12

1.6K 175 73
                                    

"Elif, Barış arıyor." Bir bir sayacağı azarları şimdiden kulağımda can bulurken başka bir aramada olmama rağmen uzun uzun çaldırmaları son bulmuştu fakat ısrarla aramayı yenilemekten geri durmuyordu.

"Bana bak şimdi İlkin, kendini ezdirmiyorsun tamam mı? Haksız olunca mal gibi kalıp kendini savunamama gibi gibi bir özelliğin var. Onu devreye sokma. Olan oldu. Barış efendi çok sinir oluyorsa bu işlere, çıkıp adam gibi ilan etsin."

"Bilmiyorum Elif " dedim hayıflanarak. "Geçen gün o kadar uyardı mesafeni koru diye. Ne dese haklı. Artık sevgilim sonuçta. Yani sanırım" dedim emin olamayarak saçlarımı karıştırken. "O gün sevgilim diye hitap ettiğine göre sevgiliyiz değil mi?"

Elif'in derin bir nefes aldığını işittim. "Aşk işlerinde o kadar akıl verip zekasını konuşturan biriyken konu kendine gelince nasıl böyle mala bağlıyorsun hayret ediyorum."

"Yardımcı olur musun, hâlâ arıyor çünkü" dedim telefon ekranında her yeni aramasını gördüğümde korkum kat be kat artıyordu. İnadı tutmuştu yine.

"Kızım sen bu sarı kafayı sevmiyor musun?"

"Seviyorum." Duraksadım. "Sanırım."

"Sanırım deme İlkin bana. Sanırım deme, ateşim yükseliyor. Kafamdan dumanlar çıkıyor. Net bir şey söyle. O kadar heyecan boşa mı? Seviyorsun değil mi Barış'ı?"

Elif'in de sabrını taşırırken herkese kendimi kapatıp ucu bucağı olmayan bir ormandaki kulübede yaşamıma devam etmeyi düşündüm."Seviyorum" diyerek tüm cesaretimi toplarken benim için oldukça zor olan gerçeği dillendirdim.

"Sevgilim diye hitap etmesiyle mutluluktan havalara uçmadın mı? Ben rahatsız olduğun herhangi bir şey göremedim."

"Tamam, yaşandı bunlar."

"Öyleyse siz sevgilisiniz" dedi sesini yükseltip tane tane konuşarak mala anlatır gibi tavırla. "Bir daha böyle saçma sapan düşünceleri aklından geçirme. Çünkü Barış'la sen resmen sevgilisiniz."

Başkasının ağzından Barış'ın bana ait olduğunu duymak sebepsizce hoşuma giderken yüzümdeki aptal gülümsemeyi silip buna sevinmeyi sonraya bırakarak sorunumu çözme yolları aradım. "Muzaffer mevzusunda ne yapacağım?"

"Valla onu ben de bilmiyorum. Barış'ın acelesini de bu sayede anlamış olduk. Boşuna ilk buluşmadan sevgiliyiz dememiş. Bir şey biliyor ki önceden de uyarıyor adam. Al, herif kaçtır maçına geliyor. Yetmiyor adınızı çıkarıyor."

"Ne yapacağım Elif? Akıl ver gözünü seveyim."

"Altta kalmayacaksın. Sakinleştirmeye bak sadece. Ateşe körükle gitme, suyuna git."

Dediklerini tekrar edip zihnime kodladığımda "tamam" dedim içime az da olsa su serpilirken. "Kapatayım ben, Barış'ı çok beklettim. Seni çok seviyorum" diye ona karşı minnet duyarak konuştuğumda telefonu yüzüme kapattı. Siniri geçene kadar ona bulaşmasam can güvenliğim için iyi olacaktı.

Barış'ı yanıtlamak için hamlede bulunacağım sırada Ece'nin 'bana acil geri dönüş yap' mesajıyla ikisi arasında kalırken Barış'ın sinirini göz önüne getirdiğimde Ece'ninki onun yanında devede kulak kalacağı için onu seçip "özür dilerim Barış" diye suçluluk duygusuyla mırıldanarak aramasının bitimiyle engelledim.

Ece'yi aradığımda ilk çalışta açtı. "İlkin ödül törenindeyim. Vaktim yok, zar zor konuşuyorum. Sorduğum sorulara olabildiğince kısa ve net cevaplar ver. Ona göre hareket edeceğim" diye tek nefeste konuştu. "Muzaffer'le sevgili misiniz?"

"Hayır" dedim hiç şüphesiz. Arka planda ahizeden yükselen isim anonsuyla sesimi alabildi mi emin değildim.

"Barış'la?"

Gizli Saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin