Bölüm 51

738 24 15
                                    

Sabahın erken saatlerinde hastanede hayat başlıyordu. Temizlikçiler gelmiş yerleri silip gitmiş, odanın penceresini de hava alması için açmışlardı. Kapının girişinde elinde paketle duran Boran'a gözlerim kaymıştı. "Ben geldim." dediği zaman "Ziyaret saati daha başlamadı." dedim. "Benim için başladı." demiş ve içeriye girmişti. Paketi Ruken'e uzatmış "Sana kıymalı ve peynirli börek aldım. Kafeterya da çayla beraber yersin." demişti. Ruken paketi elinden almış. "Teşekkür ederim." demiş ve aşağıya inmişti. "Neden onu gönderdin?" diye sordum. "Bilmem karımla baş başa kalmak istedim." demişti.

Yatağın üstüne karşıma oturmuştu. "Sana şuan yemek yasak diye börek almadım." demişti. "Hem alsaydın da yemezdim." dedim. Tek kaşını kaldırmış yüzüme bakmıştı. "Beni süründürmeye çok meraklısın değil mi?" dedi. "Hayır sen hakettiğin davranış biçimini alıyorsun." dedim. Bebek ağlayınca, Boran ayağa kalkmış onu eline almıştı. "Dikkat et düşürme bebeği." dedim. Bebeği kaldırmış kokusunu içine çekmişti. Yanağını nazik bir şekilde öpmüştü. Can gözlerini açmış babasına bakmıştı. Ellerini babasının yüzünde dolaştırıyordu. Bir kez daha kokusunu içine çekmiş sonra bebeği bana vermişti.

Can'ı kucağıma almış onu emzirmeye başlamıştım. Boran tekrar karşıma oturmuş, bize bakıyordu. Ona yakın olduğum zamanlar kalbim hep deli gibi atıyordu. Can doyduğun da karnındaki gaz çıksın diye onu omzuma almış, sırtını sıvazlamaya başlamıştım. Ama nasıl yapacağımı beceremediğim için biraz zorlanıyordum. Can ağlamaya başladığı zaman iyice panik yapmıştım. "Sen bana ver ben hallederim." diyen Boran'a bakmıştım. "Sen anlamazsın ki." dediğim zaman "Benden küçük kardeşlerim var unuttun mu? Hem annemin onlara nasıl baktığını hatırlıyorum." demiş ve ayağa kalkmıştı.

Ciyak ciyak ağlayan Can'ı, Boran'ın ellerine teslim etmiştim. Boran onu omzuna almış ve sırtını sıvazlamaya başlamıştı. Can susmuş ve onun omzunda uyumaya başlamıştı. "Günaydınlar." diyen sesle ikimizde bakışlarımızı kapı tarafına çevirmiştik. Dün konuştuğum Doktor'u bir kaç hemşire ve asistanı kapıda görmüştüm. "Güzel annemiz ve bebeği bugün nasıl?" diye sormuş ve bize doğru gelmişti.

Asistanlardan biri elindeki dosyayı ona vermişti. "İyiyiz teşekkür ederim." dedim. Boran kucağında uyuyan Can'ı beşiğine koymuştu. "Derya, bebeği al işitme tarama testi için aşağıya götür." diyen Doktor yanındaki asistana bakmıştı. Asistan bebeği beşiğiyle beraber almış ve götürmüştü. "Hande, güzel annemizin tansiyonunu ölçer misin?" demiş yanında duran kıza bakmıştı. Hemşire kız yanıma gelmiş tansiyon aletiyle tansiyonumu ölçmüştü.

"Pansuman zamanı malzemeleri hazırlayın." diyen Doktor'un talimatıyla malzemeleri hazırlamaya başlamışlardı. "Rojin canım sende karnını açar mısın?" demişti. Yatağa uzanmış ve karnımı açmıştım. Gözlerim Boran'a kaydığında çatık kaşlarla Doktor'a baktığını görmüştüm. Pijamanın alt tarafını biraz sıyırmıştım. Doktor yanıma gelmiş sargı bezini açmıştı."Karnına baskı uygulayacağım, biraz canın yanabilir." demişti.

Ellerini karnıma koymuş hafif bir şekilde bastırmıştı. Canım biraz yanınca dişlerimi sıktım. Sesli şekilde boğazını temizleyen Boran'a bakmıştık. Doktor ona bakmış "Bu işlemi pis kan çıksın diye yapıyorum." demişti.

Ardından ellerini dikişlerin üstünde dolaştırmaya başlamıştı. Boran gözlerini ayırmadan Doktor'a bakıyordu. "Bu işlemi de iltihap var mı yok mu kontrol etmek amaçlı yapıyorum." demiş ve eline aldığı tentürdiyotü ameliyat yerime sürmeye başlamıştı. Daha sonra yeni bir sargı bezi yapıştırmıştı. İşini bitiren doktor elindekileri hemşireye vermişti. "En az bir hafta banyo yapmak yok. Bir hafta sonra banyo yaptığın da dikişlerine su gelmesin. İki hafta sonra dikişlerini aldırmaya hastaneye gelirsin. Ayrıca soğukta kalmamaya dikkat et. Kesi yerin iltihap kapmasın ki hemen iyileşsin." demişti.

"Tamam doktor bey teşekkür ederim." dedim. "Rica ederim ne demek." demiş ve gülümsemişti. "Çok merak ediyorum, diğer hastalarınızla da böyle samimi misiniz?" diyen Boran'a bakmıştık. "Anlamadım?" diyen Doktor ona bakıyordu. "Bence gayet iyi anladınız." demişti. "Hastalara kendini iyi hissetirmem suç mu?" demişti. "Suç değil belki ama sen gereğinden fazla samimisin. Güzel anne canım falan herkese mi böylesin?" diyen Boran öfke dolu gözlerle Doktor'a bakmıştı.

"Sadece güzel kadınlara karşı böyleyim." diyen Doktor'a şaşırmış şekilde bakmıştım. Boran nefesini burnundan vermiş "Bir de açık sözlüsün ne güzel." demişti. "Ne o yoksa güzel karını mı kıskandın?" diyen Doktor'a Boran "Evet kıskandım! Senin gibi kadın avcısı doktorları da çok gördüm!" diye sitem etmişti.

Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir ben değil orada bulunan asistan ve hemşireler de ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Mesleğimden dolayı mı kadın avcısı oluyorum? Sonuçta kadınlarla çalışıyorum. Ama hiç bir koca senin gibi yükselmedi." demişti alay eder gibi.. "Ben o kocalara benzemem!" diyen Boran sitem etmişti. "Eşlerinizin kıymetini bilmezsiniz sonra onları bizim gibi kadın avcısı doktorlardan kıskanırsınız." demiş ve gülümsemişti.

"Senin şu ağzını dağıtmadan hemen sus!" diyen Boran'a "Yeter artık Boran karşındaki bir doktor nasıl böyle konuşursun!" diye sitem ettim. "Lan asıl o benimle nasıl konuşuyor!" diye sitem etmişti. Boran'ın suratı sinirden kıpkırmızı olmuştu. "Doktor bey siz onun kusuruna bakmayın." dedim. "Lan şimdi ben mi kusurlu oldum!" diye sitem etti. Boran'ın yumruk yaptığı elleri bembeyaz olmuştu.

"Önemli değil olur böyle şeyler." diyen Doktor'a baktım. "İkiniz beni delirtmeye mi çalışıyorsunuz!" diye sitem etmiş ve doktora vurmuştu. "Boran ne yaptın sen!" diye sitem ettim. Yataktan kalkacağım sırada dikiş yerlerim acıyınca olduğum yerde kalmıştım. "Boran bey ne yaptığınızı sanıyorsunuz!" diyen Asistan kıza bakmıştı. Doktor onun darbesinden hiç etkilenmişe benzemiyordu.

"Etrafa saldırarak mı erkekliğinizi tatmin ediyorsunuz." demişti. "Evet!" diye sitem eden Boran ona dik dik bakıyordu. "Dikkat edin de başınız belaya girmesin." demiş ve odadan çıkmıştı. Orada bulunan Asistan ve hemşirelerde çıkmıştı. "Boran sen ne yaptığını sanıyorsun!" deyip sitem ettim. "Lan adam göz göre göre seninle fingirdiyor!" diye sitem etmişti.

Nefesimi burnumdan vermiştim. "Herkese bağırıp çağırıp vurarak neyin gösterisini yapıyorsun." dedim. "Lan ben seni kıskanıyorum!" diye sitem etti. İçimden sevinç çığlıkları atsam da dışımdan ona ters ters bakıyordum. "Bugün burada ben kalacağım." demişti. "Neden?" diye sordum. "Canım öyle istedi." demiş ve yatağın yanındaki koltuğa oturmuştu. Ruken elinde beşikle gelmiş "İşitme tarama testini yaptılar." demişti. "Ruken sen eve gidebilirsin. Karımın yanında ben kalacağım." diyen Boran'a, Ruken "Nasıl istersen Boran abi." demişti.

Ardından Ruken eşyalarını toplamaya başlamıştı. Gözlerimi yan tarafımda oturan Boran'a çevirmiştim. Arkasına yaslanmış ve bana bakmıştı. Boran'ın dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı. Ona sinir olmuş gibi yaparak bakışlarımı başka tarafa çevirmiştim.

Aslında Doktor'un bugün kasıtlı olarak Boran'ı sinir ettiğini biliyordum. Açıkcası Boran'ın beni kıskanması gururumu okşamıştı. Son ana kadar kendini tutmuş ama sonunda patlamıştı. Harun kapıda belirdiği zaman ona bakmıştım. "Hoş geldin Harun." dedim. "Hoş buldum yenge nasılsın iyi misin?" diye sormuştu. "İyiyim sağol." demiştim. Harun beşiğe doğru gelmiş, bebeği sevmiş "Aslan parçası ne güzel uyuyor." demişti.

"Allah sizin bebekleri de sağ salim kucağınıza almayı nasip etsin." dedim. "Bebekler mi?" diye soran Boran şaşırmış bir şekilde bana bakmıştı. "Evet ikizleri olacak." dedim. "Hayırlı evlatlar olurlar inşallah." diyen Boran'a, Harun "İnşallah abi." demişti.

"Hadi hazırsan çıkalım." diyen Harun'a, Ruken "Hazırım çıkabiliriz." demişti. Daha sonra Ruken yanıma gelmiş ve bana sarılmıştı. "Kendine dikkat et." demişti. "Sende dikkat et." dedim. Onlar gidince başımı yastığa koymuştum. "Uyuyacak mısın?" diye soran Boran'a "Uykum var." dedim.

Aldığım ağrı kesici ilaçlar uykumu getirmişti. Hem uyumayıp da ne yapacaktım. "Hazır bebek uyuyorken bende biraz olsun dinleneyim." dedim. "Tamam gülüm sen biraz dinlen bebek uyanırsa seni uyandırırım." demiş ve alnıma öpücük kondurmuştu. Sonra dudakları dudaklarıma da öpücük kondurmuştu. "Hadi kapat gözlerini iyi geceler." diye fısıldamıştı. Şuan midemde kelebeklerin kanat çırptığını hissedebiliyordum. Gözlerimi kapatmış ve kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin