Jimin çareyi evden kaçmakta bulur fakat gidicek yeri olmadığı için bara gider ve ilk kez mafya Jeon Jungkook ile karşılaşır